Uzunca bir süredir yazmıyorum sözlük. buranın zamanı 2013-2019 arası yıllarıydı. Saçma sapan başlıklar daha azdı. iyi kötü müthiş anılarım geçti. Buradan arkadaşım oldu. kız arkadaşım bile oldu. Ama artık yazasım hiç gelmiyor. Bakmıyorum başlıklara bile. Birçok şeye hevesim azaldı zaten. yaştan mı yaşanmışlıklardan mı bilmiyorum. elim hesabı kapatmaya hiç gitmedi. Bundan sonra gider mi bilmiyorum. Gitmeden iki kelam yazmak istedim. Sevgi ve saygılarımla.
uzun zaman sonra entry girmeme sebep olmuş dizidir. sonradan çekilen sezonlar gibi dandik değil. 96 bölümlük Behzat ç tadı gibi. Çok güzel. 2010'lara gittim resmen. Oğlum amirim üzülmesin la artık. Sürekli birileri ölüyor. başlar başlamaz emniyetin kedisi öldürüldü ya la.
belli zamandır yalnız bir erkek olarak böyle bir düşüncenin her zaman doğru önermeyi verdiğini düşünmüyorum. eğer bir insan gerçekten düzgün ise hayatında birinin olması onun düzgünlüğüne engel olmamalı.
anne bulunmaz, ama sevgili bulursun, arkadaş bulursun, kardeşim dedigin birini de bulursun. her şeyi bulursun. ama anne başka bir şeydir. sümsükmüş. hassiktirin ordan. kızların baba hassasiyeti pohpohlanırken, erkeğin annesine hürmeti ana kuzusu diye tabir oluyor nedense.
izlerken ekranı delip geçip oraya ışınlanıp oradakilerin ağzını yüzünü kırıp parçalayasım geldi. o derece elim ayağım titreyerek sinirlendim. meslekten değil sadece, insanlıktan da men edilmeleri lazım böylelerinin. ah ulan orada ben olacaktım hala sinirim geçmiyor.
ilk giden yine kendisi olur çok büyük ihtimalle. seninim diyen değil, bu cümleyi kurmadan dahi bunu hissettirecek bir kız çıkar umarım tüm yalnız ve gönül adamı olan erkeklerin karşısına.
ilişkiler çıkar ve duygular kendi isteğine göre pazarlanır hale geldi ondan. aslında herkes yalnız. birbiriyle olan çıkar duygularını aşk, tutku diye pazarlamaya çalışanlar da yalnız.
umudunu kaybetmemek, paradan daha önemlidir. karamsar olmamak daha önemlidir. karamsar olmamak, umudunu kaybetmemek de para ile ilgili değildir bu arada.
gün itibariyle olduğum yaştır. hiçbir numarası yok. 30'lu yaşlar boyunca, 20'li yaşlarda ki yaptığım mallıkları özleyeceğim sanırsam. özlüyor sanacağım daha doğrusu.
zihnime takılan aptal şarkı. sağa sola bu müzikli tatil postu atanların yüzünden takıldı. kim söylüyor onu da biliyorum ya neyse. geçen de dedim. bu ülkede kriz mıriz yok. kimse keyfinden ödün vermiyor. varımızı yokumuzu satarız tatilsiz kalmayız.
en güzel yani artık kaybedecek bir şeyin kalmadığı andır herhalde. ya kaybede kaybede iyice içine gömülürsün, ya da kaybede kaybede kazanmayı öğrenirsin.
bir durum. artık leş bir ortam olsa da ekşi sözlükte açılan bir başlığı aklıma getirdi. " kibarlığımla rahatsız ettiğim için özür dilerim" diye. sanırım özetliyor. iyi niyetli olmak enayilik değildir. bu durumlara enayi demeyi empoze ettirmeyi başaranlara karşı cesur olmamak enayiliktir.
ekonominin kötü olması durumudur. ama bu ekonomi yazın nedense millete pek vurmuyor galiba. saklambaç oynuyor herhalde. kimi görsem hikayesinde tatil pozu veriyor. her zaman memleketine gider diye bildiklerim bile havuz başında " havuzz keyfiii" postlarında. ben ekonomi iyi demek istemedim yanlış anlaşılmasın. demek istediğim " ekonomi kötü yapamıyoruz edemiyoruz" denilse de bizim millet keyif sevdalarından asla vazgeçmez. hele bu nesil hiç vazgeçmez. keyif sevdası dediğim de ister tatil pozu olur, ister bir pahalı konser olur ya da araba olur falan filan işte. ama olur yani bir şekilde. evvelden yaptırdığı mezarını satar yine de yapar yapmak istediğini misal.
sıcaklardan dolayı değildir. sanki insana sürekli bir yerlere gitme, eğlenme vs gerekliliği dayattığı içindir. halbuki böyle bir şey olmasa da algı o yönde kesinlikle. öyle değil mi. tezek kokularıyla dolu, buhar gibi sıcağın yüzüne yüzüne vurduğu denizi olmayan köye gittiğinde bile tatile gittim diyebiliyorsun aslında.
valla aşık olanı tebrik ettiğim durum. kasiyer kızların çoğu suratsız oluyor zira. niye geldiniz der gibi, zorla konuşuyor, yüzüne bakmıyor. elinden gelse hiç müşteri gelmesin diye yazacak kasaya. ya da bende mallık var konuşturamıyorum diyelim.
doğru insanı beklemek diye bir şey yok. kimse kimsenin doğrusu olmak zorunda değil. kimse kimsenin doğrusu olduğunu da düşünmüyorum. birinin doğrusu olduğuna kendini inandırmak var sadece olsa olsa.