öncelikle değinmeliyim ki bu bir uçak giyim virali değildir. Kendilerinden 17 ekim 2015 tarihinde, hastanede benim doktor olduğumu gösterebilmem için muhtaç olduğum renkli önlüklerden sipariş ettim. Daha önceleri de sipariş verdiğim olmuştu, ve yine aynı sıkıntıyı yaşatmışlardı bana. Kendilerine hiç üşenmeden bir e-mail atarak yaşanan sıkıntıyı bildirmiştim. Görüyorum ki değişen bir şey olmamış.
1)Kardeşim, e-ticaret denen olayda satış işlemini gerçekleştirdikten sonra müşteriye bir kargo takip numarası vermelisiniz ya. Uykularım kaçıyor benim, kargoma ne oldu, dur bi bakayım şimdi nerede, dur şimdi de bakayım kargom uyumuş mu yemeğini yemiş mi...Ama sağolsunlar o kargo eve gelene kadar yüreğim ağzımda benim, söyleyin bana kardeşlerim; siz hiç ''kargo eve gelir de evde olmazsam, geri götürürler kargomu o zaman ben ne bok yerim'' kaygısını taşıdınız mı? işte bunun için o kargo takip numarasını müşterisiyle paylaşmayan uçak giyime kırgınım...
2)Nasıl bir kafanın ürünü olarak aras kargo ile çalışırsınız? En son gelen kargomu gidip şubesinden almak zorunda kaldım, kargo dağıtım elemanı dairemin önüne kadar gelmesine rağmen. Kargocu elemanın söylediği ifade aynen şu: 'abi araçta yer kalmadı biz de senin kargonu bugünlük şubede bıraktık, yarın getiricez inşallah'' Lan çekilişle tır kazandım da sığdıramadınız mı pikabınıza şuncacık şeyi. Sinirlenmekte haksız mıyım azizim, olmaz ama böyle.
edit: Konu doktor düşmanı turnusolu olmuş. Yıllardır süren düzenli ve seviyeli bir ilişkimin olduğunu söyleyeyim de, sözlükten kız düşürebileceğine dair umudunu koruyan kardeşlerimizin yüreğine su serpelim. Ben rakibiniz değilim gençler rahat olun.
edit 2) Allah kimseyi aynı başlığa defalarca entry girerek espri kasacak kadar ezik bir duruma düşürmesin.Bi de profil resminin bana ait olduğunu düşünen saf arkadaşlarımız var aramızda biliyor musunuz? Kaç yaşındasın lan kaç yaşındasın sen dal yaprak? internet bağlatır bağlatmaz sözlüğe mi üye oldun?
Türkiye'nin 'saygın' gazetelerinden sabah gazetesi'nin tüm dünyaya duyurduğu flaş gelişme. Artık bizim de ışın kılıçlarımız var,teşekkürler aselsan teşekkürler uzun adam.
Pkk tarafından Diyarbakır-Kulp yolunda şehit edilmiş doktor. Aslen diyarbakırlıdır. Elinde kaleşnikofla karakol basan soysuzların leşi serildiğinde kepenk kapatan,mitingler,eylemler yapan pek muhterem hemşehrilerimce ölümünün pek bi önemi yoktur.
Bütünlemeye kalan yazarların kendilerini yalnız hissetmemeleri adına başvuracakları ilanlardır.
7 dersten bütünlemeye kalmış bir yazar olarak bütün bütverenlere selamın en güzelini çakarım !
yüreklere serpilen sudan gelen edit: ''geçeriz oğlum ya inş, kalırsak peder çoğaltır bizi zaten, aman Allah korusun ''
edit: 8 oldu
edit 2: 7 tanesi geçildi 1'inden kalındı. Peki neden bu editi yapma ihtiyacı duydum? Peder çoğaltmıyor sözlük,aklınızda olsun. Ama bir mahzunluk, böyle bir gariplik çöküyor boş gözlerle bakıyor size. Kaldığınız dersi söylediğiniz ilk anda ''Help usa airforce'' çığlıkları atan kobanililer gibi oluyor peder... Dersin hocasının telefonu var mı sende gibi akla hayale sığmayan sorular soruyor. içinizden 'he var amk ,her ayın 15inde arayıp 100 dalar karşılığı randevu alıyorum,işimi görüp geliyorum' diyorsunuz, kelimeler boğazınıza düğümleniyor '' ne numarası baba,bunların alayı orospu çocuğu'' diyorsunuz ve bu olay böylece sonlanıyor.
