cloudynow
123 (çevresinde sevilen sayılan)
dördüncü nesil yazar 1 takipçi 8.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sözlük yazarlarının en son dinlediği şarkı

    3049.
  1. amerikan filmlerinin vazgeçilmez karakterleri

    21.
  2. Kahraman dünyayı kurtarmaya giderken kendisine veya aileye fazla zaman ayırmadığı için kapris yapan umutsuz evkadını tiplemesi. Hiç sekmez. Adam teröristi nallayacak, yok ama sen beni ihmal ettin, aylardır zaten eve geç geliyorsun, bıktım mesleğinden, lanet olsun polisle evlenmişim; adam işgalci uzay gemisine virüs yerleştirecek, saatli atom bombasının kırmızı mı mavi mi kablosunu kesecek aman gitme annemgil yaprak sardıydı... Hayır, alttan alta Amerikalı kadınlarla evlenmeyin kardeşim demeye mi getiriyorlar, nedir?
    0 ...
  3. yetmez ama evet

    120.
  4. yetersiz gelme özelliğine haiz bir dişi cinsellik organını onaylayan görüşün sloganıdır. bakış açısına göre acıklı, umutsuz yahut hoşgörülü bir tavırdır denebilir.
    0 ...
  5. yalçın küçük

    383.
  6. Nietzche'nin bir versiyonudur. kıymeti çok sonra anlaşılacaktır.
    3 ...
  7. do it again

    12.
  8. mühim grup steely dan'in ilk hit şarkısı.
    0 ...
  9. beşiktaş

    5397.
  10. Bütün renkler hızla kirlenirken birinciliği alan beyazdır Beşiktaş. Fenerlisiyle Galatasaraylısı birbirini anlar, Beşiktaşlıyı anlayamaz.
    1 ...
  11. jonathan safran foer

    1.
  12. yeni dönem amerikan edebiyatının parlak yıldızlarından. foer'in zeka ve hüner fışkıran iki romanı 'Her şey aydınladı' (filmi daha önce oynamıştı sinemalarımızda) ve 'aşırı gürültülü ve inanılmaz yakın' siren yayınlarından çıkmıştır. pek lezizdirler.
    1 ...
  13. çıplak şölen

