yer viyana. u-bahn a binip rastegele bir yere oturduktan sonra skriptum u acip okumaya basladim. okula gidiyordum ve sinavim vardi, ders calismam lazimdi. zira az bir zaman kalmisti sinavin baslamasina. bir iki istasyon gectikten sonra yanimda bir bayan ve elinde bir kitap oldugunu farkettim. kitap türkceydi ve iskender pala nin bir kitabiydi. yan gözle kiza bir baktim, sonra biraz kitaba göz attim. cogu osmanlica. iskender hoca yine divan siiri üzerine birseyler döktürmüstü... merakimdan catliyordum. kiz büyük ihtimal viyana da dogup büyümüstü. gurbetciydi yani. bir gurbeticinin kitap okumasi?hemde türkce?hemde iskender pala? cok sasirmistim. sormali mi yoksa sormamali mi diye gel gitlerin arasinda kendinimi toparlayip sordum...
-iskender pala yi herkes anlayamaz?(kiz ilk önce kitabin kapagina bakti yazari kim diye, daha sonra patlatti cevabi.)
islam dini ile toplum iliskileri arasindaki diyalogu arastiran bilim dalidir. islam daki devlet, insan illiskileri, ekonomi ve siyasi yapilari inceler.
Allah a ve onun yarattiklarina inanmayan, zora düstügü zaman Allahim sen bizi koru diye dua etmekten kacinmayan, her yere s.ctigi gibi bide üstüne suvayan insan tipidir. muhatab olmamak gerekir. zira seriye baglayabilir.
Mustafa kemal atatürk ün, namaz kilmak ve namaz kilan kisi ile ilgili ne düsüngünü ortaya koymamiza yardimci olacak, islami kesimin
atatürk hakkindaki düsüncelerinin degismesine katkida bulunacak ve atatürk asigi kisilerin namaz hakkindaki önyargilarindan kurtulmasina sebebbiyet verecek bir baslik olabilir.
hepsi degil islami kesimden bircok kisinin atatürk hakkinda önyargilari oldugunu biliyoruz.
yine hepsi degil ama atatürkcü olup namaz hakkinda yine önyargilari olan kisiler de mevcut.
atatürk ün namaza olan bakis acisi böyleyken ve bizlere bircok manevi katkida bulunmusken atatürk düsmanligi yada atatürkcülerin dine olan düsmanligi neden diye sormadan edemiyor insan.
buyrum birlikte okuyalim.
edit: hem dinciyim hem atatürkcü varmi ötesi.
--spoiler--
Mustafa Kemal Atatürk'ün, namaz kılan yüksek rütbeli bir subayı ihbar eden milletvekilinin trenden indirilmesini istediği ortaya çıktı. Atatürk, aynı milletvekilinin tekrar seçilmesini de engellemiş.
Bu olayı aktaran Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk'ün, gammazcı vekil hakkında, "Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor." dediğini söylüyor.
Diyanet işleri Başkanlığı'nın yayınladığı aylık Diyanet dergisinin nisan sayısında 'Atatürk, Din ve Din Adamları' konusu işlendi. Atatürk'ün din konusundaki düşünceleri ve uygulamaları, resmî dairelerde namaz kılanları ve bu kurumlarda mescit bulunduğunu gammazlayanlara en güzel cevabı veriyor.
Dosyayı hazırlayan Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk'ün din ve lâiklik hakkındaki görüşlerinin 'en az bilinen ve en çok istismar edilen' yönü olduğunu söylüyor.
Yazıda Atatürk'ün din adamlarına ve dinî vecibelerini yerine getirenlere karşı son derece saygılı olduğu yaşanmış bir örnekle anlatılıyor. Prof. Dr. Sarıkoyuncu'nun anlattığına göre olay şöyle gerçekleşiyor:
Atatürk, 1930 yılında Fevzi Çakmak'la birlikte trenle yurt gezisine çıkar. Kompartımanında ülke sorunlarını konuşurlarken bir milletvekili içeri girip, Atatürk'ün kulağına bir şeyler söyler. Atatürk'ün kaşları çatılır, Fevzi Paşa'ya dönerek, "Paşam, lütfen beni takip ediniz, arkadaşlar bir haber getirdi, inceleyelim." der. Hep birlikte diğer vagona geçtiklerinde yüksek rütbeli bir subayın kanepe üzerinde namaz kıldığını görürler. Atatürk, mareşale dönerek şöyle der:
"Paşam, bu adamın (gammazcıyı işaret ediyor) biraz evvel kulağıma gizli bir şeyler söylediğini gördünüz. Bu adam muhafız kıtasına mensup yüksek rütbeli bir subayın namaz kıldığını gammazladı. Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor. Durumu size göstermek için buraya kadar zahmet ettim." Atatürk ilk istasyonda milletvekilini trenden indirir ve gelecek dönem milletvekili seçilmesini de engeller.
