Tek tek olayların birleşerek olgu haline geldiğini düşünürsek, çoktan beri var olan olgudur kendileri. internetin bir televizyon gibi rahatça kapatılabileceğini * düşünen devlet büyüklerimizin kusurlu bir yasa ile bize bir yıldır çektirdikleri zulümdür. Ve bilinir ki Türkiye'de hatalı bir yasa yapılır. onu düzeltmek bir yana durun hatalı olduğunu insanlara kabul ettirmek uzun bir zaman alır.
Komplo teorisi: Buna göre interneti sınırlayan yasaların amacı Halkı AKP'ye karşı olabilecek mualif oluşumlara karşı korunmasıdır. Neticede Youtube bir video paylaşım sitesi olması yanında Akp'ye mualif videoların da bol bol bulunduğu bir ortamdır.
Eski bir arkadaşımın * sözlerini msn'de ifade yaparak bana ayar verdiği acem kürdi Yıldırım Gürses eseri. Sözleri ayrı müziği ayrı dağlar:
-YILLAR SONRA RASTLADIM-
yıllar sonra rastladım çocukluk sevgilime
o aşina bakışlar içimi deldi yine
o bakış ki götürür beni yıllarca geri
hatıramda canlandı ilk aşkımın gülleri
gelmez o günler, dönmez o günler
mazide kaldı hep
verilen ilk mektuplar ,ilk yeminler ilk sözler
mazimde kanatlandı içimi yakan gözler
anladım gelmez geri o çocukluk günleri
bir bakış ki götürür beni yıllarca geri
Çok masum bir duygudur. Arkadaşlar ne yapıyorsun sorusu sormasın diye onları bile arayamazsın. Oysaki aradığında görürsün ki durumu seninkinden farklı olmayan insanlar da var ve sadece senin sorunun değil.
Binbir gece dizisiyle birlikte gayrimenkul-inşaat *işinde faaliyet gösteren şirketleri değişik eklemelerle kendine isim yaptığı hayali şirket. Ya anlamıyorum bir inşaat şirketini ismine bakarak seçen bir ahmak var mı bu dünyada?
Siz istemeseniz bile, gelin ve damada blur vura vura kudurmuş; artık canı her fotoğrafı boyamak isteyen tiptir. Fotoğrafçı değil photoshopçudur.* Eğer ben resmimde photoshop istemiyorum derseniz, önce sizi ikna etmeye çalışır. Daha sonra sizi stüdyoya tekrar alalım der çünkü fotoğrafın orjinalini saklayacak kadar aklı ermez.
Haydarpaşa garında geçen ve şu ana kadar kimsenin derlemediği * bir türküdür. Rivayet odur ki bu türkü bir asker uğurlaması sırasında çıkmıştır. Sadece olan şu dört satır bile bunu rahatlıkla kanıtlar niteliktedir.
Haydarpaşa garında
Anası da yanında
istedim de vermedi
Çıban çıksın amında
Bunun yanında değişik bir kıta bu kıtanın başı olduğu izlenimi verir.
haydar paşa garında
Anası da yanında
bekledim gelmedi
Anasının Amında
Bir daha ikisini birden söyleyebiliriz.
haydar paşa garında
Anası da yanında
bekledim gelmedi
Anasının Amında
Haydarpaşa garında
Anası da yanında
istedim de vermedi
Çıban çıksın amında
Son olarak bu türküyü eğer argodan sıyrılmış bir şekilde söylemek istiyorsak, şöyle de söyleyebiliriz:
haydar paşa garında
Saatlere peronda
bekledim gelmedi
Pencerede vagonda
Haydarpaşa garında
Anası da yanında
istedim de vermedi
Dibin çıksın kaynana *
yaklaşık iki sene önceki konserinde * yaptığım eylem. Şöyle ki şebnem ferah ön sıralardaki dinleyiciler için aşağıya inmişti. Elini seyircilerin arasında gezdiriyordu. Sonra düşündüm ablam yaşında kadın. az şarkısını dinlemedik, * ben şunun elini öpeyim dedim. Bu elinini gezdirirken tuttum elinden çevirdim öptüm. Koruması hemen beni çekti. Ama ilginç olan bir diğer şey, benden sonra elini alanlar da elini öpmeye başladı.
Sözlükte sevgilinin diye başlayan başlıklardan sıkılmış kişinin feryadıdır. "Bir daha başlık açarken dikkat edin kardeşim olan va olmayan var." diye uuserler uyarılmalıdır.
Olağanüstü bir Fuat Güner* eseridir. Deniz Arcak söyler. Ancak ne yazık ki fazla bilinen bir şarkı değildir. Dikkatli dinlenirse Sanat müziği olarak da icra edilebilecek bir eser olduğu görülür.
RÜZGARIN LAFI YOK
gözlerina bakamam tenine dokunamam
senden vazgeçmeyi hiç düşünemem
oysa kaderime yazılmış mı bilemem adın
sensiz buraların tadı yok
bu ateşe rüzgarın lafı yok
dört duvar içindeyim damı yok
son ver şu hasrete ne olur canım.