Az önce yararlandığım kampanya. Onlar ne güzel tişörtler öyle yerim yerim kurbaneee
edit: yok çakmaymış yok suriye malıymış, lan oğlum suriyede millet savaşı bıraktı da polo tişört yapmaya mı başladı? Çakma meselesine gelince, oğlum şirket sahibinin ticari sicil kaydına bakmadığım kaldı bir tek. Özetle; çakma değil
bir diyarbakırlı olarak derinden hissettiğimdir. 'Çocuklarımı kesinlikle bu şehirde yetiştirmeliyim! ' dedirtir. Sebebini bilmiyorum ama, bişeyler beni çekiyor çanakkale' ye. Bulunduğum illerde milli şuurun eksikliğinden kaynaklanıyordur belki bu, belki başka bir nedenden. istanbul'a methiyeler düzen, o sevgiyi iliklerinde hisseden insanlar var ya; ben de onlardanım lan. Ama benimki Çanakkale aşkı... Bi insan hiç görmediği, hiç bilmediği bir şehri niçin sever lan niçin?
fotoğraflar; tüm siyasi parti liderlerinin demeçlerinden, devasa mitinglerden, yankı uyandıran eylemlerden ve hatta tüm dünyada ses getiren gelişmelerden daha çok şey anlatabiliyor bazen.
-Filistinde israil askerlerinin ateşi altında kalıp bir taşın arkasına sığınan baba-oğul fotoğrafını gördüyseniz şayet unutmanız kesinlikle mümkün değildir mesela. Görmeyenler için :
- Evet, fotoğrafın yadsınamaz bir yeri var hayatımızda. Peki Türkiye'nin son 10 yılında neler oldu? Ekonomik, sosyal, kültürel ve gündelik hayatımızda geldiğimiz yeri fotoğraflarla ne kadar irdeleyebiliyoruz?
** Bu fotoğraflar bir alışveriş merkezinin açılışında çekilmiş, yorumlamak elbette herkesin şahsına münhasırdır:
**Yazarın yorumu: işte günümüzde herkesin karşılaştığı fakir-orta direk insanlar. ihtişam,hergün bir yenisi açılan bu avm' ler onları heyecanlandırıyor ve hatta avm'lerin devlet malı olduğunu düşünüyorlar. Yoğğhh amuaaa demeyin,zannedeni gördüm, devamında da camiler kışlamıııızz minareler süngüüüüüü diye bağırıyordu. ikinci fotoğrafta ise lcw poşetiyle çıkan abimiz ise hepimizi duygulandırdı eminim.
-Birileri çok zengin oldu evet, ama sen de çok fakirleştin be kardeşim...O çok zenginleşen abimiz muhtemelen içerde köfteci ramize kurulmuş yemeğini yiyordur afiyetle. Sen ne yaptın, Lcw' den 19.90' a beş para etmez bir paçavrayı alıp mutlu oldun kendince. Buraya kadar hiç bir sıkıntı yok. Sıkıntı; köftelerini yedikten sonra alışverişe başlayacak abimiz ' memlekette ekonomi yolunda değil' derken senin ' ehonomi çohh iyii elhamdulillah kastamonu ben ' demen...
-Kesinlikle leştirler! Torbacısından fahişesinden geçilmez. Zaten sanırım bu filmler istanbul'a olan göçü engellemek için devlet desteğiyle çekilmişlerdir. ' gelmeyin artık istanbula lan görüyorsunuz hali,burda millet birbirini s*kiyor ' mesajını şahsen ben aldım,adımımı atmam istanbula.
not: Leş benzetmesi filmlere değil,çekildikleri semtlere yöneliktir yanlış anlaşılmasın.
- Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafına dan suriyeli sığınmacılara yönelik kışlık ayakkabı ve elbise dağıtımında yardımdan Şanlıurfalılar'ın da yararlanmak için izdiham yarattığı rezilliktir.
- Olayı ne milliyet ne de hürriyet görmüş! Tam şu anda Hürriyet' in yayınladığı 'sahnede aniden seks yapmaya başladı' haberiyle neyi amaçladığı ise başka bir tartışma konusu.
ilkeli yayıncılığından dolayı Radikal ekibine teşekkürü borç biliyoruz.
Yıllar öncesinde belediyede açılan 30 kişilik kadrolar için 3000 kişi başvuruyordu ve böyle olaylar o dönemin simgesi haline gelmişti. işte günümüz türkiyesinin simgesi de bu izdihamdır!
