adı sözlük olan fakat sözlük olarak kullanılması öngörülmeyen, sadece ergen liseli'nin tanıdığı kişilerin bulunmasına özen gösterilen, karı kız kaldırma amacıyla açılmış olan, yazar alımlarının sadece özel istek üzerine açıldığı, ne olduğu belirsiz mekan.
hiç gitmediğim halde, gitsem tek başıma kaybolmayacağım abd şehri. filmlerde ve dizilerde o kadar çok görüyoruz ki bu şehrin sokaklarını, caddelerini, beynimize işledi iyice.
anadolu lisesi ekolünden* gelenlerin kullanmış olma ihtimali yüksek sözlük. benimki 16 yaşında şu an, hala taş gibi yeminlen. "oxford vardı da biz mi gitmedik" diyenlere oxford kalitesini getiriyor.
keşke beşiktaş'ta kalıp adam olsaydı da, ben de sevinseydim attığı gollere dedirten futbolcu. olgunluğuna kavuşması trabzonspor'a denk geldi, belki de şenol güneş sayesinde olgunlaştı.
dizelerini duyunca, insanın içini kaşıyan**, sıkan, üşüten bir ruh varmış gibi hissediyorsunuz bedeninizde, böyle bir şarkı. Echo and the bunnymen'den dinlenilesi.
"neden aşığım?" sorusuna cevap bulamadığında çok güzel olur. aşık olma nedenini bilirsen şayet, o neden ortadan kalktığında aşk da biter. bitmese daha güzel gibi.
adam hastaneden 3. çıkışında kebapçıya gidiyor. yıllar önce yazlıkta bir komşumuzun tanıdığı olduğu için onları ziyarete geldiğinde, 5 dakika içinde mangal kurdurtmuştu, orada anlamıştım nasıl kebap aşkı olduğunu etleri şişe dizmesinden.
evil dead, evil dead ii ve army of darkness üçlemesinin ilk filmi, aynı zaman da en fazla mısır şurubu tüketileni.
bildiğim kadarı ile filmin çekildiği yerin yakınlarında sahte kan yapmak için gereken mısır şurubu kalmamış. ya da sallıyorum. yok cidden hatırlıyorum böyle bir detayı.
türkiye'de öncülerinin futbolda emre belözoğlu, basketbolda ise murat murathanoğlu olduğu, aleyhte verilen tüm hakem kararlarına kayıtsız şartsız itiraz etme akımı.