Tabi canım beethoven dinlemek. evlilik sonrası değişen çevrede görülen garip varlıkların yaptıkları eylem bu. hanım ablam hep beethoven mozart dinler. klasik müzikten aa çok iyi anlar. çünkü çocuğunun b*kunu temizlerken, işe hazırlanırken, tıkanan lavaboyu açarken hep beethoven dinler evde asla başka birşey olmaz. çünkü beethoven çocuğunun gelişimini iyi yönde sağlıyor. çünkü onun çocuğu beethoven dinlediği için süper zeka olacak benim oğlum her müziği kendisine dinleten ve enstrumana yönlendiren ebeveynleri olduğu için gerizekalı olacak. evet. bu ablalar doğduklarından beri beethoven dinledikleri için çok zengin gözükmeliler o yüzden hep alışverişten falan bahsetmeliler. bi de bunların hanım ne derse he diyen koncaları var abav. onlar da klasik müzikle büyüdü zaten. pipileri falan hep klasik müzik eşliğinde kesildi.
(#8541305) yazısının, yazarlarımız tarafından paylaşılabilecek heryerde paylaşılmasını temenni ettiğim yazar arkadaşımız.
kimsenin eline yapışmaz ya. *
"ben yasaklanmış bir ırkım, kendimi ihbar ediyorum!" alt başlığı altında; 4 temmuz 2010 saat 14:00 da istanbul taksim parkında başlayıp, 15:30 taksim meydanında devam edecek olan "üçlü ölüm genelgesine karşı" yapılacak pasif eylemdir.
bu eylem 14:00-16:30 arası izmir alsancak iskele önünde de yapılacaktır.
öneri: pitbull lar değil, onları vahşice eğiten sahipleri toplatılsın. dövüştürülen pitbull lar ve diğer mastiff ler rehabilitasyona tabi tutulup yeni ailelerine kavuşturulsun. doğru olan öldürmek değil, budur.
bu cinslerin bir kısmı mastiff, bir kısmı ise mastiff bir ırkla çiftleştirme sonucu mastiff olmuş köpekler. bu köpeklerin doğru bir eğitimle aslında ne kadar uysal ve insan canlısı olduğunu görebiliriz yukarıdaki cinslerden. tamamen yasaklamak yerine yanlış insanların elinden kurtarılmaları çok daha mantıklıdır.
belki bu köpek sahiplerine ya da sahiplenecek olanlara bir eğitim zorunluluğu getirilse biraz olsun önüne geçilebilir.
yasaklamak en yanlış yol. ne yapacaklar, öldürecekler mi bu köpekleri. bu zihniyete daha çok yazık.
konuyla ilgili duyarlıysanız aşağıdaki linkten bir imza da siz atın. link içeriğini de döküyorum;
Meclisin 'insanlar zarar görüyor, harekete geçin' talimatı doğrultusunda valiliklere genelge gönderen içişleri, Çevre ve Tarım bakanlıklarının, pitbull ve benzeri yırtıcı köpeklerin toplanmasını, dövüştürülmemesini ve internet üzerinden satışının yasaklanmasını istediğini üzüntü ve şaşkınlıkla öğrenmiş bulunuyoruz.
Böylesine bir yaklaşım kastını aşan, binlerce sakin (saldırgan olmayan) pitbullun da sahiplerinden koparılmasına, hem hayvanların hem sahiplerinin mağdur edilmesine sebep olacaktır.
Hiçbir köpek doğuştan agresif, saldırgan ya da dövüşçü değildir. Hayvanlara dövüşmeyi, öldürmeyi öğretenler insanlardır.
Haberde "Beslendiği belirlenen bu tür hayvanlar polis gücüyle toplanacak. Toplanan hayvanlar barınaklara alınarak kısırlaştırılacak" ibaresi yer almaktadır. Kısırlaştırılan hayvanların akıbeti belirsizdir.
