"This product contains chemicals known to the state of California to cause cancer and birth defects or other reproductive harm. Wash hands after handling."
"kanser yapıcı, doğum defetlerine ve kısırlığa neden olan kimyasallar içermektedir. California yasalarına göre bu mesajın yazılması mecburidir. Dokunduktan sonra ellerinizi yıkayınız"
Aynı anda 2 adet bluetooth kulaklık sipariş ettim. Biri kendime " (bkz: Spigen Legato Arc R72E)", diğeri anneme " (bkz: Plantronics BlackBeat 105)". ikisini de deneme fırsatım oldu.
Buyrun size karşılaştırmalı yorumum:
-ikisinin de malzeme kalitesi ve tasarımı çok şık. Elinize aldığınızda çin malı hissiyatı uyandırmıyor.
-Legato'nun titreşim seviyesi BlackBeat105'e göre daha kuvvetli.
-Legato'nun ses kalitesini daha çok beğendim. Zaten isminde de yazdığı gibi "Qualcomm® aptX™ HD Audio" özelliği var bu da "CD kalitesinde ses" anlamına geliyormuş. Ötekinin sesi kötü mü? Hayır değil ama doğru kulaklık ucunu taktığınızdan emin olmak gerekiyor.
-Legato'nun 3 farklı ses modu var, tiz ve basları keyfinize göre ayarlayabiliyorsunuz, diğerinde bu özellik yok.
-BlackBeat105'in mikrofon bölgesinde dokunduğunuzda kendi kulağınıza ve karşı tarafa hışırtı gidiyor ki bence sinir bozucu. Legato'da ise böyle bir sorun yok.
-ikisinin de bluetooth kapsama alanı aynı. uzak bir odaya koyduğunuzda evin içinde aynı yerlerde hışırtı yapmaya başlıyor. Telefonu evin merkezinde bir yere konumlandırınca her odadan kopmadan konuşulabiliyor.
-BlackBeat105'in en ayrıcalıklı yanı şarj kablosu. bu zaten onu blackbeat100'den ayıran tek özellik. ikisi bir arada USB girişi ile aynı anda hem telefonunuzu hem de kulaklığınızı şarj etme imkanınız var. Legato'da da bu yok.
-Legatonun tasarımındaki en önemli özellik, kablolarının içine toplanıyor olması ki bu sayede derli toplu bir görüntü oluşuyor. Uzun vadede bozulur mu bilmem. Gerçi 10 bin kez açıp kapatma testine tabii tutulmuş olduğu söyleniyor.
-Legato'da hoşuma gitmen tek şey kutunun üzerindeki uyarı: This product contains chemicals known to the state of California to cause cancer and birth defects or other reproductive harm. Wash hands after handling. (insan bi tedirgin oluyor).
en iyi drama dalında altın küreye aday olan,
animasyon sahnelerinde kullanılan fosforlu/canlı renklerin, morların pembelerin, insanı alıp bir masal diyarına götürdüğü
fantastik film.
yakın geleceğin sinema filmleri hakkında bize ipucu veren bir yapım. gidilip görülesi.
işaret parmağını hızlı bir şekilde yanan mum alevinin içinden geçirmektir.
elektrikler kesildiğinde mum ışığında yapılan sohpetlerin en büyük eğlencesidir.
canınız acımaz, parmağınız yanmaz, ama yanlışlıkla parmağınız muma değer de erimiş mum elinizie dökülürse o mum donana kadar parmağınız cayır cayır yanar..
ev ahalisi :
"evi yakacaksın evladım" diye söylenmeye başlar..
tango yapan birisi tarafından dinlendiğinde kişinin kalp atışlarını hızlandırabilen bir müzik türüdür.
aynı zamanda kokteyllerde canlı müzik gruplarının çalmayı pek sevdikleri müziktir.
en güzel örneklerini dinlemek için;
(bkz: color tango)
(bkz: juan D'Arienzo)
(bkz: carlos di sarli)
(bkz: astor piazzola)
anafikri:
"kaderinizi değiştiremezsiniz, ama değiştirebileceğiniz bazı şeyler vardır. bunun için henüz vaktiniz varken sevginizi dile getirmekten çekinmeyin."
olan, güzel düşündürücü, sıradışı bir filmdir.
1 yılı aşkın süredir kullandığım sorunsuz çalışan ücretsiz antivirüs programı..
tek kusuru güncellerken bilgisayarı yavaşlatması; ama o kadar kusur kadı kızında da olur..
her seferinde bir yığın ürünün önümde birikmesine sebep olan sorundur.
annemler para işleriyle uğraşırken, ürünleri poşetlere doldurmak bana kalır..
ilk başlarda sinirlenirdim; artık sakin sakin açana kadar bekliyorum..
bazen tek bir poşeti açmak 45 saniye sürse bile *
en sevdiğin yiyeceklere mülül melül bakakalma durumu..
saygıdan başkalarına da ayırmak durumundasındır, "keşke kimse yemese" diye düşünürsün, tam o sırada birisi çatalını batırır ve soğuk bir yudum suyla yetinmek zorunda kalırsın..
12-17 yaş aralığına hitap edebilecek türden klasik bir fantastik amerikan bilim kurgu filmi.. propagandalarla dolu, duygusal insanlık mesajları vermeye çalışmışlar. izlerken her sahnenin sonunu tahmin edebiliyorsunuz, ha şimdi şu olacak, ha şimdi burdan aşağıya düşecek vs.
çok gereksiz sahneler var, bir süre sonra adamların 9 canlı olmasına şaşıyorsunuz. *, *
vallaha gitmeyin, paranıza değil vaktinize yazık. yakında gelir televizyonlara evde izlerken koltukta mışıl mışıl uyursunuz, pişman da olmazsınız. gerçekten gerek yok..
-bir dost..-
"24" dizisinde tanıştığımız anti-terör birimi.
FBI ile sürekli bir çekişme halindeler. yıldızları bir türlü barışamadı.
hele de bir telefon sesi var ki evlere şenlik;
tırt-tırt-tiii-ruuuuu