disinesakizkacancocuk
433 (süper mario)
sekizinci nesil yazar 6 takipçi 37.04 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    richard feynman

    31.
  1. Richard Philips Feynman. 20. yüzyılın en önemli fizikçilerinden biridir. Işık ve madde üzerine yaptığı çalışmalar ile 1965'te Nobel kazanmıştır. Nükleer silah projelerinde de yer almıştır. Modern fiziğe yön veren bilim insanlarından biridir. 1988'de kanserden dolayı vefat etmiştir.

    (bkz: Manhattan project)
    (bkz: quantum electrodynamics)
    0 ...
  2. parasite

    49.
  3. Olayların düğümlendiği ve çözüldüğü noktalarda iki kez merdivenden acemi acemi düşüyorlar. Buna hayatımda izlediğim en iyi film falan diyen var. ybsg lütfen.

    Tanım: başka film olmadığı için şansına Oscar almış film.
    0 ...
  4. cinsiyetçilik

    27.
  5. sınıflandırma, ön yargı, ayrımcılıktır.

    cinsiyetçiler hayvanlar gibi birbirlerine cinsiyetlerini kullanarak üstünlük sağlamaya çalışırlar.

    en ufak cinsiyetçi beyanda bulunan kişiden koşarak uzaklaşmak gerekir. çünkü onu doğurup büyüten annesinin cinsiyetini ikinci sınıf insan olarak gören kişi konuşmaya bile değmez.
    2 ...
  6. upwork

    1.
  7. yazılım, tasarım, content yazarlığı, çeviri işleri ile ilgilenen kişilerin dünya çapında freelance işler yapabileceği en iyi sitelerden biri. eskiler odesk olarak da hatırlayacaktır. son dönemlerde üye alım işlemlerinin çok zorlaştığını duydum. ancak sabırlı olmaya ve denemeye değer. öğrencilik dönemlerimden beri maddi açıdan hep bir ek gelir imkanı yarattı benim için. yalnızca freelance değil, büyük çaplı ve sürekli iş ilanları da bulunuyor.
    0 ...
  8. algıda seçicilik

    81.
  9. insanın mutluluğunu veya üzüntüsünü doğrudan etkileyebilecek yegane güce sahip olduğunu düşündüğüm psikolojik bir kavram.

    şehirde bisikletle dolaşırken her bir bisikletin gözünüze çarpması ancak yayayken ve farklı bir araçtayken bunun olmaması. benimsemek de olabilir belki. sevdiğiniz, hakkında bilgi sahibi olduğunu düşündüğünüz şeylerin onlarca kelime, kitap, gazete manşeti arasından gözünüze çarpması durumu da denilebilir. dinlemeyi sevdiğiniz bir şarkının öylesine bir günde rastgele bir kişinin telefon zil sesi olarak duymak da olabilir. en geneli ise aynı marka model araçlara binen insanların herhangi bir ortamda en azından birbirlerine bakmaları, hatta konuşmaları.

    entrye başlarken bugünkü algımın çok pozitif olduğundan ve mutluluğumdan bahsedecektim. yazdıkça konu derinleşti. bu entryi ben yeşillendireceğim. çünkü dikkat edin konu yalnız hissetmemeye gelecek. verilen tüm örneklerde işin içinde yalnız olmadığını anlamak var.

    algımız sadece yalnız olmamaya mı dayalı?
    *
    1 ...
  10. sözlük yazarlarının itirafları

    149770.
  11. Düğünümden 3 koli rakı kaldı. Nasıl elden çıkarırım kara kara düşünüyorum sözlük. Geri iadesi de yokmuş meretin. Ölene kadar rakı içeceğim heralde. Durum onu gösteriyor.
    2 ...
  12. sözlük yazarlarının itirafları

    148772.
  13. Okul yıllarından beri kendi kendime söylediğim bir şey vardır. 'üniversite giriş sınavlarından, askerlikten ve evlenmekten çekiniyorum.' Yani korku değil ama bilinmeyene gitmek gibiydi hepsi benim için. Ve bu çekincelerimden hep alnımın akıyla çevremdeki insanları gururlandırarak çıkmayı başardım. Sıra evlenmeye geldi sözlük. Biraz farklı bir hissiyat var bu sefer. Sorumluluk hissi diyorum ben ona, ama ne olduğunu tam bilmiyorum. Hayatımın sonuna kadar bir kişiyi gerçekten mutlu edebilir miyim?