Aceleyle çıkarılmış bu genelge binlerce hayvanın ve hayvan sahibinin mağduriyeti demektir. Dövüşçüleri engellemek yerine bir tür ırkçılık yaparak hayvanları agresif ayırımı yapmadan polis zoruyla toplatmak halk arasında paniğe yol açacak ve hayvan nefretini arttıracaktır.
Bu bağlamda aşağıdaki görüş ve taleplerimiz tarafınıza sunulur:
1 - Genelgenin detaylandırılması ve barınaklara alınan hayvanların kısırlaştırıldıktan sonra sahiplerine iade edilmesini
2 - Toplanan hayvanların kayıt takibinin yerel hayvan koruma gönüllüleri ile işbirliği çerçevesinde yapılmasını
3 - Her şehirde toplanan hayvanların gönderileceği barınakların listesinin belli olmasını, takip ve kontrolunun sağlanmasını, karışıklığın önlenmesini
4 - Kısırlaştırılan köpeklerin rehabilitasyonu, sakinliklerinin tespitinin yapılması için bir sistem geliştirilmesini
Başvurumuzun 3071 Sayılı "Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun" ve 4982 Sayılı "Bilgi Edinme Hakkı Kanunu" ile "Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına ilişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik" ve '25356 sayılı Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının kullanılmasına dair Başbakanlık Genelgesi' çerçevesinde değerlendirilerek yasal süresi içerisinde e-posta ile bilgi verilmesini rica ederiz.
festivali vidyoya alan bir güvenlik görevlisi. fotografını çeken insanlara "neden çektiniz o'nun fotografını?" diye soran başka bir güvenlik görevlisi.
çakmak var mıydı diyen bir güvenlik daha.
pisuvara işerken fotograf çekenlere poz veren, yeni açığa bakıp gülen, headbang yapan gençler. *
artık ayakların alıştığından mıdır, günün heyecanından mıdır bilinmez; taksim'den koşarak gidilen festival.
foma sahnesi her zamanki gibiydi. yavaş yavaş toplanmaya başlamıştı insanlar o sahnedeyken. kimisi zıpladı, kimisi sakin sakin izledi uzaktan.
yeni açıkta bir grup ilginç insan çok dikkat çekti. çekilmeyecek gibi de değildiler ki. hanım kızlarımız garip* giyinmiş, göz makyajı allı pullu hatta taşlı maşlı, çok ama çok ilginç figürlerle antraks ve slayer a eşlik ettiler. yanlarında da bir o kadar garip erkekler vardı. hadi bakalım bu gözler daha neler görecek dedik çevirdik kafamızı.
anthrax sahnedeydi. azdırmaya başladı yavaştan. biraz düşündürdü kimimizi ve dedik ki; ulan bu adamalar gazı nerde vereceklerini çok ama çok iyi biliyorlar. hayranlıkla izlendi. sakin sakin bile izlendi anthrax.
alan daha da kalabalıklaşmaya başladı. yavaştan boş koltuklar da doldu artık. tribünlerden saha içine atlamaya başladılar. kimisi kaçtı, kimisini güvenlikler kibarca geri çevirdi. heyecanlı dakikalar...
ve megadeth ; sahneye çıkana kadar yerimde duramadığım, hop oturup hop kalktığım saniyeleri yaşarkenki sabırsızlığın zevki tarif edilemez sanırım. artık sahnedeydi megadeth. istanbul bu gitarı bir daha kim bilir ne zaman duyacaktı. işte o dağınık halde stada yerleşmiş megadeth hayranları hep bir ağızdan eşlik ettiler. peace sells te tüm stad ayaktaydı. harika bir gün yaşattı bize megadeth. tek bir cümle özetleyebilir ancak ; içimizden konser geçti!
