Bile bile ölüme gitmek gibiydi, bile bile çaresizliğe düşmek gibiydi sana bağlanmak. Sana bağlanmak için attığım her adım yanlıştı, ama "sana" olduğu için doğruydu kanımca. Gözlerinde heyecan yok, her baktığımda umudumun biraz daha azalmasına; yani ciğerlerimin oksijene düşmanlığına neden oluyordu. Ben, hayırlısı sen olmadığın için, sırf sen ol diye hiç hayırlısı olsun diyemedim. Hayırlısı değilsin işte, olsan zaten seni bana verirdi Yaradan. Elimi tutuyorsun ama sanki bi poşeti tutar gibi duygusuzca ve umursamazca...
Ciğerini yakan konu hakkında "eğer hayırlısı bu değilse bile bu olsun" diye dualar etmektir. Bir nevi bile bile yanmaya bile razı olma durumudur. Çaresizlik bu yanma hissinin en tehlikeli tetikleyicisidir.
öğretmenin öğrencisinin dersi geçmesi için sınav kağıdına olur olmadık yerlerden puan vermesi durumuna benzerlik gösterir. Verdiğimiz vergi paralarına baktıkça insan hayretler ediyor.
Herşeyi biliyordur. Eğer başlık "herşeyi bildiğini sanan insan" olsaydı benim de birkaç yorumum olabilirdi. Başlıktaki anlatım bozukluğu nedeniyle tartışmaya kapanmış başlıktır.
2 ay öncesine kadar yaşadığım durumdur. Bu süre zarfı içinde dikkat edilmesi gereken bir husus, aşık olamadığınız kızların ahını almamaya bakınız. Aksi taktirde aşık olunacak kızı bulduğunuzda hayatınızın bir bölümünü dünya dert şampiyonu ünvanıyla devam ettirebilirsiniz. Bkz. Ben.
Akp'den önce ve sonraki dönemlerde bir emekli maaşıyla neler alınıp neler alınmadığını hesapladığınızda ortaya çıkabilcek sonuçtur. ancak başlıkla ters orantılı bir durumdur.