insanların sapıttığının en büyük kanıtıdır. Solcuların da buna destek vermesi oldukça düşündürücü ve endişe vericidir. Taksimde onbinler gaz yedi bu güne kadar, kimse su istemek için Madoya gitmeyi akıl etmedi, sanatçılar bir çıktı 'Ay Madodan su alamadıııım!' şeklinde feryat figan. Yarın öbür gün de The House Cafe bize biftek vermedi diye basın açıklamaları yapacaklar.
Emek sineması olayını da bu kadar gündem yapmanın anlamı yok. Emek sineması halkın falan... Duyan da, Tarlabaşı civarındaki çingeneler, kürtler,mülteciler, işçiler, seks işçileri vs. hep bu sinemalara gidiyordu, şimdi avm olunca onları içeri almayacaklar zanneder.
Elitiz biz ve burada böyle elitçe var olmak istiyoruz deyin adam gibi, halk bile saygı duyar destekler...
inci pastanesi olayı da aynen böyle endişe vermişti. Nitekim daha güzeli açılır dedim açıldı. Eminim işletmecisi çok memnundur.
AKP'nin karşısında ne yapacağını şaşıran sol, kendini özel sektördeki işletmeler için savaşırken buldu... Yazık oluyor...
babasızlığın insanın içini ezdiği an, babadan kalan son kuruşun da harcandığı ve bu dünyada artık onun izi kalmadığını hissettiğiniz andır. Sanki bir kuruş kalsa, ruhunu da yanınızda taşımaya devam edeceksinizdir. Sonuçta onun emeğidir, o kokar...
Toplum erkek çocuğuna özgürlüğün, içki içmekle, çok kadınla yatmakla, evin dışında olmakla kazanılacağını zannettirir. Eli hiçbir iş görmediği ve özünde evdeki sisteme bağımlı olan erkek, bilinçaltında bu bağımlılığı, karısını ya da kız arkadaşını aldatarak aşacağını zanneder. Fakat öyle olmaz. Evdeki kadın gidince, gerçekte bağımsız bir adam olmadığının farkına varır. Aldatma özgürlüğü karnını doyurmaz en nihayetinde. Kadın içinse fark etmez. Adam aldatıyorsa çeker gider icabında, adam düşünsün ondan sonrasını. Nasıl olsa temel ihtiyaçlarını kendisi karşılayabiliyordur kadın. Yemeğini kendisi yapar, suyunu kendisi alır, çayını kendisi demler, ütüsünü yapar, tırnaklarını kendisi keser vs. Bu yüzden aldatan erkek psikolojisi, erkeğin özgürlük ilüzyonudur ki, erkeklerin çoğu buna muhtaçtır. Bu aldatmaca, evde açlıktan ölmek üzere olan erkekte artık son bulmuştur.
Kürtlerin kendi aralarında şaka olarak söyledikleri söz, ama beyaz Türkler kullanırsa ırkçı bir söz olur. Mesela zenciler birbirlerine 'nigga' diyebilir fakat beyazlar zencilere bu sözü söylerse, ayıp olur hiç yakışık almaz...
ilk ve anaokulu öğretmenlerine aşırı değer verilmesi, çocukların o dönemki gelişim düzeyleri ile oldukça ilişkilidir. Önceden anne ve baba her şeyi bilen (!) yetişkin iken, bir de bakmışlar, okulda birisi var ve o daha çok şey biliyor! Durum böyle olmasa bile bu yaşlardaki çocuklarda, böyle bir inanç gelişmiştir. O yüzden de ilkokul ve anaokulu öğretmenlerini çocuklar idol haline getirir.
Oyuncudur fakat oyunculuğa başlayınca 'Tamam oldum ben' dememiş, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde eğitimine devam etmiştir. Hırslı, zeki ve güzel bir kadındır.
Diğer herkesten farkı, özgür iradesinin daha gelişmiş olacağı, dolayısıyla gelecek planlarında daha özgür olacağıdır. Babam profesördü ben de profesör olmalıyım gibi bir endişeli durumda olmasına gerek yoktur.
Freud'un üzerine bir çok fikri olan durum. Kastrasyon korkusu da, bireylerin yaşamlarını derinden etkiler. Bilinçaltında olduğundan bireyler garip hareketlerinin farkında olmazlar. Ancak kadınlara garip gelir bu. Maç ortamları, penis ile ilgili her türlü bilinçaltı durumun serbest kaldığı zamandır.
Beyaz bir kağıdın içine işlenmiş tütünün sarılı olduğu şeydir. Bir ucu dudakların arasında iken, çakmak ya da kibrit kullanmak sureti ile diğer ucu yakılır ve nefes çekilir. ilk birkaç nefeste öksürtse de sonraları öksürmeler azalır fakat ölümcül yan etkileri artar. Yüksek derecede bağımlılık yapıcıdır.
Tüm bu imralı görüşmeleri sonrası, sular durulduğunda sağlam bir senaryoyla sağlam bir film yapmasını beklediğim yönetmen... Ne de olsa, olayların perde arkasında ve biz neler olduğunu çok merak ediyoruz.
Kolaya kaçan ebeveyndir. Çocuğuyla birlikte kurallar koymak, uyup uymadığını denetlemek, uymuyorsa yaptırımını sabırla uygulamak zor geldiği için, bağırıp çağırarak işi idare etmeye çalışır fakat uzun vadede asla sonuç alamaz. Çocuk saklı gizli yine yapacağını yapar...
Ekibinin parası hala ödenmeyen film. Ayrıca, her türlü teknolojiye ulaşılabilmesine rağmen, bu kadar kötü bir film çıkarabilmek her rejiye nasip olmaz.
Kitabın özellikle 'Aileler Arası Çatışmalar ve Kan Davaları' bölümünde yazar iyice kendinden geçmiş, önerdiği çözümlerle okuyanı dehşete düşürmüştür. Öneriler, çocuklara da idam cezası olması gerektiğine kadar gidiyor. Ödev olduğu için okuduğum bu kitabı, hocanın neden okumamızı önerdiğini hala anlayabilmiş değilim...