"şerefsizim ağlamamak için kendimi zor tutuyorum, bana trol diyorlar abi dediğin zaman seni gittim moderatörlerin elinden aldım, modların elinden aldm" ın yazarı.
görüceksiniz ulan, galiloyu doğru söylüyor diye astılar, israili kuran adam gülerler diye kimseye açamadı görüşünü, newton un kafasına elma düşmese bir sikim bulamayacaktı, mengel rahipti, diğeri hamamda buldu kaldırma kuvvetini neyse alakası yok da türkiyedeki kezbanlar yüzünden ingiliz kız bulucağım, böyle yüzüne bakıcam ingiliz aksanıyla konuşacak böyle ama inşallah azeri-türk ilişkisi gibi dil farklılıkları ortaya çıkmaz, fakat önce kızı bir müslüman yapmak lazım adını ne koysak buldum.
itiraf ediyorum tamamen gerçekler, 3 ay önce üniye başladım topu topu sayıyorum, 4 kişi la 170 kişilik sınıfta 4 kişinin adını biliyorum. 2 si kız 2 si erkek. kız bence güzeldi, sizin anlayacağınız normal gördüğümüz kızları değerlendirince şimdi bile bakabilirim, güzel yani ama öyle çok albenisi yok yüz güzelliği filan bundaki vücut desen 0 0 0. aşık olduk tabii kimseden ilgi görmeyip eskaza tanışınca meyilli oluyorsun böyle işlere-dikkatli olun yani, burası önemliydi- her neyse, önce kız ataklardaydı sonra ben bastırdım fakat beceremem işte böyle işleri neyse. kız başka bir erkek buldu, en son instagramında gördüğüm birbirlerine tatlım, bal diye hitap ediyorlar, hani garip durumlar garip ilişkiler anlamış değilim. gönül mü eğlendiriyor, ne yapıyor bilmiyorum ama erkeğin kıçının dibinden ayrılmıyor. devam edecek olursak ben şimdi 170 kişilik sınıfta 3 gün haftada hep tek oturuyorum 3 kişilik sıraya, nesnel olayım tipsiz filan da değilim, aksine çok derin incelemelerim sonucu fiyata, markaya ve uyuma bakınca benden güzel giyinen olmadığını görüyorum-ciddiyim- ama nedense tek oturuyorum, ama faceteki okul grubundan yaptığım abazanca tetkitler sonucu da kendime bir kız seçemedim, hepsi çocuk gibi duruyorlar neyse. işte bu şekil yaşıyorum sözlük. eve 1 gibi geliyorum daha erken de oluyor akşam 6 ya kadar kimse yok 5 koca saat, film, kitap, internet takılıp duruyorum işte. ruh halimi soracak olursa ortalama bir insan olmadığım gerçekten garip olduğum için ve alışkın olduğum için benim açımdan sorun yok. yaşayıp gidiyoruz ama bilmiyorum yani, bazen diyorum ki bütün mantıklı düşüncelerimden yaşamamımdan kurallarımdan vazgeçeyip onlar gibi sahte olmasa da idare ediyor görüneyip diyorum, salak olmaya yüzsüz olmaya çalışayım diyorum ama sonra geçiyor neyse ki, neyse çayınıza bakın kaynıyordur. şafak da ne zaman sökecek belli değil. yazım da hiç okunaklı değil sıkış tıkış ama okuyun işte.
evet, orijinalden baya uzaklaşırsınız yapmacık gelir. fakat bunu bazen anlayışla karşılamak lazım zira hiç bilgimiz olmayan yabancı dillerdeki filmleri izlemek bazen sıkıcı oluyor. size yine de altyazılı tavsiye ederim.
bir kitap yazdım ve yedi sülalem doydu bu olsa gerek. şaka mk şaka kitaplardan para kazanıldığı mı var, okuyanı yok. hele ki türkiye neyse. yaraları deşmeyelim.
oğlum su varken, soda varken, ayran varken, şalgam varken biraz kötüsü ve alkollüsü kola,gazoz,fanta varken şunlara niye sarıyorsunuz anlamış değilim hadi sardınız niye ayyaş olup çıkıyorsunuz. ayda yılda bir önemli bir buluşmada, yıldönümünde içsene anasını, sizinki biraz inadına terse gitmek, nefreti körüklemeye çalışmak gibi şeylerden oluyor ama neyse.
açık olan memura veya erkek memura sıra beklemek yeğdir. zira erkek ile göz göze gelmeyi, günah, ayıp kötü iş olarak gören bağnaz kişi yani şunu demek istiyorum, hanımefendi diye seslenince adeta bir yaratıktan ses duymuş gibi davranan hareket eden ve kendi inandıklarına göre onu şeytan görmemi emreden inançlara sahip kişiye ne diyeyim ne yapayım siz söyleyin. bırakın yaşasın cühelalığıyla.
olmamıştır tabii ki. tarafsız olması gereken savcıların iddianamelerini haberlerden takip ediyoruz. 2 yıl önce dön artık buraya diye 60 küsür yaşlı adam 2 yılda ne oldu da yıllar önce yaşadığı memlekette suç işledi diye laflar ortaya atıyorsunuz. siyasi ve ekonomik rant elde ederken iyi. öküz öldü ortaklık bitti, çıkarın yok karşındaki suçlu. bakınız ne güzel bir söz, okuyalım da iktidarın yargıyı nasıl kullandığını anlayalım: