açılımı şuna benzerdir;
tanıdıkça huyunu suyunu sevmek mi?
ilk görüşte güzelliğine vurulup aşık olmak mı? (tanıdıkça sizin kriterlerinize, kafa yapınıza uyuyorsa mükemmeli yakalarsınız ama zannetmiyorum ki güzelliğinin/yakışıklılığının farkında olan bir insan bozulmadan düzgün kalsın.)
kızgın ve öfkeliyken yatışmak için ihtiyacınız olan tek merhem.. anlamlı bakan gözler, güzel bir dudak ve son derece biçimli beyaz dişler.. hele bir de gülerken gözlerinde size karşı olan masumiyetin, içtenliğin, aşkın, sevginin varlığını görüp hissedebiliyorsanız eğer tadından yenmez. işte o an, içinizi değişik bir sıcaklık kaplar.. içten içe yavaş yavaş erirsiniz sanki..
"ip büküle büküle kaytan, insan s.kile s.kile şeytan olur" sözünün kısa halidir. ayrıca; tozpembe baktığınız, etrafınıza iyilikler ve gülücükler dağıttığınız bu hayatta insanlardan kazık yedikçe, olmaz dediğiniz şeyler başınıza geldikçe moral kaynağı olarak aklınızda bulundurduğunuz söz.
sevdiği kişiden geliyorsa şayet, insanı kendinden alan an. hayır hani o kadar kızgınlıkla, sinirle yanına gidiyorsun bir bakmışsın hepsi gitmiş..
sakinleşmiş, kendini onun gözleri ve dudaklarındaki gülümsemesinde kaybetmişsindir artık. güneşin sıcaklığını hissedersin o an.. için tatlı tatlı yanar da yanar..
hayat felsefelerinin gerçekten uyuştuğu yazarlar ile, kız veya erkek farketmez, çay içerken sohbet etme eylemi. aynı zamanda "var mı acaba buluşan/görüşen ?" diye merak ettiğim durum.
edit: hemen bastı biri - ye. merak ettim soruyorum kardeşim.
Günümüzde insanların birbirlerini kullanmak adına uğrunda yarıştığı ve kişinin niyetinin böyle olduğunu anladığım vakit her gördüğümde bulunduğumuz devrin ilişkilerinden tiksindiğim olay. ilk başta kanınız kaynayabilir sonra konuşursunuz ortak görüşleriniz çıkar daha da sıcaklık hissedersin bu olur ama gerçekte samimiyet olmasın yan cebimde dursun diye yapıyorsan..
ey mübarek, daha yeni masasına oturup tanıştığın insan nereden senin "kardeşin, kankan" oluyor anlayamıyorum hani ne ara ilerlettik lan biz samimiyeti diye sormadan edemez insan kendine. velhasıl bir şekilde tanışıklığınız olmuştur artık ve o kişi sizi nihayetinde sahip olduğunuz güç, tip, para gibi birçok özelliğinize göre işi düştüğünde bulacaktır. (bkz: işi düştüğünde aramak)
Arkadaşını veya bir başkasını gerçekten düşünsen, kıskansan, sevsen, özlesen bile mümkün olduğunca dile getirmeyip içine atma durumu. deneyin cidden daha kıymetli olacaksınız çünkü kendinizi ifşa ettiğiniz an ister istemez işte bu cebimde konumuna düşeceksiniz. ama bu o kişinin veya kişilerin yanında olmamak değil. her zaman demiyorum büyük çoğunlukla yanında olacaksınız ama ağızdan bu hislerle ilgili net laflar çıkmayacak çünkü ulaşılamayan her zaman daha kıymetli olacak. (bkz: değer verdiğini belli etmek)
karşıdaki insan bunu anladığı an, herşey iyi ya da kötü bir şekilde değişmeye başlamıştır.
"insanlara ne kadar çok değer veriyorsanız, onlar da kalkıp o kadar tepenize biniyorlar. Hele bir de verdiğiniz değeri onlara belli ederseniz!" -Anton Çehov-
"Can'ı yanan sabretsin, Can'ı yakan da canının yanacağı günü beklesin!"
Eden bulur ve ne ekersen onu biçersin sözlerinin karışımıdır. Hayatta hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Karşımıza çıkan insanlar da hayatımıza yön vermek için vardırlar. iyi ya da kötü herkes.. Hani siz onu çok sevdiniz, elinizden geleni yaptınız da sevdiğinizi belli ettiğiniz için o şımarıklıktan, kıymet bilmemekten, devrin kötü olduğunu ve iyi niyetli insanların bırakılmaması gerektiğini bilmediğinden sizi yarı yolda bıraktı ya;
Umut verip, güven aşılayıp yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını iki dünyada da veremezsin..
başkasından değil de, hoşlantıyı sevme zannetme durumu. sen gel bu devirde azınlık olarak bulunan ciddi düşünen erkeklerden birine rastla sonra elinin tersiyle it.. böyleleri insanın aşka, sevgiye olan inancını götürüyor. sonra erkekler neden böyle.
önünüzde oturan insanlara şöyle bir bakış atıp kafanızı cama dayadıktan sonra şöyle bir geçmişe gidilir; iyi kötü anılar canlanır zihninizde ve ardından gelecek ile ilgili hayallere dalarsınız.. ev, iş, araba, sevgili, eş dost, anne bana kardeş n'olacak acaba ileride derken kapılır gidersiniz oracıkta.. hele de bu yolculuk uzun süren bir yolculuk ise..