    3.
  14. bu muazzam kitabı yeniden çeviren algan sezgintüredi önsözünde şunları yazmış:
    David Cronenberg'in Çıplak Şölen'den yola çıkarak çektiği aynı adlı filmini, yanlış hatırlamıyorsam 90'lı yılların başlarında videosunu kiralayıp izlemiş, kitabınıysa çıktığı ilk birkaç gün içinde almıştım. Her ikisinden de neredeyse hiçbir şey anlamadığımı itiraf etmeliyim: bahsedilen dönemlere, ortamlara, yaşamlara ait hiçbir bilgim yoktu. Fakat merak ediyordum: kötü bir okur ve izleyici sayılmazdım; öyleyse yirminci yüzyıl edebiyatının doruklarından sayılan, pek çok sanatçıyı derinden etkilediği söylenen bu eseri nasıl kavrayamıyordum? Yanıtları yıllar sonra, çevirisini üstlendiğimde buldum. Yanıtlar diyorum çünkü iki yanıt vardı: Birincisi, Çıplak Şölen&'i izlediğim ve okuduğum yıllarda sandığım kadar iyi bir sinema izleyicisi ve okur olmadığımdı (haliyle artık her iki konuda da bir şey sanmıyorum). ikincisiyse Burroughs'un eserini zaten ve özellikle edebiyattan, sanattan anlıyor geçinenler, yüksek eğitimli entelektüeller kolayına anlayamasın diye yazmasıydı ki bu açıdan birinci ve ikinci diye saydığım yanıtlar, tıpkı Burroughs'un okuyacağınız eserin sonlarındaki önsözünde söylediği gibi birleşiyor, tek görüntüye, tek sese bürünüyordu. Burroughs uyuşturucu krizlerinde yaşanan kâbussu sanrılar ve ıstırabı görsel yazıya olanca sertliği ve şiddetiyle döküp junkgenel adıyla anılan ağır uyuşturuculara karşı uyarısını yaparken bağımlılıklar üzerine kurulu genel anlamda kontrol ve iktidarın dehşetini, uyuşturucuyla, seksle, kitle iletişim araçlarıyla, hükümetlerle, yasalarla özgür insan iradesine yapılanları, özellikle eğitimli, kendisini aydın gören okuru, gözündeki bencil perdeyi söküp atmaya, önyargılarını silkelemeye ve ta derinlere gömülü şefkat ve hoşgörüsünü kazıp çıkarmaya zorlayarak anlatmaya çalışıyor, okuru "kafa ve vicdan çalıştırmaya" iteliyordu.
    Çıplak Şölen'de anlatılanlar aslında Burroughs'un yaşamını yansıtıyor ve "Güney"de büyümesini, zengin ailesini terk edişini, eşcinselliğini, New York'ta uyuşturucu kullanışı ve satışını, polisten kaçışını, Meksika'ya geçişini, de facto eşi Joan Vollmer'ı kazayla öldürüşünü, Meksika'dan Panama'ya ve ardından Güney Amerika'ya gidişini ve sonra, o dönemde açık şehir olan Tanca'ya geçişini bilmek kitabı kısmen kavramaya epey yardım ediyor. Yaşamöyküsüne dair fikir edinmenin yanında, Türkiyeli veya genel anlamda Doğu kültürüne haiz okurun Çıplak Şölen'i okumada önemli bir avantajı daha var: Burroughs, bu muazzam 1950'ler toplumu eleştirisini yazarken özellikle Amerikan entelektüellerini sarsmayı, Batı düşünce ve kavrama tarzını paralamayı hedefliyordu (başardığı kesin). Çıplak Şölen bildik, yüzeysel kavrama çabasıyla ve özellikle Batılı kafasıyla kolayca okunabilecek bir kitap değil; bu açıdan bakıldığında anlaşılması sahiden neredeyse imkânsız. Belli bir gevşeme, sabır, işi oluruna bırakma gerektiriyor ve bunlar, dinsel kısmının yanında "rasyonel" eğitimli Batı beyninin (en azından o dönemde diyeceğim ama aşağıda birkaçının adını zikredip teşekkürlerimi sunduğum birçok Amerikalı okur, Çıplak Şölen'in hâlâ tam anlaşılamadığını söylüyor) zayıf kaldığı konular. Öte yandan bizler, "Doğu" kültürünün "Batı"ya en yakın yerinde ve ciddi etkisi altında yaşamakla beraber sonuçta dilimizden itibaren hemen her anlamda "formüle" gelmeyen, hissetme ağırlıklı bir kavrayış tarzının çocuklarıyız. Bu bakımdan Çıplak Şölen'in talep ettiğini karşılayacak duygusal donanıma, derinlikten uzak, gündelik kültür bombardımanı sayesinde epey törpülenmekle birlikte, hâlâ sahibiz.
    1 ...
  15. eye in the sky

    6.
  16. alan parsons/eric woolfson ortaklığının, mealen "kızım, ben bu parçayla artık kral oldum, ilah oldum, heeç boşuna depreşme, sana artık yüz vermem hatta amna bile korum, tsttr, çekil bakiyim," diyen ancak albüm kapağı, melodisi ve adıyla pek bilimkurgusal bir durum varmış havası yarattığı şahane şarkısı.
    3 ...
  17. martin landau

    3.
  18. leonard nimoy

    1.
  19. 1931 doğumlu Rus göçmeni Yahudi oyuncu, seslendirme ve fotoğraf sanatçısı. Star Trek dizisinde canlandırdığı Mr. Spock karakteriyle şöhrete ulaşmış, dizinin bitişiyle Mr. Spock karakteri için ilk görüşülen (ve teklifi reddeden) Martin Landau'nun yerine Görevimiz Tehlike'de rol almıştır.
    0 ...
  20. all along the watchtower