    Mutlu film sonu gibi olsun istiyorum. Evet dedikten sonra müzik girsin, sonsuza dek mutlu yaşadılar yazsın. Ama öyle olmayacak. Hayat orda yeniden başlayacak. Yıllar zorlu geçecek. Ama ben elimden geleni yapacağım. Söz veriyorum.

    Not: sen bunu asla bilmeyecek ve okumayacaksın. Böyle yazacak kadar strese girdiğimi bilmeyeceksin. Nasıl bu kadar sakinsin dediğinde içimde kopan fırtınalardan haberin olmayacak. Ben herşeyi göğüslemeye hazırım. Arkamda sağlam dur yeter sevgilim.
    4 ...
  14. minnet

    5.
  15. kendimle uzun süredir baş başayım. Bu süreçte de kendimle uzun uzun muhabbet etme fırsatı buluyorum. Bazen dertleşiyor, bazen gülüp eğleniyor, çoğu zaman da hayal kuruyorum. Bugüne kadar irili ufaklı çok şey denedim hayatımı değiştirmek için. Aslında başarılı denemeler olmadı pek. Kendi istediklerim yönünde değil, hayatın beni çevirdiği yönde ilerledim diyebilirim. Ancak nereden bilebilirdim ki bu son seçimimin benim açımdan en iyisi ve en zoru olacağını. zor, çünkü öğrenmek ve hayatımı yoluna koymak adına her şeyi kendim yapmaya çalışıyorum. tabi ailemden maddi-manevi destek alıyorum. hayallerime yürüyorum. iyi, çünkü kendimi tanıyorum. ağır işlerde vücudumu tanıyorum. hayvanlarla tahammül katsayımı tanıyorum. limitlerimi tanıyorum, sınırlarımı çiziyorum. bu benim yaşımda biri için bulunmaz bir fırsat. insanlar robotlar gibi çalışmaktan kendilerine vakit ayıramıyor ve öylece yaşlanıp gidiyorlar. ben ise her gün, kendimle veya hayatla alakalı yeni şeyler öğreniyor ve bir basamak daha yükseliyorum.

    kendi yaptığım tercihlerin beni götürdüğü yerlerde en büyük saygıyı da gördüm, aşağılanma duygusunu hissettiğim de oldu. yakaladığım nokta ise şuydu. bana saygıyı eğitimli insanlar gösterirken, aşağılayanlar cahil insanlardı. bir tarafta, örneğin; yaptığım uluslararası bir sunumda ''aferin evladım, iyiydin'' diyen hocalar, yada takdir eden arkadaşlarım, diğer tarafta ise salak mısın, aptal mısın, onca emeği boşa harcadın diyen yakınlarım, tanıdıklarım...

    aslında her şey para kazanmak amacıyla başladı, iş değiştirme sebebim de buydu. maddi-manevi rahatlık için. çalışırken hatta yaşarken zihnimin açık olması için. günde 10 saat verimsiz çalışarak bir şey elde edemeyeceğimin gayet farkındayım. Fakat o şekilde çalıştığım zaman da saygı görüyorum. Tezatlık ve çelişkiler de burada başlıyor. Bir tarafta saygı ve temiz ve ütülü bir hayat, diğer tarafta ise kirli ancak dinç bir hayat, insanlardan uzak, yalnız ve hayal dolu... insanlar demişken, burada hayvanlarla tanıştım. beni bilen, tanıyan, bekleyen, koklayan, seven hayvanlar. kucağımda uyuyakalan kediler, beni görünce oynamak için can atan köpekler, yanlarına gittiğimde beni kaşı dercesine bekleyen ve bana sürtünen sığırlar. bu sevgiyi hayatım boyunca hissetmemiştim. meğer ne büyük eksiklikmiş. hayatı teknoloji, partiler ve işten ibaret sanan ben, aslında para olmadan, yeni ve son model teknolojilere sahip olmadan da gayet sevgi doluymuş, mutluluk veriymiş. bu hayatta insanlara ilham vermek için var oldukları çok açık.

