almanya'nın, 1956'dan beri yer bilimleri dalında verdiği uluslararası ölçekli ödüldür. bugüne kadar iki türk bu ödüle layık görülmüştür. bunlardan birisi ihsan ketin, diğeri de o'nun öğrencisi celal şengör'dür.
- "tüm hayvanlar âlemini köle kıldık ve bu uzak akrabalarımıza kürkleri ve tüyleri için çok kötü muamele ettik. eğer bir din oluşturabilecek olsalardı, insan formundakilere şeytan ismini takarlardı."
evrimsel süreci gözlemlemek adına, richard lenski ve ekibi tarafından 22 yıldır devam ettirilen deneydir. on binlerce bakteri kuşağını kapsayan deneyin sonuçları, "gözümle görmeden evrim'e inanmam"cı dinperestleri bozguna uğratmıştır. çünkü bu deney, yeni bilgilerin doğal seçilim yoluyla genoma girebileceğini ispatlamıştır. bu da evrim dediğimiz şeyin ta kendisidir. isteyen de gidip görebilir.
not: ulan, neden kimse benim verdiğim ukdeleri doldurmuyor!?
nur külliyatının başlangıç eseridir. eser, fethullah cullen adlı vampirin kan kokulu ve tüyler ürpertici hikâyesine giriş niteliği taşımaktadır. külliyatın bu ilk anlatısı, vampirizmin manifestocusu kont said'in işkembe-i kübra'sından etkilenen cullen'ın azim dolu yükselişini kendine konu ediniyor.
tınılarıyla celbeden yeni nesil vanessa mae. ne zaman dinlesem hoparlörün desibelini arttırmama sebep oluyor. öyle palas bir şey de değil. samimi bir bakışıyla gönlünüze kök salacak, oracıkta ilan-ı aşk ettirecek kadar güzel. eh, ne diyelim? ülgen bana bağışlasın!
"kimyager olmak için kimya, avukat olmak için hukuk, doktor olmak için tıp öğrenilir. siyasetçi olmak isteyenler ise sadece kendi çıkarlarının tahsilini yapar." sözünün sahibi gazeteci-yazar.
çarpan balığının bir diğer adıdır. ancak, "çarpan" yerine bunu kullanmayı tercih ederim. çünkü çarpmıyor, sokuyor koduğumun. evet, sövdüm ama hak ediyor; parmaklarımdan beynime naklolan derin ıstıraplara gark etmişliği var şahsımı. gerçi ben de az değilim. sokulduğumun ertesi günü side kayalıklarında ellisini birden avlayarak intikamımı almıştım.
ülkemizdeki islâmî burjuvazinin ana koludur. siyasî islâmcıların ampulünden süzülen yapmacık ışıktan nemalanan badem bıyıklı, çember sakallı, sıkma başlı, kolormatik gözlüklü bireylerden mürekkeptir. elbet işin buraya kadar olan kısmında eleştirilecek yan yok. fakat az biraz deşeleyince, bugün iktisattan devlet kademelerine kadar her bir alanı zapt etmiş bu elit katmanın, "nereden buldun?" sorusuna vereceği cevabın gevelemekten iki adım öte olmadığını bilmek ülkemiz adına elem vericidir!
richard dawkins'in, "the greatest show on earth" adlı kitabında, deneyin önemini örneklemek için bahsettiği tipik bir post hoc ergo propter hoc yanılgısıdır. o'ndan daha iyi anlatamayacağım için ilgili bölümü direkt alıntılıyorum.
"...iki komşu kasabanın kulelerindeki saatler saat başlarını vurmaktadırlar ama aziz a kilisesinin saati aziz b'ninkinden biraz daha ileridir. bu durumu gözlemleyen marslı bir ziyaretçi, aziz a'nın saatinin vurmasının aziz b'nin saatinin vurmasına neden olduğu sonucu çıkarabilir. biz tabiî ki durumun iç yüzünü biliyoruz ama bu hipotezin tek gerçek sınavı, aziz a'nın çanını deneysel olarak, saat başlarından ziyade, rastgele zamanlarda çalmak olacaktır. marslının (elbette yanlışlanacak olan) tahmini, aziz b'nin saatinin bu durumda da aziz a'nınkinden hemen sonra vuracağıdır..."
