pyramids of waste olarak da bilinen 2010 ispanya-fransa ortak yapımı aydınlatıcı bir belgesel. zeitgeist belgesellerine dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
--spoiler--
Hepimiz Kandırılıyoruz... Hiç yazıcınız bozuldu mu? Ya da çorabınız kaçtı mı? Peki cep telefonunuzun pili kullanılmaz hale geldi mi? Lambanız patladı mı? Dedelerimizin ninelerimizin evladiyelik ürünleri hala çalışırken neden bizimkiler bozuluyor?
Planned obsolescence olarak yabancı literatüre girmiş, bizde ise Planlı Eskitme olarak bilinen bir kavramdır. Endüstriyel tasarımda kullanılan bir strateji ve yöntem olup ürünün daha uzun süre kullanılabilecekken belirli ve ayarlanmış bir kullanım ömrünün ardından işlevini yitirmesi olarak tanımlanabilir.
Diğer taraftan teknoloji firmalarınca uygulanan daha farklı bir boyutu ise ürünün periyodik olarak biraz daha geliştirilmiş versiyonunun piyasaya sürülerek önceki sürümlerin niteliksizleştirilmesidir. Yanılgıya düşülmemesi gereken nokta, teknoloji şirketlerinin önceki sürümleri satmaya başladıkları anda dahi ellerinde sonraki sürümlerin mevcut olmasıdır. Tasarım yoluyla uygulananı ise tekstil ve otomotiv sektöründe sık sık karşımıza çıkmaktadır.
--spoiler--
en sevdiğim kemal sunal repliklerinden biri. sakar şakir filminde otobüste adamın kafasına yoğurt kovasını geçirmesinin akabinde bu lafı söyler. gülmekten öldürür.
öğrenci yurdu, üniversite, kafe gibi topluluk ortamlarında ortak kullanılan internetin, herkesin abanması dolayısıyla yavaşlamasından mütevellit eziyettir.
kimi ibneler torrent'e asılır kimisi idm'den sömürür internetin ebesini ağlatırlar. ilk defa internet bulmuş gibi görgüsüzce gördüğü her linki indirmeye çalışan ergen orospu çocukları, o modemler götünüze girsin tamam mı. üniversiteyi kazandın diye sana laptop alan babanın amına goyim tabutuna attırdığımın veletleri.
yerli dizi senaristlerinin konu bulamadığında baş vurduğu klişe konudur. son yıllarda çiçek taksi, akasya durağı gibi diziler ise bu klişenin bokunu çıkarmıştır.
cevabı şu şekildedir: tavuk zaten yumurtlayan bir hayvandır. horoz olmasa bile tavuk yumurtlamaya devam eder. ama horoz olmadan yaptığı yumurtadan civciv çıkmaz.
bakınca "bu sporu ancak bir embesil icat etmiş olabilir" dediğimiz dangalakça sporlardır. zevksiz, tehlikeli ve oynanması zordur. çoğunlukla şiddet teması üzerine kuruludur.
eskiden aklı dengesi yerinde olmayanlar, deliler için kullanılan değim.
türk ceza kanunu'nun akıl hastalarını kapsayan 46.maddesi deyimin çıkış kaynağı olarak biliniyor.
bir diğer söylentiye göre ise deyimin çıkış kaynağı olarak 2.dünya savaşı'nın sonlarında, 1945'te hiroşima ve nagazaki'ye atılan atom bombası yüzünden, 1946'daki doğumların hemen hemen hepsinde radyasyonun etkili olması; doğanların genelde zihinsel engelli, özürlü vb. olması gösteriliyor.
"sana vereceğime ateşe veririm" diye erkek arkadaşına nispet yapayım derken, arkadaşları tarafından seri şaplak darbelerine maruz kalan talihsiz bir o kadar da akılsız kızdır.
otobüs ve diğer bilumum yolcu taşıtlarında, araç kırmızı ışıkta, durakta veya herhangi bir sebepten ötürü durakladığında insanda oluşan rahatsızlık ve sıkıntı halidir.
araç yeniden hareket etmeye başladığında rahat bir nefes alırsın, üzerindeki sıkıntı bir anda yok oluverir.
bu duygunun sebebini tam olarak çözememekle birlikte kaynağının anne karnında olduğumuz döneme kadar uzandığını düşünüyorum.
aklıma geldikçe beni korkudan tir tir titreten yaratıklardır. bir de "baaaaaaa" diye bağırmaları vardı. ben de acılarına son vermek için pompalı tüfengimle vururdum onları.
bir arkadaşa söz vermiştim finallerden sonra kendisiyle birlikte film izleriz diye. finaller bitti, bana öve öve bitiremediği filmi açtık izliyoruz. izlerken arkadaş hop oturup hop kalkıyor ama bende tık yok. filmde çocuklar var, havayı suyu filan büküyorlar. içlerinden birisi avatar'mıymış neymiş. başka film açalım dedim bu film beni sarmadı. en sevdiği filmlerden başka birini açtı. o da beni sarmadı. başka hangi filmleri beğeniyorsun diye sordum. sihirbazın çırağı, alacakaranlık, harry potter filan deyince o an arkadaşın ergen olduğunu anladım. sordum senin yaşın kaç diye. 20 dedi. hımm tamam dedim senin daha 3 yılın var. ve o söz dudaklarımdan döküldü: insan belli bir yaştan sonra mana arıyor.
inanılmaz bir buluş. jdownloader'da toplu indirme yaparken, premium hesapları olmayan kullanıcılar için captcha girme derdine çare.
açıklaması:
"Bu sistem nasıl çalışıyor?
Basitçe, sizin kullandığınız JDownloader, bir captcha çözmesi gerektiğinde, captcha yı sistemin sunucusuna gönderir. O sırada bir başka kullanıcı server a çözülmesi gereken bir captcha var mı diye sorar. Sunucu da sizin captchanızı bu kullanıcıya gönderir ve gelen cevabı sizin JDownloader a söyler. Bu şekilde birçok linki download sırasına koyabilir ve bilgisayar başında beklemek zorunda kalmadan indirebilirsiniz."