--spoiler--
sözlük yazari olduktan sonra, gazete okurken, köse yazarlarina arti ya da eksi oy vermeye calisma hadisesidir. yazinin alt tarafina bakilir herhangibir surat isareti göremeyince dudak bükülür.sonrada icinden hasstir yaa ben ne yapmaya calisiyom denilir. sözlükte aliskanlik yapan arti ya da eksi oy verme olayini, girilen entryleri replik olarak gündelik hayata tasimak yazar in sözlüge ictenlikte baglanmis oldugunu gösterir. aslinda vahim bir durumdur. hemen atlatmak gerekir. aksi takdirde her konustugun kisiye oy vermeye kalkarsin.
nurculuk akiminin cesitlerinden bir tanesidir. bunlar risale-i nur u okurlar ve okuduklarini anlamaya calisirlar.
bunlar da kendi aralarinda ayrilabilirler.
(bkz: yeni asyacilar)
(bkz: fethullahcilar)
bunlardan ayri olarak bir de yazici nurcular vardir.
canan aritman adli izmir chp milletvekili nin, "eskiden fahiseler basörtüsü takardi" sözüne karsilik ankara da cikan tohum dergisi nin vekil in su anda giydigi kiyafeti fahiselerin giyiyor oldugunu belirterek aritaman a fahise benzetmesi yapmasi hadisesidir.
dergi tbmm de dagitilmis ve chp milletvikilleri tarafindan tepki toplamistir.
--spoiler--
ANKARA/ imam Hatip Liselileri Mezunları ve Mensupları Derneğinin yayın organı Tohum dergisinin son sayısında CHP izmir Milletvekili Canan Arıtmana; fahişe benzetmesi yapıldı.
TBMM de dağıtılan ve tüm milletvekillerine gönderilen dergide,Canan Arıtman isimli milletvekili bir açıklamasında başörtüyü eskiden fahişelerin örttüğünü söylemek seviyesizliğini göstermiştir. Biz de kalkıp onun kıyafetinin bugünkü fahişelere benzediğini söyleyecek kadar seviyemizi düşüremeyiz diye yazıldı.
Bunu fark eden CHP liler isyan ederken Canan Arıtman, Tarihsel bir bilgiyi çarpıtarak kendisine hakaret edenler hakkında yasal işlem yapacağını belirtirken, bu derginin TBMM içinde dağıtımına izin verilmesine de tepki gösterdi.
TARiHi BiLGi AKTARDIM
Arıtman, iNTERNETHABER e başörtüsü ile ilgili sözlerinin tarihsel bir bilgiyi aktarmaktan ibaret olduğunu da belirterek, şunları söyledi:
Sümerlerde Tapınak fahişeleri, Asurlularda evli kadınlar başörtüsü takıyordu. Başörtüsü tüm semavi dinlerde var. Ve islami bir örtü değil. Asurlulardan, Sümerlere kadar uzanan bir şey. Başörtüsü tüm dönemlerde kadının statüsünü belirlemek için kullanılmıştır. Örneğin Cahiliye döneminde hür kadınlar başörtüsü kullanmıştır. Asur ve Araplarda başörtüsü kullanan kadınlar evlidir ve onlara taciz ve tecavüzde bulunamazsın anlamında bir işarettir. Ama Sümerlerde tam tersine fahişeler kullanmış ve onlara taciz ve tecavüz edilebileceğinin işareti olmuştur. Bu bir tarihsel ve bilimsel durumdur. Ben sadece bunu ifade ettim dedi.
--spoiler--
islami kesimden ve akp lilerden gerici ve yobaz olarak bahseden bu kisinin asurlular ve sümerlerden örnek almasi kendisinin gericioglugerici oldugunun en iyi ispatidir. islami kesime gerici diyenler utansin ne yapalim.
ilk okulda okuyan bir yumurcak in kurmus oldugu cümledir.olay gercektir ve söyle olmustur.
ögretmen ev ödevi vermistir ve dil bilgisi kismindaki kelimeler cümle icerisinde kulanilmak zorundadir.
birinci kelime:kus
birinci cümle:ben bir kus gördüm.
ikinci kelime:siper
ikinci cümle:babam kusa siper aldi.
cocuk oyunlarindan birisi olan, fakat ergenlik caglarinda daha cok oynanan uzun esek oyununu oynarken kapidan iceri giren kiz arkadasinin seni görmesi hadisesidir.
olay söyle tecelli eder:
-mustafa kapi caliniyo olum kapiya bak.
+abi sen baksana
-olum ben bu balina sülaymanin altindan kalkabilsem ...bide önümdekini birakamiyom.
+tamam tamam bakiyoz.
+aaa kerem bak kim gelmis.
--kerem bana bunu da mi yapacaktin.
-ulan mici niye söylemiyon yenge geldi diye.
+abi seyyy
-kes ulennn.
--kerem bunlarin bir aciklamasi olmali.
-askim inanki durum bildigin gibi degil.uzun esek oynuyoduk esek olma sirasi bana geldi.
--hep esek kalasin emii.
+sictik olum.