aralarında eski hizbullahçıları barındıran mustazaf-der'in heyetidir. bunlar, batman'daki bir grup gencin tango eğitimine başlamasına içerleyip sağa sola tehditvari uyarılar dağıtırlar. bu hizbullah artıklarına göre tango, irtica ile mücadelenin bir parçası ve hazmedilemeyecek türden bir edepsizliktir. asıl edepsizlik, irticacı olduklarını alenen kabûllenen bu düttürü leylaların insanlara korku vermeleridir! böylelerini cezalandırmayanların yaptıklarına ise girmek istemiyorum. çünkü gg...
kürt-islâm sentezinin bayraktarı nam-ı diğer pkk'lı imam. barbara anne lakeberg isimli abd'li casusun kısa süreli kankisi. atatürk'e deccal diyen akıl basuru...*
ayrıntısız bilgi: hurma teorisini hortlatan yaşar nuri öztürk iddialarına göre darwin, evrim teorisi'ni müslüman feylesof ibn miskeveyh'e ait olan hurma teorisinden çalmışmış. ilahi yaşar, gülmekten gözlerimi yaşarttın lan! böyle teori mi olur? bak, beş-altı maddede nasıl çürüteceğim şimdi...
1- hani ara fosil?
2- yazın yediğimiz hurmalar kışın götümüzü tırmalar!
3- hurmadan geldiysek neden bütün hurmalar insan olmuyor?
4- hücre yapılarındaki tasarım hurma teorisinin geçersizliğidir!
5- karbon-14 ile yapılan yaş tayinine göre hurmadan insana geçiş için yeterli zaman yok!
6- canlı grupları yeryüzünde aniden ve aynı anda ortaya çıktı! çünkü kuran öyle söylüyor.
taze abdestli bedene sürülmüş hacı kokularına, çöl kumlarının renginden esinlenerek imâl edilmiş kolormatik gözlüklere ve en önemlisi hararetli öpüşgenliğin tasvirini yapan çember sakallara asla "hayır" diyemeyen hanım kızlarımızın etrafını çevrelediği süreğen, dindar, bekâr ve de delikanlı müminimizin kelâmıdır.
doğru bilinen yanlışlarla süslediğimiz şehir efsanelerine dayalı toplumsal davranış biçimimize bakılarak cevaplanabilecek soru. elbette buraya yüzlerce madde sıralanabilir ama en bilinen birkaç tanesini saymam yeğdir.
- başka canlıları kovalamasına izin verilmemeli!
- dayakla veya negatif yaklaşımlarla eğitilmemeli!
- balkonda, tuvalette, bodrumda ya da damda bakılmamalı!
- yavruluğundaki şirinliğine kanıp bilinçsiz tavizlerle yönlendirilmemeli!
- saldırı eğitimi sahip ya da her eğitmenim diyen tarafından verilmemeli!
- karanlık odalara kapatılıp, acı biberlerle veya safi ev yemekleriyle beslenmemeli!
(...)
iyisi mi sizler, herkesin iki dakikada köpek eğitmeni, kinolog ya da davranış bilimcisi olabildiği ülkemizde, köpeği doğru yetiştirebilmek adına işinizi sağlama alın. geniş tecrübelere sahip ehil kimselerle çalışın. aksi durumda, kontrolsüz bir canavar veya büyük bir korkak yaratmanız an meselesidir.
düğünlerin vazgeçilmez simâsı, önem arz eden parçasıdır. amatörü vardır, profesyoneli vardır. profesyoneli, fotoğrafı hikâyeleştirebildiği kadar tutulur. amatörün ise böyle bir derdi yoktur. profesyonel, yalnızca yüksek gelirlilere hitap ederken; amatör, dar ve orta gelirli vatandaşın gözdesidir.
mevsimin hâkim rengine göre kabuk değiştirme yetisine sahiptir. bir bakmışsınız kırmızı, bir bakmışsınız yeşil olmuştur o kabuk. bazen her iki rengin üzerine bir de sarı ekler. bence asıl o zaman bulur kendini. çünkü düşmanım da olsa rengini belli edeni severim...
türklerin milattan önce 1200'lü yıllarda da anadolu'da yaşadıklarını kanıtlayan bir başka önemli bulgudur. 1998 yılında hakkâri kent merkezinde bulunmuştur.