kucuk kiz acun'un yetenek sizsiniz programindaki elemelere katilmis. adi keysa gibi bir sey, herkese tuhaf geldi tabii ve juri ile onun arasinda muhabbet basladi;
hulya avsar: adin ne?
kiz: keysa
h.a: nerelisin sen?
kiz: antalyali
acun: adinin anlami ne? (tam da sorulacak soru yani 8 yasindaki kiza)
kiz: daha anlayamadim.
daha anlayamaz tabii cocuk, sen anlamamissin kac yasinda adam, kiz nasil anlasin be
iki nedenden kaynaklanıyor olabilir;
bir: ya anne-baba çalışıyordur,
iki (ki hiç aklıma getirmek istemesem de yazmak mecburiyetindeyim): ya da anne-baba yoktur çocuğun yanında, olmamıştır "herhangi" bir sebeple..
birinci şıktan ötürü ananemle büyüdük biz.
ananne yanında büyümek demek;
özgür bir çocukluk geçirmek demektir..
toprağa çıplak ayakla basmanın nasıl bir duygu olduğunu bilmektir mesela. yazları bahçede, leğen içinde yüzmek, çamurdan pastalar yapmak, binbir ısrarla alınan kuzucuğu boş arsada otlatmak, öğlenleri süt ekmek yemek, asla istemedikçe öğlen uykusuna yatmamak, evden kaçıp kaçıp kırtasiyeye gitmek, balkona çarşaflardan ve iskandinav koltuk minderlerinden çadırlar kurmak, tüm mahalleyi eve davet etmek, oyuncakları, sofrayı paylaşmak..
şivesel etkiyle uzunca bi süre armuda ermut, maymuna meymun demek, banyoda saatlerce keselenmek, ilkokulun ilk yılı babaanneyle aynı sıraları paylaşmak, o her antep'e gittiğinde yasa bürünmek, eşyalarını koklamak, divanında uyumak..
gariptir ama haftasonu gelince evinin yolunu tutmasından ötürü haftasonlarına düşman olmak, sadece onun yaptığı yemekleri yemek istemek..
... ve büyüyünce de onun gözdesi olmaktır. bu nedenledir çocuklarının bile bize duyduğu sevgiyi kıskanması..
ve hatta belki yine bu nedenledir
hastalandığında, tırnakları uzadığında, karnı acıktığında, üşüdüğünde, yastığı alçak geldiğinde, elbisesinin dikişi söküldüğünde, canı elma istediğinde, birine ya da bir şeye içerlediğinde, banyoda keselenmek istediğinde, yeni bir eşarba, pijamaya, süvetere ihtiyacı olduğunda... kimseye değil de yalnızca "bize" açabilmesi derdini..
anneanne veya babaanneyle büyümek, büyük bir şanstır şahsım adına.
melektir onlar benim için..
lise 1 olması gerek.daha toyuz hepimiz matematikten ilk defa sınav olacağız hemde lise hayatımızın ilk sınavı.bir matematik öğretmenimiz var daha konuşmayı bile bilmiyor.neyse herkes sınava 3 kişi girdi yusuf ve yusuf'la benimde yanımdaydı tabi şerefsizler.neyse sınava girdik herkes hayatında ilk defa kötü alacağını düşünerek eve gitmiş bir hafta sonra notları ookumuştur.a:10 b:15 c:20 d:02 e:15 diye giderken bir kişi 62 almıştır * ben hariç sınıfın geri kalanı yani 28 kişi 1 veya sıfır almıştır.nitekim sınav tekrarı yapılmış ve hiçbirşey değişmemiştir.bende o 50yi 4 yapana kadar götümü yırttım o ayrı.durum bu liseli ergenler.