samanyolu dizileri gibi. zeka geriliği yaşayan (ya da sınırda bulunan) bir kişi süper zeki insanların hayal edemeyecekleri şeyleri yapıyor. sıradışı film tabi tıpkı kalp gözü gibi. ikisini izlerken de aynı duyguları yaşıyor ve toplumda kendi ellerinde olmayan özelliklerinden dolayı dışlanan insanlara ayrı bi gözle bakıyorum.
merhum, rahmetli olduğu gün benim de içimden buna paralel söylemler geçmişti. kanaatimce bu şekilde bağırmak kimi kesimce aşırı milliyetçi kimi kesimce de provokatör olarak tanımlanan kimselere verilmiş bir cevaptır. ancak mezkurun cenazesinde "katil devlet" diye bağırılması aklımda soru işareti bırakmıştı. (iş bu entry fazla uzun olduğu ve yazarı incisözlük tandanslı yazarlar tarafından cinsel saldırıya uğramaktan korktuğu için kısa kesilmiştir.)
vadi yayınları'nın çıkardığı tarihin sonu mu isimli kitapta bu tez ve daha sonra fukuyama tarafından yazılan ve bu tezi çürüten makaleleri bulunmaktadır. sonra yazdığı makalelerden birisinin garip bir başlangıcı vardı. "beni kimse anlamadı. ben tarih derken siyasal, ekonomik kurumların gelişimden falan bahsedidum" diyodu burda. benim aklıma da bu satırları okurken ağlayan bi adam gelmişti.
osmanlıların matbuat ve evrak için gerekli kağıtları getirirken kullandıkları liman. herneyse o zaman artık nasıl transkribe ettilerse bu ismi alikurna diye çevirmişler. ondan sonra da italyadan gelen kağıtların ismi alikurna olmuş.
fm 2009'da aldım bu elemanı üç seneye kalmadan kudurdu, önüne gelene takmaya başladı. şu an 2017 dünyanın bir numarası oldu. ama ne hikmetse "world class bilmemne" yazmadı bu herifin personelinde bi türlü.
kimse kimseden nefret etmiyo arkadas! ha adamlara sen türksün dersen terslerler o ayrı. bi de rahat adamlardır, ülkemiz gündemini meşgul eden tartışmalar oralarda pek yaşanmıyo galiba. yaşanıyosa da ben duymadım.
lan kapatın bütün bankaları. bankalar olmasın amınim. zaten hepsi imf köpeği. biz de çözüm üretmeyiz zaten yıkarız sadece. benim cümleler de pek bi kısa oldu.
kendisini sınırlandırmayan insandır. aslında siyasal sistemlerin mantıgını bilir. hem komunist hem liberal aynı zamanda faşisttir. aslında sırtını pragmatizme dayamıştır.
an itibarı ile birinci ligde basketbol takımı olan bir universite. amerikan futbolu takımı da var, yarı olimpik yuzme havuzu da. ayrıca merkez kutuphanesi'nde;" bu kütüphane universitemizin 3.ligde mücadele eden futbol takımının satılmasıyla elde edilen gelirle kurulmustur." yazar. birde konferansa gelen entellektuel sahsiyetlere dogru duzgun bi soru sorulmadıgına sahit oldum.
ulkemizde "pate" olarak da bilinir. amerika kıtasının kesfiyle avrupaya gelmistir. ingilterenin sanayi devrimi'ndeki en buyuk yardımcılarındandır. patatesi yiyen isciler olusan fazla enerjiyle daha cok calısmıslar.