acenta sistemi ile çalışan firma. acentalara belli bir kota koyan ama işin karını zararını vergisini algısını araba masraflarını eleman masraflarını bu acentanın üstüne yükleyen firma. acenta sahipleri de hem kotayı doldurabilmek ama zarar da etmemek için maliyetleri kısma derdinde. bu da gün geçtikçe hizmet kalitesini düşürmekte. sabah dağıtıma çıkan kargo akşam olur hala yetişmez ertesi güne devreder. öğlenden sonra şubeye geen kargolar o gün dağıtıma çıkmaz. hep bu sistemin, sermayeye yatırım yapmamanın eseri.
--spoiler--
- fener tişörtlerinde boğa resmi varmış, kanarayadan vazgeçtiler galiba.
- bence yanlış yaparlar kanarya gibisi var mı. aslanda bi kükreme var, kanarya öyle mi? 6'lı 7'li çipetpetler, veste vesteler...
--spoiler--
--spoiler--
- gavat! - vali bey kamera vardı orda? - gerçekten mi? - valiliğe gittiler bütün sözlükleri getirin, - efendim o kelimeye benzer kavas var (evet bir yaklaşık sonuç), ertesi gün - gavat demedim, kavas demiş olabilirim? - kavas ne? - ben de bilmiyorum sözlükten onu getirdiler.
-johnny kavas diye de viski çıkaracaklarmış
--spoiler--
hesap ve teftiş ile birleşince eşitlik sağlandı, fen edebiyat ve öğretmenlere de hak tanınınca bu ne saçmalık diyen vergi denetmenlerinin* yeni unvanıdır. bu unvana geçen bir vergi denetmenine sakın "vergi denetmeni kökenli misin?" demeyin, anasına sövseniz daha iyi.
yıllar önce süreyya ayhan'a oynanan oyunun aynısı bu kıza da oynanıyor gibi geliyor. bana göre avrupalılar bir türkün atletizmde başarılı olmasını çekememekte ve maalesef bizdeki bazı gerzekler de çanak tutmaktadır.
her hafta başka bir soyu bozuk gösterici grubu tarafından işgal edilen meydan. insanlar çoluk çocuk kızılayda gezmeye korkar oldu. trafiğin de içine ettiler.
futbol takımlarının süper lige çıkmasında sonra basketbol takımının da beko basketbol 1. ligine çıkması muhtemel olan ilçe. zira türkiye 2. basketbol liginde şuan itibariyle 4. sıradalar ve playoffun içindeler.
1990-91 sezonunun bitimine 5 hafta kala ankara'da oynanan ve gençlerbirliği'nin 2-0 galibiyeti ile biten maç. babam ile birden aklımıza esip konya'dan ankara'ya maç izlemeye gittiğimiz ve sezondaki ilk yenilgimizi alıp namağlup şampiyonluğu kaçırdığımız maçtır. o yüzden gençlere bir antipatim vardır. bir de diyarbakırspor'a:
(bkz: 16 nisan 2003 diyarbakırspor beşiktaş maçı)
peugeot'nun renault symbol'ü diyorlardı ama symbol'dan biraz daha kaliteli bir araba. çok mu kaliteli? tabi ki hayır, sonuçta 1090 kg olan bir araba. kocaman bir bagajı var. önce arka koltuğu oturup diz mesafesine baktım: "ön koltuğu bu kadar öne çekerlerse tabi bu kadar geniş olur" dedim. ön koltuğa geçtiğimde ise ayağım debriyaja zor yetişiyordu. sen bodurmuşsun demeyin boy 1.78.
sakarya savaşının akışını değiştiren kahraman alaydır. 31 ağustos 1921 günü yunanlıların bir tümeni haymana'nın hemen dibindeki en önemli mevkii olan çaldağı'nı ele geçirmiştir. bunun üzerine biz de polatlı mevzilerindeki iki tümenimizi çaldağına sevkettik. ve işte 190 nci alay bu takviye yetişene kadar düşmanı oyalama görevini kendini feda ederek almıştır. dağın eteklerine yapışmış ve sabaha doğruda süngü hücumu ile koca yunan tümeninin arasında dalmış ve dağı tekrar ele geçirmiştir. mevcudu 100-150 askere düşmüştür.
5 kitabini ayni anda aldigim, katre i matemini sikilarak bitirdigim, sah ve sultanini sikilmadan bitirdigim, babilde olumunu sikilarak bitiremedigim, kitab i askina baslamadan sıkıldığım, oduna ise bayildigim yazardir.
2 gün önce bingöl-karlıova yolunda şimdi de bingöl-muş yolunda yapılan bu saldırılar ile çok açık ve net belli ki teröristler ahanda şuradalar: https://maps.google.com/m...ctz=-180&t=h&z=12
bu dağın rakımı 2200 metreye ulaşıyor. iki gün önce dağın kuzey tarafından indiler karlıova yoluna, dünde güney tarafına indiler muş yoluna.
patlamada evleri mahvolmuş olan ama "evlerimiz mahvolsun önemli değil keşke şehitlerimiz olmasaydı" diyen o insanlarla aynı memlekette yaşadığım için gurur duyuyorum. başkaları gibi evlerine bir kurşun isabet etse "bizim zararımız ne olacak, devlet bu zararı ödesin" diyenlerden olmamışlardır.
bazı arap dil bilimcilerine göre buradaki "ikra" sözcüğü "tebliğ et" anlamında kullanılmıştır. yani hz. muhammed'e "bu kitabı insanlara oku (tebliğ et)" manasındadır.
kötü yollar, kötü oteller, kötü işletmecilik, kötü deniz... akşamları leş gibi rakı-balık kokar, dalgasından denizine girilmez... allah yeşili ve maviyi vermezseydi çekilecek bir yer değildi.