zamanında, bir yazar olarak gelişimini ginsberg ve burroughs'a daha iyi bir şekilde anlatmak için dokuz maddelik bir liste hazırlamıştır. sonraları "essentials of spontaneous prose" adıyla yayımlanan bu liste, kerouac'ın on the road'da başlattığı ve the subterraneans romanı ile iyice doruğa çıkardığı "spontane düzyazı" hakkındaki düşüncelerini aktarır. türkçesi şuradan okunabilir:
Son yıllarda oynadığım en zevkli, en yaratıcı, en oldschool oyun. Yapımcısı Valve Software. Half Life 2 evreninde geçiyor. Aperture Science adlı kuruluş Black Mesa ile girdiği ihale yarışlarında, Black Mesa'nın Gravity Gun'ına benzeyen fakat daha farklı bir amacı bulunan bir alet üretir. Bu ihale yarışları Black Mesa'nın resonance cascade mevzusunun gerçekleştiği yıllarda yapılmaktadır. Yani kısaca Half Life 1 zamanı. Neyse Aperture Science'ın yaptığı bu alet, iki farklı portal açıp ikisi arasında geçiş sağlamaya yarayan bi alettir.
Oyunda, bu aleti test eden deneklerden biriyiz. Hatunuz ve de ismimiz Chell. 19 bölümlük bir teste tabi tutuluyoruz. Oyun bundan ibaret. Tabi sadece bundan ibaret değil. Oynayın görün.
Half Life 2 Episode Two'yu oynadıysanız eğer Borealis gemisinin ortaya çıktığını biliyorsunuzdur. Bilmiyor idiyseniz de artık biliyorsunuz. Efenim, bu Borealis gemisi Aperture Science'ın araştırmalarını taşıyan ana gemi. Ve bu gemi bulundu. Ve Alyx'in babası, dostumuz, belki gelecekteki kayınpederimiz Eli Vance "O gemide her ne bulursan bul, sakın kullanma, derhal yok et!" naraları attı. Hatta Dr. Kleiner ve Eli Vance arasında geçen bir diyalog şöyle:
Kleiner: Bu Borealis!
Eli Vance: Aman tanrım.
Kleiner: Bu inanılmaz. Bunu Combine'a karşı kullanabiliriz.
Vance: Ne? Hayır. Kesinlikle hayır! ikinci bir Black Mesa olayına asla izin vermem.
Çaktınız mı?
Çakmayanlar biraz daha aşağıya bakabilir.
Half Life 2 Episode Three'de, Portal'daki aleti kullanacağız.
hiç bir zaman bir cacık olamayacak sözlüktür. zira çoğu entry, moderatorler tarafından subjektif sanılıp silinmektedir. her yazar her entrysinde zaten subjektiftir, kendine göredir. "yoksa bu sözlük uludağ değil, TDK sözlüğü müydü" diye de çoğu zaman düşündüren bir sözlüktür uludağ sözlük.
ava lord karakteri için rachel weisz'ın düşünüldüğü filmdir.
ayrıca antonio banderas ve de johnny depp'in de adı geçmekte, dedikodu olarak, şimdilik. http://www.imdb.com/title/tt0458481/
--spoiler--
6. sezon 17. bölümde jack'in yarattığı massacre'dan sonra, ajan doyle'ın crime scene'i görüp; "yok artık, löbram ceyms be jack" bakışlarıyla beni benden almıştır 24'üm, ballı çöreğim, biricik dizim...
--spoiler--
Yarmış bir Katatonia şarkısıdır. Viva Emptiness albümünün, 7. parçası.
cool night gave my truth for a lie
will you be here when i try
i'm not set cannot do it yet
will you be here when i try
our wealth breeds emptiness
another day to compress
my lips are dry you gave me drugs to try
hold me when i die
the sky has frozen to a wall
we die we all
--spoiler--
ada sakinlerini tutmayı bırakıp, gönlüm others'ın yanında atmaya başlamıştır. baksanıza ne de güzel eğleniyolar öyle rugby falan jack'le ortam yapmışlar da... bırakın kaçmayı adadan yaa, boş işler bu işler. bakın zaten dünkü b.k jack de artık bu düşünceden kaçamamıştur. muhtemelen de jack önümüzdeki bölümde; "sikerim yaa yeter ulan" diyip, tom, ben ve juliet'le birlikte okey oynayacaktır. tabi kate gelip de dağıtmaz mı o masayı o da ayrı konu.
--spoiler--
bu grubun içinde, kendisini, dünyadaki en iyi hackerlar sıralamasında 3. gören "mütiş" bi hacker vardır.
(bkz: yalanın böylesi)
(bkz: at yalanı sikeyim inananı)
bi de elemanların nickleri ingilizce. işte; barboros staff, kuralay the hacker, hotturk, h@cking falan gibi. ama gel gör ki elemanlar türkiye'nin üstünlüğü savunuyolar.
(bkz: ingilterenin köpeğiyim ama türkiye 1 numara)
bugün sahne olduğum, istiklal caddesindeki fransız konsolosluğunun yanında ve de YKY'nin yakınında bulunan 2 adet minyatür galata kulesinin içinde başlatılan eylem. okuma oranı mı arttırılmaya çalışılıyor nedir?
ilk filmin berbat olduğunu kabul eden todd mcfarlane'in* spawn 2 yi çekmesi planlanmaktadır. bu sefer tamamen çizgi romana sadık şekilde ilerliyecekmiş senaryo. sam ve twitch'i de göreceğiz ayrıcana.
malesef hollywood bu filme de el atmaya geliyor. duygu sömürüsünün 1 numaralı adamı frank darabont***un yöneteceği film 2007 yılında vizyona girecek imiş. şimdilik sadece başrol için brad pitt'in oynayacağı dedikoduları var...