Yeni Türkiye söylemiyle goygoy yapanlara göstermek lazım kesinlikle bunu!
Komor adalarından türkiye'ye üniversite okumaya gelen arkadaş vesilesiyle oluşan istek. Size de oluyor mu bilmiyorum, yabancı biriyle tanışıyorsam 'orda çiğköfte, kebap, sac tava yapılıyor mu gardaş? ' diye soruyorum illaki, elin komorluları avokado ve balıktan başka bişey de yemiyormuş,tüm bunların üstüne o ' çiğköfteciler/kebapçılar kralı' olma hayali gelmiyor mu,bitiyorum ya hu !
özet: fakirim ve muz yemekten ciğeri solmuş insanlara acıyorum.
Diyarbakırlıların, diyarbakır'ın en büyük ilçesi olan erganiyi sevmemesi, alay etmesi durumudur. Bunun sebebi hem siyasi hem de dünyaya farklı pencereden bakmadır kanımca.
1) Hadep, Bdp, Hdp vb bilimum zımbırtının erganililerce onların istediği düzeyde desteklenmemesi.
(Her seçimden sonra bu hevaller seçimi kazansalar da küfürler ederler kahvehanelerde, ne ana kalır ne avrat)
2) Yöre insanın eğitime diyarbakır ortalamasının çok üstünde değer göstermesi
( Şehrin yan yana olan gençler ve emekliler parklarında yazın elinizi kime atsanız üniversite okuyor olması. Pek çoğu mühendis ya da doktor adayıdır. )
3) Ergani insanın kaldırımsız bir dünya talebini hala koruyor olması ve bunu şehrin her köşesinde yaşatıyor, yeni doğan her bebenin iliklerine işletiyor olması. (Öyle ki; londra'da kaldırımda değil de ısrarla yolda yürüyen birini görürseniz erganili olabileceğini düşünün )
4) Sezai Karakoç gibi bir devre adını yazdırmış bir şairi, Aziz Yıldırım gibi fenerbahçeyi fenerbahçe yapan bir yöneticiyi, piç rolünü oynayışındaki üstün başarısıyla, şu anda güldüğümüz ama bizden önceki nesli ağlatmakla helak etme başarısıyla gönüllere taht kuran( evet bildiniz o ismi ) Emrah ipek'i bağrından çıkarıp ülkesine hediye etmesi.
5) Tarih kitaplarımızda pek yer almayan (ki sebebini de anlamadım şimdiye kadar), anadoluda tarımın yapıldığı ilk yer olan 'çayönü yerleşkesi' ni bulundurması ve son yıllarda gösterilmesi elzem olan ilginin erganiye gösterilmesi
6) 90lı yıllarda her seçim öncesinde tüm siyasetçilerce 'il olma sözü' verilmesi vb. bu nedenlerden bazıları.
romanlara, filmlere konu olacak akıbettir zannımca. Saddamın yargılanma görüntülerini hatırlayanlar olacaktır aranızda, hah işte ondan çok da farklı olmayacaktır.
burayı okuyacak yazar arkadaşlar lütfen yardımcı olsunlar bana. Kardeşime burs çıkmış, ama tev bursu almaya da hak kazandı. Tev bursunun kesilmemesi için kyk bursunu öğrenim kredisine çevirebilir miyiz? Bilen varsa yardımcı olsun lütfen.
tanım : benim de zamanında yaşadığım berbat ötesi durum.
edit: @yaratici nickli yazar bilgilendirdi sağolsun. Evet dönüşüyormuş.
edit 2: @chechen bilgilendirdi sağolsun. Dilekçe vermek gerekiyormuş kyk müdürlüğüne.
Yüksek öğrenim gören öğrencilere verilen burs ve kredilere 30 tl zam yapılması durumudur.2014 yılında 300 tl burs/kredi alan öğrenci 2015 ocak ayından itibaren 330 tl alacaktır http://www.kyk.gov.tr/kyk/html/index.html
biraz önce vardığım tespit. iyi karakterlerin düğünü, derneği, eğlencesi falan olur. Katliam, felaket, çığ, veba, damadın küçük kardeşine pusu vb gibi ne kadar boktan olay varsa bir ulak vasıtasıyla organizasyonun orta yerine laaak diye düşer. Türklerin 'aman tadımız kaçmasın alirıza bey' veryansınının iliklerine işlediğini düşündürür.