    14.
  21. battlestar galactica 3. sezon finalinin tümüyle üzerine kurgulandığı muhteşem bob dylan klasiğidir. bahse konu bölümde karakterler şarkının sözlerini kullanarak konuşur, en sondaysa starbuck apollo'ya gülümser, iki atlı rüzgâr uğuldarken hesabı uzayda yiterler, pek hoştur sözleri bilince izlemesi. Buradaki sitarlı, oryantal motifli cover da jimi abininki kadar canavardır, ikinci gelebilir.
    1 ...
  22. gene hunt

    1.
  23. Süper başarılı BBC dizisi Life on Mars ve spin-off'u Ashes to Ashes'in başkarakteri; sert, maço, zorba ve lafazan başmüfettiş. Philip Glenister tarafından canlandırılmaktadır.
    1 ...
  24. ashes to ashes

    7.
  25. Life on Mars ve özellikle başroldeki Philip Glenister'ın başarısı üzerine çekilen süper eğlenceli spin-off.

    --spoiler--
    Bu sefer başmüfettiş Sam Tyler'ın vakasını araştıran müfettiş Alex Drake bir kurşun yer ve 1981 yılında uyanır. Gene Hunt ve ekibi Manchester'dan Londra'ya transfer olmuştur.
    --spoiler--
    1 ...
  26. life on mars

    1.
  27. bu mükemmel şarkıdan esinlenerek yapılmış muhteşem BBC dizisi. 2 sezon/16 bölüm (2006-2007) sürmüş, dehşet beğeni toplamış, başmüfettiş Gene Hunt (Gene Genie) rolünde mucizevi performansıyla öne çıkan Philip Glenister hayrına çekilen spin-off'u Ashes To Ashes şubat ayı (2008) itibarıyla yayına konmuştur.

    kabaca konu:
    --spoiler--
    Manchesterlı polis dedektifi Başmüfettiş Sam Tyler, bir cinayet davasının izindeyken araba kazası geçirir ve 1973 yılında kendine gelir. Cebinde görev emri vardır ve artık başmüfettiş değil, müfettiştir. Amiri ise zorba ve maço Başmüfettiş Gene Hunt'tır. 1973'te modern polis tekniklerinden insan hakları uygulamalarına dek pek çok şey yoktur ve Sam Tyler başına ne geldiğini çözmek durumundadır.
    --spoiler--
    1 ...
  28. kid charlemagne

    1.
  29. San Franciscolu bir uyuşturucu satıcısının (Muhtemelen LSD'nin babası sayılan Stanley Owsley) tepetaklak gidişini anlatır. Ayrıca parçadaki gitar solosu en bilmemne 100 arasında başa güreşmektedir. Sözleri şöyledir.

    While the music played you worked by candlelight
    Those San Francisco nights
    You were the best in town
    Just by chance you crossed the diamond with the pearl
    You turned it on the world
    That's when you turned the world around
    Did you feel like Jesus
    Did you realize
    That you were a champion in their eyes

    On the hill the stuff was laced with kerosene
    But yours was kitchen clean
    Everyone stopped to stare at your technicolor motor home
    Every A-Frame had your number on the wall
    You must have had it all
    You'd go to L.A. on a dare
    And you'd go it alone
    Could you live forever
    Could you see the day
    Could you feel your whole world fall apart and fade away

    CHORUS:
    Get along, get along Kid Charlemagne
    Get along Kid Charlemagne

    Now your patrons have all left you in the red
    Your low rent friends are dead
    This life can be very strange
    All those dayglow freaks who used to paint the face
    They've joined the human race
    Some things will never change
    Son you were mistaken
    You are obsolete
    Look at all the white men on the street

