okunduğunda düşünce evrenini ve hayâl gücünü sonsuzlaştıran sonlardır.
bu sonlar ısrarla, yeniden okuma isteğini doğuran başlangıçlara dönüşürler ve okuyucusunun ruh dünyasına unutulmaz bir not düşerler...
öğrenciler tarafından öğretmenlere her sorulduğunda, " ileride anlayacaksın" cevabının alınmasına neden olan sorudur.
üniversitede öğretmenlik okuyanlarca ise, "bu bilgiler öğrencilerin neyine yarayacak" şekline dönüşebilen cümledir.
aslında her bilgi, öğrencilere öğretilsin diye öğretilmemekte. pek çok açıdan donanımlı bir birey olmak için bazen o gereksiz görülenler de lâzım olabiliyor.
birbirlerine benzeyen bu romanlar yazarlarını tamamiyle yansıtmasa da bir derecede mutlaka yansıtan romanlardır. bütün açılardan yansıtır denmemiştir, denemez de. bahsedilen şey şudur ki, Halit ziya, bir neslin sanat anlayışını da ortaya koyarak temsilcisini yani ahmet cemil'i vücûda getirmiştir. ahmet cemil' i ve hatta diğerlerini Servet-i Fünun neslinin bütün duyuş ve düşünüşüyle donatıp canlandırmaktadır. ayrıca Genç Werther de içinde yaşadığı toplumun bütün nitelikleriyle donatılmıştır.
kişinin bütün benliğinden vazgeçercesine bağlandığı bir yanlıştan kopamaması sebebiyle tekrarlanan hatalardır. yine olsa yine yaparım denilenlerdir. belki de işte o an, hata olmaktan çıkan şeylerdir.
yolda, yürüyen bir tanıdık görme durumuna göre daha sevindirici olan bir karşılaşmadır. eğer yolunuz uzunsa ve sizi gidebileceğiniz yere kadar götürme inceliğine sahip biriyse o an gözler parlar.
derse gelirken- nedendir bilinmez- yanında defter getirmediği için bir sayfa koparmanızı isteyen arkadaştır. gerçi o yaprağa o ders, canı sıkılacağı için anlamsız karalamalar yapacaktır ama olsun.
kutsal bir süreci içeren dönemdir. pek çok derviş, mürşîd, mürîd anadolu' yu zararlı otlardan arındırırcasına temizlemiştir. başta yûnus emre ve ahmet yesevî olmak üzere, adının buralara madden ve mânen sığamayacağı birçok önemli ehil insanı bu işe gönül vermiştir. bu topraklar sevgiyle, inançla yoğrularak bugünlere gelmiştir. bu kıymetli süreci bir nebze olsun tanımak isteyenlere önerilecek kitaplar da mevcuttur. (bkz: can ocağında pişen aş)
ruhların ilk defa tanıştıkları yerden, buluştuklara yere gizemlice yaptıkları geçiştir.
dünya, ezelde kader olarak yazılanın gerçekleştiği bir duraktır (kaza' dır). eğer ruhların dünyada buluşup uyumlu olmaları kader olarak yazılmışsa, buna da "ezel meclisinin sarhoşu olmak" denir.
ne maksatla sorulduğu konusunda şüpheler oluşturan sorudur. kaybolan kişiyi yıkıma uğratabilir. hatta kaybolan şahıs, kaybolmuş bir şekilde kalmaya râzı gelebilir.
insanların kıskançlıkta gelebileceği son noktalardır.
bir kız arkadaşın, küçükken erkek kardeşlerine özenip sünnet olmak için ağlaması da bu duruma ilginç bir örnek olarak gösterilebilir. *