    bana öğrettikleri şey ise beni çok şaşırttı. hayvanlar aslında insanın bulunmadığı ortamlarda karınlarını bir şekilde doyuruyorlar. ancak evcilleştirdiklerimiz, biz onlara yiyecek bir şey verelim diye gözümüzün içine bakıyorlar ve verdiğimiz zaman minnet ediyorlar. iyi mi kötü mü tam da emin değilim ama bu hayvanların bana minnet etmesi durumuna ben çok alıştım. bunu biraz da ileri götürdüm. insanlar da onlara karşılıksız bir şey verdiğin zaman minnet ediyorlar. iyilik yaptığın zaman unutmuyor ve binlerce kez teşekkür ediyorlar. onlara para vermekten bahsetmiyorum. yolda kalmış birine o istemeden yardım etmek, aç olduğunu fark ettiğin birine eve getirip yemek yedirmek, tanımadığın birinin derdini dinlemek, yada bir kişinin işinde ona yardımcı olmak bahsettiğim. karşılık beklemeden, herhangi bir şey talep etmeden, karşılık olarak bir şey vermeyi teklif ettiği zaman elinin tersiyle geri çevirmek. bu o kadar büyük bir haz veriyor ki bana. inanamıyorum kendime. tanımadığım insanlara selam vermeye bile başladım. arabayla giderken yolda yürüyen kişileri arabaya almaya veya onları gidecekleri yere götürmeye teklif etmeye başladım. yolda kalan araçların yanında durup ihtiyaçlarını sormaya başladım. ben bunu iyilik için yaparken aslında kötü anlamda çok değiştim. dedim ya, minnet! insanların bana minnet etmesini bekliyorum. tıpkı hayvanların yaptığı gibi. aslında minnet beklemek tanrının bir özelliği. ben ise yaptığım iyilikler karşısında insanlardan da hayvanlardan beklediğim gibi minnet bekliyorum. onlar bensiz başlarının çaresine bakabilecekken ben araya giriyor ve ben size iyilik yaptım bana yalvarırcasına teşekkür edin'i bekliyorum. içimdeki bu minnet duygusu beni bambaşka bir insan yaptı. kendi işimi bırakıp insanlara yardım etmeye başladım sırf bu minnet duygusunu hissedebilmek için. kötü bir insana dönüşüyorum, farkındayım. işin en kötü yanı ise aileme karşı da böyle davranıyorum. yaptıklarım ufak tefek şeyler dahi olsa onlardan büyük teşekkürler bekliyorum. resmen yaptıklarımın çetelesini tutar oldum. bu da beni korkutuyor. değiştiğimi gördükçe korkuyorum. kendimi tanıdıkça korkuyorum. kendimden korkuyorum.
    2 ...
  16. 25 aralık 2016 tsk nın canlı yakaladığı deaş lılar

    16.
  17. kamera sistemini kurup, mermiden hızlı koşabilen isidli olup olmadığını dünyaya canlı gösterme fırsatıdır. Intikam değil içimdeki, sadece merak.
    0 ...
  18. 22 aralık 2016 ışid in iki askerimizi şehit etmesi

    334.
  19. Görüntüler gerçek veya değil, siz taş üstünde taş, baş üstünde baş kalır mı sandınız? test etmeye mi kalktınız? Bir millete intikam yemini ettirdiniz. Dördüncü günde topukları g.te vura vura kaçarsınız. Kaçamayacaksınız sakallı dinsizler. bu milletin kimseye verecek hesabı yok artık, gün hesap sorma günüdür.

    Tekrar söylüyorum. Görüntüler gerçek veya değil. Kaybedecek hiçbirşeyi olmayan bu vatan evlatları neler yapacak dünya alem duyacak, görecek, korkacak.
    3 ...
  20. sümer ezgü

    12.
  21. 15 temmuz olayları sırasında trt binasında olaylara çok yakın olan sanatçı.
    ''15 Temmuz ayaklanma gecesi Ankara'da TRT' de canlı yayındaydık. Başbakan Yrd. Numan Kurtulmuş, TRT Gnl Md ve üst yönetimi üniversite öğrencileri stüdyodaydı. Ben de Türkiye'deki üniversitelerin iletişim fakulteleri öğrencilerine verilen Genç iletişimciler Ödül Töreni için canlı yayında sahne almak üzere TRT'nin davetlisiydim.
    22.00 civarıydı sanırım. kuliste iken jetlerin sesleri duyuldu. Gece vakti anlam veremedik. ilk ödülleri verdikten sonra Numan Kurtulmuş studyodan ayrıldı. Ben stüdyoya yayına girdiğim sırada TRT Gnl Müdürü Şenol Göka ve yöneticilerde hareket, giriş çıkışlar oldu. Stüdyoda huzursuz garip bir hava vardı. Meğer o sırada TRT Gnl Md.ğü işgal edilmiş. Yönetmen Necati Var'a rejiden bilgiler geliyormuş ve yayını çabuk bitirmeleri söylenmiş. Benden sonra bir bölüm tören daha vardı. ben bunu beklemeden otele taksiyle yola çıktım. Bu arada WhatsApp'tan darbe gibi bir mesaj okudum ama ciddiye almadım. Bu arada yolda kızım aradı ve baba neredesin darbe olmuş diye telefon açtı. Şok oldum çünkü artık darbeler döneminin ordu içinde bu örgütlenmeyi kulaktan duyma bilmemize rağmen kapandığını düşünüyordum. Otelim Or-An' da TRT Gnl Md.lüğünün 300 mt uzağında eski Milletvekili Lojmanları' nın yanındaydı. Gnl Md.lük ve Ankara üzerinde uçaklar, helikopterler taramalar silahlar film gibiydi. Sonra TRT deki anonsu duyunca durumun çok ciddi olduğu kesinleşti. 02.00 den sonra tüm binayı sarsan perdeleri oynatan bir patlama oldu ki TBMM ne bomba atılmış. Uçaklar iptal olduğu için TRT bizi bir otobüsle Antalya'ya gönderdi.
    12 Eylül'ü yaşamış ve sanki kurtuluşmuş gibi gösterilen darbenin ne anlama geldiğini bilen nesil olarak bir kez daha nefretle şok olduk. Başından beri iletişimden demokrasi ve kargaşadan uzak sükunet çağrısı yaptık. Gün geçtikçe ve haberlerde gelişmeleri gördükçe işin boyutu ortaya çıkıyor. Bu konu her türlü grup ve anlayışın ötesinde ülke birliği meselesidir. Demokratik ve laik sistem bu ülkenin birlikte yaşamasının güvencesidir. Dünyayı yöneten güç odağı ülkeleri karıştırıp kendisine biat ettiriyor. Bazen din bazen etnik elbiseyle görünüyor. Ortadoğu ortada! Bu dönem ne yaşanmışsa Atatürk döneminde de yaşanmıştır. Aynı tecrübeleri yaşamak mı yoksa ders çıkarmak mı akıllıca? Ülke birliği için birarada olmak zorundayız. Benim sanatçı olarak varlığım budur. Darbelerden uzak sivil, laik demoktatik Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olarak yaşamalıdır...''
    0 ...
  22. milyonlar sokaklarda korkak atatürkçüler nerede

    22.
  23. (bkz: korkak)
    (bkz: atatürkçü)
    Tanım: anlamsal anlatım bozukluğunun dibine vurmuş soru cümlesi.
    Tanım 2: gün birlik günüdür diyen kişilerin ilginç bir şekilde insanları sınıflandırmaya calışarak kurduğu soru cümlesi.

    Ha bu arada zamanında cemaatin torpiliyle şu an belli mertebelere gelen kamu çalışanlarının ve herşeyden önce yine malum kişinin torpiliyle meslek sahibi olanların toto korkusuna meydanlara çıkıp destek verdigini de gözlerimle görmekteyim. kamufle olmaya çalışan çok.
    0 ...
  24. burdur

    107.
  25. 6 mart 2015 günü farklı bir kutlamaya ev sahipliği yapan il.

    6 mart 1930 günü mustafa kemal atatürk'ün yaptığı ısparta-burdur-antalya ziyaretlerinin 85. yıl dönümüydü dün. 3 ilde de kutlamalar, geçit törenleri yapıldı. ancak burdur'da yapılan kutlama bir başkaydı. yine teke yöresi olarak bilinen ısparta-burdur-antalya bölgesine ait alyazma zeybeği burdur'da 1930 kişi tarafından şehir meydanında oynandı. farklı bir kutlamaydı ve gerçek bir festival havasında geçti.

    http://www.dunya.com/1930...da-zeybek-oynadi-745v.htm
    3 ...
  26. saygı

    123.
  27. sokakta, daha geniş kapsamıyla halk içinde hiç kalmamış duygudur. yolda nasıl yürüneceğini bilmeyen, bağıra çağıra insanları rahatsız edenlerden mi, trafikte küfrün en alasını edenlerden mi; banka da sıra beklemeyi bilmeyenlerden mi, hastane binalarının içinde dahi çöpü gelişi güzel yere atanlardan mı, sokakta yürürken sümkürenlerden mi, tükürenlerden mi, etrafında insanlar olup olmamasına aldırmayıp hiç duyulmadık küfürler eden gençlikten mi beklemeliyiz saygıyı? bizim kendimize saygımız yok ki başkasına olsun. kendimizi her şeyden herkesten üstün görmeye devam. bu pembe rüya nasılsa bir gün biter.
    1 ...
  28. annie mac

    2.
  29. sınavdan 0 almanın disiplin suçu sayılması

    5.
  30. kopya muamelesi yapılan kağıda verilen nottur 0. bu yüzden disiplin suçudur. boş kağıda 3-5 puan verilmesi de bu yüzdendir.
    0 ...
  31. smarter everyday

    1.
  32. aklınıza gelen/gelmeyen bir çok şeyi bulabileceğiniz youtube kanalı. kendi çerçevesinde dünyayı keşfediyor ve çerçevesi gerçekten çok geniş.

    http://www.youtube.com/user/destinws2/featured
    1 ...
  33. eğirdir gölü

    9.
  34. gün itibariyle tam da böyleydi. görülmeye değer nadide köşelerden...

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/701920/+
    4 ...
  35. maya angelou

    4.
  36. 28.05.2014 itibariyle tarihe karışan büyük yazar, şair, eğitimci, oyun yazarı, tarihçi ve aktivist. belki bir gün hepimiz kafesteki kuşların neden şarkı söylediklerini anlarız.

    "The caged bird sings
    with a fearful trill
    of things unknown
    but longed for still
    and his tune is heard
    on the distant hill
    for the caged bird
    sings of freedom.''
    0 ...
  37. sdü de 2014 bahar şenliklerinin iptal edilmesi

    1.
  38. Soma'da yaşanan korkunç faciadan sonra biraz önce alınan kararla süleyman demirel üniversitesi'nde de bugün başlaması beklenen bahar şenliklerinin mantıklı bir şekilde iptal edilmesi olayıdır.
    3 ...
  39. fethiyespor

    71.
  40. 2013-2014 sezonunu 16. Bitirerek bir alt lige düşen takımımız. acısıyla tatlısıyla bambaşka bir yıl geçirmemizi sağlayan fethiyespor'umuza teşekkür ederiz.
    0 ...
  41. sözlük erkeklerinin berbere ödedikleri ücret

    59.
  42. yıllardır hep aynı berbere giderim. saçlarımın sağını solunu düzelttirmek için geçerken uğradım yine, istediğim şekilde yaptı kısa sürede. abi, dedim. ne kadar? ne parası, hadi git git, dedi. abi dedim olur mu öyle şey. e tamam varsa ver 2-3 lira gönlün olsun dedi. verdim 3 lirayı gittim eve. babam da devamlı, 'sen nasıl öğrencisin, git bi traş ol' diye söyleniyordu. beni görünce, 'nasıl traş oldun lan sen' dedi. valla şurasını kestirdim burasını düzelttirdim, 3 lira verdim işte dedim. 'lan' dedi peder bey. 'yarın git adam gibi 10 liralık traş ol'.

    velhasıl bizim berber kestiği saç kadar para alır. babamı hep 10 liraya traş edermiş, ben ise hep 5 liraya yırtıyorum. bi yazık amcamdan da 10 lira alır, adamcağızın saç yok, bir tek yanları toparlıyor. ama 10 lira.
    0 ...
  43. noah

    41.
  44. olan biteni izleyiciye olduğu gibi geçiren müthiş bir kadroya sahip film. içinde bu kadar fantastik şeyler beklemiyordum açıkçası ama hiç bir memnuniyetsizlik yaratmadı bende. eğer imkan dahilindeyse 3d izlenmeli.
    1 ...
  45. putin i putin yapan 18 adam

    1.
  46. bir millet vpn öğreniyor

    1.
  47. son günlerde oldukça karmaşık ve komik olan internet ile ilgili düzenlemeler için cuk oturan söylem. herkes yeni bir şeyler arayışında, herkesin farklı taktikleri ve fikirleri var.*

    ''bir millet vpn öğreniyor.''

    (bkz: virtual private network)
    1 ...
  48. ben kadınım

    10.
  49. süleyman demirel üniversitesi toplum gönüllülerinin yaptıkları videodur.

    0 ...
  50. 300 rise of an empire

    14.
  51. yer çekimsiz ortamda çekilmiş film. herkes uçuyor. *

    naçizane fikrim; etkileyici bir film değildi.
    0 ...
  52. şubat ayında çilek yiyen dilenci

    1.
  53. 'allah rızası için', 'karnım çok aç' gibi acındırıcı sözler kullanarak insanlardan para toplayan haysiyetsizlerden yalnızca biridir.

    2 arkadaş ayaküstü birer tost yiyelim dedik. küçük salaş bir tostçu var hep gittiğimiz... sokağı boydan boya gören bir dükkan. siparişlerimizi verdik, bekliyoruz. sokağın başında, sırtında çocuk olan bir kadın dikkatimi çekti. ama perişan durumda. yani harbi söylüyorum çok acıdım. arkadaşıma da söyledim, lan bak ne kadar zor durumda falan filan diye. kadınla ilgili konuşmaya başladık. kadın hem sokakta yavaş yavaş yürüyor, hem adım başı para alıyor. yani gören herkes bir kaç kuruş bir şeyler veriyor. yaklaşık 30 metrelik sokakta en az 15 kişiden para aldı. bize yaklaştıkça dikkat ettim, para veren öyle 5 kuruş 10 kuruş vermiyor. bir lira, iki lira... şok olduk. bizim oturduğumuz tostçuya girdi ve abi çok açım falan filan diyerek bir tost da öyle aldı. bu kadın gitti. biz tostları yedik abi. bir alt sokakta fotokopiciye gitmemiz lazım. fotokopicinin sokağı da hem çok dar, hem çok sakin. yani pek kimse yok. neyse sokağa döndük, baktım aynı kadın kuytu bir köşeye oturmuş, haşır huşur çilek yiyor. çocuk ağlıyor hiç bir şey yaptığı yok. kadının umurunda değil ya. belki çocuk onun bile değil. ben çilekte falan değilim, ama bugün çileğin kilosu 5 lira. karnı aç olan adam gider çilek mi yer? ulan biz 2 liraya tost yiyelim diye boktan tostçuya gidiyoruz. bizim günahımız ne?

    kadını o kadar dikkatli seyredince hafızama kazınmış. dün otobüste gördüm. öyle bir giyim kuşam yok. bildiğin kadın 'şık'tı. şıktı yani. ayakkabılar, çantası, montu, eşarbı... ne bileyim...

    ne hale gelmişiz dedim. ne hale gelmişiz...
    2 ...
  54. eyfel kulesi türkiye de olsa olacaklar

    134.
  55. her yerinde turkcell reklamları asılı olurdu, istiklal caddesi'nde olduğu gibi...
    1 ...
  56. sözlük yazarlarına armağan edilen şarkılar

    56.
  57. ben de ergen oldum, herkes gibi. bilirsiniz insanların hayatlarında yaptıkları en saçma sapan şeyler hep o döneme denk gelir. sonrasında bakınca güzel anılar olacağı hiç aklıma gelmezdi.

    gelelim hikayeye... lisede bina içindeki sınıflar, tarih sınıfı, edebiyat sınıfı olarak hocaların ismine göre ayrılmıştı. yani öğrencilerin belli sınıfları yoktu. tarih hocamız da dünya tatlısı ve bilgi küpü bir hocamız olmasına rağmen, tarih dersinin verdiği bir dezavantaj mıdır bilinmez, dersleri sıkıcı geçerdi. bir gün sıranın altında bizden önce tarih dersine girmiş birinin defterini buldum. yeşil kaplı, 60 ortalı harita metod. dün gibi anımsarım. açtım sıradan boş bir sayfayı ve başladım yazmaya. ama ne yazmak... hocaya giydiriyorum. o anki sıkıntımı kağıda kusuyorum adeta. o yazıya dair hiç birşey hatırlamıyorum, tek bir şey hariç... ''ismail yk'dan allah belanı versin şarkısını hocama armağan ediyorum.'' evet. bu cümleyle bitirdim o uzun yazıyı. ve geri zekalı ben o defteri, içine bir şeyler yazdığım halde aldığım yere bıraktım. Hocamız titiz bir adamdı. sınıfı her zaman temiz ve düzenliydi. e tabi haliyle gün sonunda sınıfı, sıraları kontrol etmiş. o deftere rastlamış. içini açmış. yazımı bulmuş. ertesi gün okula geldik. cuma'ydı... hiç unutmuyorum. istiklal marşından önce sert mizaçlı hocalarımızdan biri mikrofonu eline aldı ve o yeşil, 60 ortalı harita metod defterini göstererek; ''bu terbiyesizliği kim yaptıysa çıksın ortaya'' diye bağırdı. o an tansiyonum düşmüş. bayılıyordum. bütün hocalar o kadar sinirli görünüyorlardı ki... 10 dakika bağırıp çağırdılar. 530 kişi benim yüzümden fırça yiyordu. istiklal marşı'nda güç bela ayakta durabildim. ve karar verdim, sonrasında gidip ''ben yaptım'' diyecektim. olaydan haberdar arkadaşlarım istiklal marşı bittikten sonra yanıma geldiler. gitme, pazartesi konuşursun dediler. şimdi çok sinirliler, kötü olur gibisinden cümleler kurdular. beni vazgeçirdiler. size yemin ediyorum, hayatımın en zor hafta sonlarından biriydi. 3 gece gözüme uyku girmedi.

    pazartesi sabahı yine istiklal marşı okundu ve herkes sınıfına çıktı. ben hariç. ben direk müdürün odasına. cezam neyse çekmeye razıydım ve hazırdım. müdür beni görünce gülümsedi. biliyormuş benim olduğumu. herkesin olduğu gibi benim de kendime has bir yazı stilim vardır. görünce hemen benim yazım olduğunu anlarsınız. e tarih hocası boş durmamış hafta sonu. tüm yazılı kağıtlarını elden geçirmiş. bulmuş beni. müdüre de söylemiş. daha sonra tarih hocası da geldi müdürün odasına. ben tüm olanları buraya yazdığım gibi anlattım. cuma günü neden gelemediğimi, nasıl bir hafta sonu geçirdiğimi... güzel bir de özür diledim. adam beni, gelip söyleme cesareti gösterdiğim için, affetti. affettiler. tüm hafta sonu bana hangi disiplin cezasını vereceklerini düşünürken, baya affedildim.

    demem o ki; bir daha birine şarkı armağan etmek mi? asla! herkes kendi şarkısını kendisi dinlesin...
    3 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük