Kötü bir rüya gördüğünde tarıfsız bir acı ile imkansız bu dersin rüya olmasını istersin, işte o yakarış anıdır O bir dakika.. Saniyelerinin yıllar olduğu dakika...
huzur var gözlerinde huzur, bilirim çok belli etmesin sevgini edemezsin. ama ben hissederim. bakışınla dalarım en yumuşak en tatlı uykulara... sen benim ilk ve tek kahramanımsın, senden başka hiç bir erkeğin beni kırmasına izin verme! gerekirse al kalbimi sakla, baba
- göz çukurlarında yatıp uyusam; açtığımda gözLerimi, baksam göz bebeklerine...senin ağzından dökülen melodilerle dAlsam tatlı uykulara; senin hülyalarına dokunabilsem...bazen değiştirsem istirahat ettiğim yeri, senin kulaklarına taşınsam Ve senin kulaklarından dinlesem Masalları...bazen ayaklarında, senin bastığın kadifEden yollara yaklaşsam...Başka ne isterim ki ?
- göz çukurlarında yatıp uyusam; açtığımda gözLerimi, baksam göz bebeklerine...senin ağzından dökülen melodilerle dAlsam tatlı uykulara; senin hülyalarına dokunabilsem...bazen değiştirsem istirahat ettiğim yeri, senin kulaklarına taşınsam Ve senin kulaklarından dinlesem Masalları...bazen ayaklarında, senin bastığın kadifEden yollara yaklaşsam...Başka ne isterim ki ?
- doğduğumuz günden bugüne zaten ölmüyor muyuz ? gelişimiz dünyaya, habercisi değil mi gideceğimizin ? yapraklarımız açıyorsa eğer bu da bir gün kendilerini toprağa usulca bırakacaklarının fermanı değil mi ? ağzımızdan çıkan ilk kelime de bir gün susacağımızın işareti... az kalmıştı gözlerimi kapamama; az kalmıştı yapraklarımı dökmeme; az kalmıştı son kelimemin dudaklarımdan firarına...iki ramak arasında kalmışken; beni tutup o karanlık dehlizden çıkaran sana teşekkürler..yeniden doğmak; yeniden açmak; SEN diye başlamak muhabbetlere; çok güzel...
-eğer yazdıklarım sana can veriyorsa bil ki ben candan da vazgeçerim sende can bulmak için,
senin canını yakıyorsa bir şey bil ki ben senden daha çok kanarım sen için,
üşüdüysen eğer sen bil ki ben yanarım ferah olasın gözünün gördüğü herşeyi uğruna feda etmek için..
- Senle ben arasındaki şey değirmen misalidir fikrimce...ama öyle hızlı akan nehirlerle, fırtınamsı yeller ile değil "AŞK" ile döner "AŞK" ile durur..."SABIR" değirmenidir O..."ACI" ile öğütülür katı "RUHLAR" ve o ruhlar içindeki "TATLI" yı bulmaktır tüm niyeti safiyane...
- güneşi güneşe atsalar bu kadar yanık kokamaz nefesi;
öyle böyle değil b-AŞK-a seviyorum ben seni?
badem gözlerinden yağmur yağsa;
görsem yüzünü yaşlı;
ciğerim öyle bi dağlanır ki güneş utanır gam çalınır yüzüne...
sesine pus düşse,
bülbül utanır pas çalınır sesine...
gökkubedeki yıldızlar düşmüş, taç olmuş saçına..
biz bu yazıyı bize yazdık.
zarar gelirse tek teline;
bakmam cihanın esip kavuran kudretli yeline;
düşerim cihanın ah ederek vahını gömek için peşine
- O şen sevgili toplantımıza gelse ve bizi görmez gibi davranıp naz etse... Utangaçlıkla kızaran yanağının rengi, meclisimizin gül bahçesini güllerle donatsa. Onu ilk kınayan ve azarlamak isteyen, Cennet bahçeleri olacaktır; eğer ki o sevgili âşıkını kavuşma bahçesinde ağlatıp inleterek bir bülbüle döndürürse...
boğazın düğüm düğüm yutkunmak imkansız. gitme! dersin sesin çıkmaz, çıksa da artık ne fark eder? parmağını gösterip bebeği azarlayan bakışlarla tamamlar cümlelerini. ben yapamadım, sen daha iyilerine laiksin, ben sana yetişemedim... ne demekse bunlar? artık zaman dolmuş, kafaya koymuş en kolay kaçışla en ürkek bahane ile gitmiş giden. bebeğin anlamsız bakışlar içinde kalırsın oracıkta. bir sürü soru bohçaları mıhlanır yüreğine, beynini kemirir nedenler, niçinler, uçsuz bucaksız yamalı sorular da kaybolursun... seven gönül durur mu sıkışır acılar içinde. ılık ılık yaşlar gözlerde. anıları, hayalleri bırakır kanayan avuçlarının içine ve çekip gider... kalan artık yarım yamalak nasıl tamamlasın kendini? nasıl unutsun seni? bu acı geçmez ki! çok sevmiş ise terk edilen! o artık umutsuz vakadır...
bir şiirin fon müziği, mevlana şems hayranlığı ve bir arkadaşımın ısrarları ile başladı ney tutkum. alır almaz üflememek için epey mücadele ettim otobüste denemeyi bile düşündüm. bir an önce eve gidip denemek için nasıl bir koşuşturma içine girdim bilemezsiniz. ney e gönül verene ney de aynı şekilde karşılık veriyor. bir iki üfleme de ses çıkarmakta bana hediyesi oldu. bir aydır uğraşıyorum her yeni seste neye bir kez daha aşık oluyorum. iyi ki hayatıma aldım seni, ey sevgili...
huzur var gözlerinde huzur, bilirim çok belli etmesin sevgini edemezsin. ama ben hissederim. bakışınla dalarım en yumuşak en tatlı uykulara... sen benim ilk ve tek kahramanımsın, senden başka hiç bir erkeğin beni kırmasına izin verme! gerekirse al kalbimi sakla, baba
Bir romandan fazlası var, ne bileyim filmi çekilmeli ya da dizini yapsınlar..hem dizi kültürümüzün seviyesi artar. zaten Saçma sapan dizileri izliyoruz.. Hem aşki öğretir hem de mesafelerin bir şeyleri değiştirmeyeceğini... Belki feyz alası gelir sevgiye aşka saygısı kalmayanların.
Seni sen olduğun
icin " " Koşulsuz şartsiz seven insanları bu kadar kolay kırmayı meyl etme! bilmezmisin ki ; En koyu mavilerde Fener'in olmak isterler, çıkmaz sokaklarda adresin, Cekilmesi zor günlerinde iyiliklerini kat kat sandiklayip gel demeni beklerler. zamanının bittiğinde değil, her zamanı geldiğinde, zamanla yarışıp yanına koşmak isteyenleri... kolay yoldan kırmak nie ki ?
--spoiler--
Hayatımızda ki belli insanları kaybettiğimizde, belli yerlerden, topluluklardan mahrum edildiğimizde basitçe geçici bir şeye katlandığımızı, yasın biteceğini ve önceki düzenimizin onarımının gerçekleşeceğini hissederiz. Oysa bunun yerine katlandığımız şeye katlandığımız da, kim olduğumuzu ortaya çıkaran bağlılıklar olduğunu gösteren bir şeyler açığa çıkar. Bu sadece burada bağımsız varolan bir '' ben '' in basitçe oradaki '' sen '' i kaybetmesi değildir. Özellikle '' sana '' olan bağlılığım beni '' ben '' yapan bir şeyin parçasıysa. Bu koşullar altında seni kaybedersem, sadece kaybın yasını tutmakla kalmam, aynı zamanda kendi kendime tanımaz hale gelirim. Sensiz artık '' ben '' kimdir ki. Bizi oluşturan, inşa eden biz yapan bu bağları yitirdiğimizde, kim olduğumuzu ya da ne yapacağımızı bilmeyiz.
Bir yanda '' sen ''i kaybetmenin, sadece '' ben '' im eksik kalacağım keşfini getirdiğini düşünürüm. Öte yandansa, belki de '' sen '' de kaybettiğim şey, kelime dağarcığımda halihazırda bir kelimeye denk gelmeyen o kayıp, sadece sana veya sadece bana karşılık gelmeyen bir ilişkiselliktir, ve hatta belki de bu '' şey '' tüm bu terimlerin birbiriyle farklılaştırdıkları ve ilişkilendirdikleri bağın ta kendisidir...
--spoiler--
ayrılmaya karar vermiş sevgili. adam gibi çıkıp karşına ben artık sevmiyorum ayrılmak istiyorum diyemeyip klasik soğutma tavırlarına girmiştir.. anla bak bitti sevgim anla artık! yoksa ben saçma bir bahaneyle gideceğim mesajıdır.