    CHORUS

    Clean this mess up else we'll all end up in jail
    Those test tubes and the scale
    Just get them all out of here
    Is there gas in the car
    Yes, there's gas in the car
    I think the people down the hall
    Know who you are

    Careful what you carry
    'Cause the man is wise
    You are still an outlaw in their eyes

    CHORUS
    0 ...
  30. ozelliklerle hakaret etmek

    1.
  31. kıt zekâlılara özgü, kişilerin doğuştan gelen (cüce, aptal, amcık, vs) veya sonradan edinilen özelliklerinden (entel, yobaz, komünis) ya da mesleklerinden (orospu, artiz, vs) olmadı iki veya fazlasının çaprazlamasından (orospu evlâdı, şeriatçı ibne, faşist dallama) faydalanarak uygulanan bir hakaret biçimidir.
    bir benzeri de masum hayvanların adlarını kullanmaktır. (eşek herif, it, domuz)
    kendini bilmemekten ve saygı eksikliğinden kaynaklanır.
    1 ...
  32. besiktas a bok atmanin dayanilmaz hafifligi

    1.
  33. istanbul büyükşehir belediyespor

    22.
  34. default durumundan dolayı başarı ve başarısızlıkları zayıf beyinli basın tarafından ucuz manşetlerle anılacak takım. (belediye suyu kesti, vs.)
    2 ...
  35. kıçıma kaş göz çizsem ondan daha güzel olur

    16.
  36. vücüdünün üst kısmı doğa dışı ölçülerde kıvrak bir ressamın sarf edebileceği bir iddiadır.
    1 ...
  37. turkiye de x var ama kullandirtmiyorlar

    7.
  38. 17 ekim 2007 türkiye yunanistan maçı

    176.
  39. lafla peynir gemisinin yürümediğini bir kez daha gösteren maçtır.
    1 ...
  40. tanrı ya sorulacak tek soru

    438.
  41. türk ün türk ten gayrı dostu yok

    5.
  42. "peki neden?" sorusunun hiç iplenmediği bir meseledir.
    3 ...
  43. abd nin ermeni soykirimi tasarisini onaylamasi

    24.
  44. "ırak' a girme" meselesinde ağırdan almamız karşısında yediğimiz cezadır. üzerine bir de, "ankara birkaç gün kızar, sonra yumuşar" dolması verilmiştir. aklıselim bunu yutmayacaktır ama ne yazık ki aklıselim çoğunlukta değildir.
    1 ...
  45. overkill

    25.
  46. ağzına almak

    5.
  47. 1. bir konudan bahsetmek
    2. oral sekste 'yapan' olmak.
    3 ...
  48. pavel chekov

    1.
  49. Orijinal Star Trek dizisine ikinci sezonda katılmış Rus karakter. Walter Koenig tarafından canlandırılan Chekov, hem diziye gençlerin ilgisini çekmek, hem de dizinin yaratıcısı Gene Roddenberry'nin 'birleşmiş insanlık' vizyonunu vurgulamak adına (soğuk savaş dönemiydi) katılmıştır.
    0 ...
  50. uhura

    1.
  51. Orijinal Star Trek dizisinin iletişim subayı. Nichelle Nichols tarafından canlandırılmıştır. Bir TV dizisinde önemli ilk kadın ve siyah karakterdir. Martin Luther King ilk başlarda gelen tepkiler üzerine diziyi bırakmak isteyen Nichols'u bizzat arayıp üstlendiği görevin çok büyük olduğunu söyleyerek devam etmesi için ikna etmiştir.
    1 ...
  52. dashiell hammett

    1.
  53. polisiyeye sert gerçekliği sokan ve türün ağalarından kabul edilen, özel dedektiflikten gelme, a.b.d'li komünist yazar. en mühim eserleri: sırça anahtar, kızıl hasat, ince adam ve malta şahinidir.
    0 ...
  54. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük