şeyh bedreddin'in mezarında vicdani ret duyurusu yapan kişi.
mayıs
mucizeler kuşu
(vicdani ret beyanımdır)
bismillahirrahmanirrahim
kara ve kızıl kanatlarıyla bir tepeden bir vadiye
ve sonra bir vadiden bir tepeye uçan,
özgürlüğe imanlı bir kuştur anarşi dediğim benim
ve hakk bildiğim
bir düşmüş bir kuş olduğunu gören
âdemoğlu kuşun kanadında bir tüy
kuş kanat çırpmış
tüy dârıdünyaya düşmüş
dünya, dönüp duran,
yıldızlı bir örtü altında yanan
bir sır gibi gizlediğimiz
yaralarımızdan sızan gece ve kan.
dünya, nice zulmet, nice yalan.
ve yine dünyadır işte
bu cennet bu cehennem
ayan beyan.
sen ben yer gök seyyârat
içlerinde inci mercan deryalar
meyveler, salkımlar, envai çeşit mahlûkat
tecellisidir hep onun
o öyle büyük öyle muazzam
perdesi gene kendidir
görmek istersen
dön de bir kendine bak
senden içeri bir sen
benden içeri bir ben
haşhaş sanmayasın sakın hakkın esrârıdır
kalpsiz kalıp zulmete gömülmüş bir dünyada vicdan,
bir ötmeye başladı mı susmak bilmeyen
bir kuşun avazıdır,
kaskatı kesilmiş taştan kalpleri deler geçer
ve öyle taşlar vardır ki içlerinde nehirler kaynar
öyle taşlar ki çatladı mı sular çağlar.
öyleyse ötsün artık mucizeler kuşu siz de duyun:
malik-ül mülkü hiçe sayarak
dünyayı kuşatan hiçbir orduda
elime silah almayacağım.
saçlarımda çiçekler olacak,
kulağımda küpeler, parmağımda yüzükler;
içimdeki yaban çocuğun güzelliğine leke süren
aşağılayıcı rütbeler takmayacağım omzuma
uygun adım yürümeyeceğim
ayaklarım talim edecek
gerçeğe giden tüm dolambaçlı yolları
ve hünkârım, beyim, paşam
yorma hiç o güzel ağzını emretmek için bana
hak sözünden gayrı bir buyruğa
tabi olmayacağım bundan sonra.
"neden hep ilk benden bekliyor ki" düşünceleri eşliğinde okunsa da, arka planda belki güzel bir fikir bulurum ümidiyle takip edilen başlık. insana zavallığını hatırlatır sebepsiz.
pek bi kişisel not:atmıyorum bu gece, boşuna bekleme kardeşim, allah allah ya!! yat zıbar şimdi boş ekrana bakarak, hadi yıkıl karşımdan!
mal bir insanım.
yalan söyleyemeyecek kadar beceriksiz bir insanım.
ön bilgi:sevgilim olduğunu abim bilmiyor.(bu da çok türk filmi oldu da neyse) dün abimle aynı ortamda otururken, bir yandan da mesaj atan sevgiliye laf yetiştirmeye çalışmaktaydım. abi kişisinin "kim o iki saattir" içerikli sorusuna uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımın ismi ile cevap vermiş bulundum. (biz o arkadaşa "şükufe" diyelim)
neyse, üç beş kez mesajlaştıktan hemen sonra, daha telefonu elimden bırakmadan yeni bir mesaj daha geldi. ne olduysa o bir iki saniye içinde gerçekleşti zaten.
mesajı açtığım sırada kendi sesimden duyduğum tepki şu şekildeydi:
"aaaha bu sefer valla şükufeee haha"
evet mesaj gerçekten de yaklaşık 1 senedir görüşmediğim şükufedendi ve benim kadar mal olmayan abi kişisi her şeyi anladı. onun anlama işlemi sonrası bana hazırladığı lafları*tarihteki unutulmaz ayarlar başlığına yazmayı planlamaktayım.
ayrıldıktan sonra ağız dolusu, rahatça bela okuyabilmek. edilecek tüm beddualara kılıf bulmuş olmak. birini tamamen silebilmek, akılda soru işaretleri bırakmamak, "aslında çok da kötü değildi ya, ah canım" tarzı geri viteslerde bulunmamak.