slayer geç çıktı. beklemekten sıkılan stad, kapalıdan başlayarak meksika dalgası yaptı. bu böyle 3-5 kere döndü. sonra "saha içi" tezahuratlarına dayanamayan saha içi de bu dalgaya katıldı. güzel atraksiyon. eğlendiriyor insanı. evet evet hani şu bir önceki metallica konserinde yapılınca kimisinden çok fazla tepki alan meksika dalgası. aynısı işte. güzeldi güzel. bi deneyin derim.
slayer ; dinlemenin güzel olduğu ve sevenlerini çok eğlendirdiği aşikar. slayer sahnesi iki festival gazisi verdi. geçmiş olsun kendilerine. bidahakine daha dikkatli olun çocuklar!
efendim bu aramızda saha içine girmenin ne kadar kolay olduğunu öğrenmiş olduk. tuvalete gidiyorsunuz ya, hah işte, dönerken üstten değil de alttan içeri giriyorsunuz. hepsi bu. öyle atlamaya, zıplamaya hiç gerek yokmuş.
metallica ; megadeth le kısılmaya başlayan ses burda gitti işte. evet sözlük artık sesim çıkmıyor. 2 saatten fazla sahnede kaldılar. yine espiriler havada uçuştu. istanbulu çok sevdiklerini ve yakında tekrar gelmeyi arzuladıklarını çok vurguladılar. ** yeni şarkılara pek alışamamış gibi gözüksekte eşlik edenler boldu. eskiler bir ağızdan söylendi. bir ara çakmaklar yandı. * türk usulü yakınlarımızı arayıp dinlettik. *
bir konuda internet araştırması yapıyor ve bir türlü bulamıyorsanız, mesleğiniz gereği bilgisayar başında uzun süre geçirmek durumundaysanız, hatrı sayılır bir arkadaşınız size bir soru sorduysa * ve cevabını bazen resimli bir şekilde anlatsanız da anlayamıyorsa; sıkıntıdan, bön gözlerle ekrana bakarak, tabağa elin gitmesi ve eldekinin ağıza girmesi ile gerçekleşen eylemdir.
hepimizin yapması gereken eylemdir.
kapı önünde müsait ortam yoksa bile çöp konteynırları altına bir kapta yemek ve su bulundurabilirsiniz. ayrıca yemek hazırlamak zorunda da değilsiniz. zaten hayvanlar çöpleri karıştırarak karınlarını doyuruyorlar. evde bozulmamış fakat tabak artığı dediğimiz yiyeceklerimizi (fazla yağlı olmaması ve hayvanlar için uygun olması şartıyla) buralara koyabilirsiniz. özellikle sıcak yaz aylarında suya çok ihtiyaç duyan bizler gibi onların da ihtiyacı olduğunun bilincinde olarak bu eylemi gerçekleştirmeliyiz.
fakat şöyle bir durum var; kimi insan bir insan dururken bir hayvana yardım edilmesine, kimisi de hayvan dururken insana yardım edilmesine kızar. iki tutum da yanlıştır. doğru olan her ikisini de unutmamak. sokağa iki kap yemek bırakmak zor olmadığı gibi, o çöpü karıştıran insana bir tas çorba ikram etmek ya da bakkaldan bir ekmek alıp vermek çok zor değildir.
beşiktaş yollarında ezilme tehlikeleri atlatarak varılmış festival olsun tanımımız. ve biz devam edelim;
hayko cepkin; sevene sevmeyene saygı göstermek lazım ancak adamın iyi müzik yaptığı aşikardır ancak bu sahnede başına gelmeyen kalmadı. ara ara sesi kesildi. iyi toparladı yine de. açıkçası kendisinden sahnede güzel bir gösteri bekleyenleri biraz hayal kırıklığına uğrattı. yapmadı bunu hayko cepkin.
bu arada ilk tuvalet deneyimimi de yaşamış oldum. su akıyordu eyvallah. ama bir sabun bir kağıt peçete yoktu. pisti ayrıca son derece. saha içinde konser aralarında inanılmaz bir tuvalet kuyruğu vardı. pisuvarların etrafı hala açıktı ve işini!? yapan abiler yeni açığa el salladılar, fotograf çekenlere poz verdiler. eğlendirdiler epey.
manowar sahnedeydi. sanki biraz kızmıştı accept öncesi olduğu için. e haklıydı da. joey demaio türkçe konuşarak güne damgasını vurdu. kimi helal sana joey dedi, kimi kes ulan amığa koyim diye bağırdı durdu. oturan insan sayısı azdı. çok azdı hatta. herkes ayaktaydı. herkes eşlik ediyordu. izleyenlerle iletişim harikaydı. tribünlerin ve saha içinin elleri hep havadaydı. her güzel şey gibi bu da bitti.
köfte ekmek tadı fena değildi ancak 7.5 lira insanın içini çok acıtıyor sözlük.
accept geldi sahneye. güzel başladı. şarkılar çok uzun uzadıya olduğundan mıdır nedendir bilinmez insanlar bir anda konseri terketmeye başladılar. çok az insan eşlik etti. üzüldük ya da sadece ben üzüldüm. harikaydılar aslında.
bir güvenlik görevlisinin festivali vidyoya alması garip geldi.
sonisphere istanbul 2010'da "nasılsınız? türkiyeyi çok sevdiğim için biraz türkçe konuşmak istiyorum... tekrar delikanlı türklerin arasında olmak çok gurur verici... unutmayın her biriniz diğer grupların bin hayranına değersiniz... bu festivale dört büyük grup geldi diyorlar... siktir ordan... ben burada tek bir büyük grup görüyorum... kimin için geldiniz? duymadım? kim için geldiniz? sonisphere festivaline kimi görmeye geldiğinizi birdahaki sefere kimin headliner olmasını istediğinizi şu piçlere öğretin(ya da kıçları oynatın bilemedim)..." ** cümlelerini* kurmuş adam. *
düzeltmeler: yalan yanlış anladığım kadarıyla yazdığım için tekrar dinledikçe düzeltiyorum.
ne kadar bozuk param varsa almış festival. çakmağımı bile aldılar sözlük. neymiş içerde sigara yasakmış. içtim işte. içtik hepimiz. yan tribünlerin hangisi tam bilmiyorum ama bir ara festival bayraklarının görüşü kapattığından şikayetçiydi. yeni açık pipi festivali izledi. pisuvarların etrafı kapatılsaymış daha güzel olabilirmiş.
herşeye rağmen gayet eğlenceli geçmiş festival. alice in chains i izlemek çok güzeldi. rammstein her ne kadar çok hayranı olmasam da harika bir sahne yaptı. bir ara cızırtılar eşliğindeydi konser. 420 liranın üzerine attırdı rammstein. iyidi, hoştu.
çıkışı olmayan durumdur. kaybetme korkusu baskın bir ilişki yaşarsanız paranoyak olursunuz. bu korku hiç olmazsa "nasıl olsa hep var" der umarsız olursunuz. her ikisi de rahatsız edicidir.
(bkz: seni kaybetmekten korkmuyorum diyen sevgili)
"seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin, sen benimle hiç olmadın ki.
olsaydın avuçlarım terlemezdi, ısırmazdım dilimin ucunu.
özlemezdim seni yanımdayken, kıskanmazdım; korkmazdım yollarda yürümekten.
ıslanmazdım yağmurlarda; yıldızlara, aya dert yanmaz böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten, ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize.
ve her kulaçta haykırırdım seni; ama sen hiç benimle olmadın ki.
ya aklın başka yerdeydi ya da yüreğin."
dizeleri ile kişiyi maskelerden kurtulmaya mahkum bırakan şiir, yazı ya da her neyse. yavan okuduğunda "ha iyimiş be" şiiri. ama o "katkılı" damgası vuruldu mu göğsüne; en korkağını bile okyanusa atan, çıplak ayak asfaltta koşturtan şiir.
belki de mektup.
belki de masa ya da küllük.
her neyse.