bu entryi bkzlamayı unutan bifincankahve için hatırlatma yapan yazardır. hacı nasıl unutursun sen bu entryi yahu. bak olmadı şimdi. ben daha neler neler yazdım sen bilmiyorsun. ben buldukça gönderirim sana kanka tamam? *
yedinci nesil yazar-mış; daha yeni gördük. e hoşgelmiş sefalar getirmiş de, o nick ne oğlum. itici ama akıllıca. bol hedeli hödölü günler diliyorum kendisine.
gözyaşlarınızı biriktirir ama bir türlü ağlatmaz. müziği içinizde hissedersiniz. anathema nın judgement adlı albümünün mükemmel parçasıdır. aynı albümdeki one last goodbye ve deep adlı parçaları da dinlenilesidir.
insan hayatta birşeylere bağlanmak, bazı insanları yanında görmek ister ya, hani sevgilinle kavga ettiğinde dayanacak bir omuz arasın, onun omuzunda ağlamak istersin, seni "baba"dan sonra hiç bırakmayacak erkek olmasını dilersin. işte o böyle biri!
insan olmanın bütün vasıflarını taşıyan, her insanın "keşke" diyebileceği kadar iyi bir insan. can, boğazdaki düğüm, başını yaslayabileceğin bir omuz, seni hep sevgiyle saracak sıcak bir kucak, "abi" kelimesinin dolu dolu söylenmesinin yakıştığı tek insan.
18 yıldır beklenen, bundan sonra dolu dolu günler geçireceğimiz dünyalar iyisi yazar.
adam fawer=empati ve olasılıksız kitablarındaki muhteşem akıcılığıyla en beğenilen,
dan brown=anlatımımın ağır olması sebebiyle, herkesin kendinden birşey bulabileceği bir yazar, en beğenilen,
khaled hosseını=uçurtma avcısı ve bin muhteşem güneş ile yazısını çok iyi kaleme aktarabilen en beğenilen yazar.
edit: allahınız aşkına ya! eksileyecek ne var?! ne olur şu eksileyenler bir açıklama yapsınlar, yoksa onları kartpostal niyetine google ın logosuna yapıştıracam. ne len bu!
En güzel günlerimin
üç melun adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayayım diye
en güzel günlerimin bu üç melun adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..
En güzel günlerimin
üç melun adamı var:
Biri sensin,
biri o,
biri ötekisi.
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince...
Yazıyorsun.
Okuyorum.
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar
beraber geçmiş günlerimiz var;
senin
ve benim
en güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim,
ebediyete,
ben o günleri.
Sana gelince, sen o günleri
-kendi oğluyla yatan,
-kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek,
ve üç yüz papellik rahat için...
En güzel günlerimin
üç melun adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi.
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince;
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün.
Ne ben sana kızarım,
ne de zatın zahmet edip bana küssün.
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz!
bir süreliğine bırakıyorsa alkışlanası kadın modelidir. çünkü bebeğinin ilk 6 ay ona ihtiyacı vardır. ve bebek bu ihtiyaçtan yoksun büyürse hem bedensel hem de ruhsal açıdan iyi olarak büyümez.
genelleme yapmanın saçma olduğu durumdur. kadın çalışsa da aldatabilir, çalışmasa da. ama çalışan kadının tek farkı ekonomik özgürlüğünün elinde olmasından kaynaklanır. yani; kadın kocasıyla mutsuz ve çalışmıyorsa aldatabilir, ancak bu onu kötü hissetmesine ya da herşeyi korkarak yapmasına neden olur. ama çalışan kadın farklıdır; ekonomik özgürlüğü elindedir; kocasıyla mutsuzsa ve sırf çocukları ya da vs. için kocasına katlanıyorsa; o da aldatabilir ama bunu bir korku olarak görmez. çünkü kocası öğrenip kıadını bıraksa bile kadın bilir ki aç ya da açıkta kalmaz. bu yüzden çalışıp çalışmaması önemli değildir. önemli olan birine maddi açıdan bağlılık veya bağımsızlıktır.