bugün

anadili ingilizce olan manita yapmak. yaptıktan sonra bırakın geliştirmeyi ingiliz türk dili ve ebediyatı dersi bile verirsiniz.
(bkz: http://omegle.com/)
lost'un 5 sezonu ve prison break'in 4 sezonunun bütün bölümlerini orijinal dilinde yani altyazılı ile izleyerek biraz da olsun geliştirmek için ilk adım atılabilir. tabii bu sadece başlangıç, genel olarak filmlerde ve dizilerde orijinal dil tercih edilirse az da olsa gelişime katkısı olur diye düşünüyorum.
matina yerine manita yapılsa da olur. hem kadınlar matinası olursa o da olur.
efendi gibi kursa gitmek ve ayna karşısında bol pratik yapmak yeterlidir. serseriliğin lüzumu yoktur. manitaydı, matinaydı kızlar napsın zencilerle mi takılsın ingilizce geliştiricez diye.
dil dile değmeden dil öğrenilmez. *
yabancı biriyle iletişim kurmak. özellikle exchange programlarıyla gelen bir çok öğrenci bu geliştirme yollarından biridir. *
okuma ve okuduğunu anlamayı geliştirmek için kesinlikle reader s digest dergisi. bol bol ingilizce alt yazılı fişm izlemek de dinleme ve konuşma konusunda yardımcı olur.
7-24 cnbc-e kanalı izlenmesi.
ezber yapmadan fakat çalışarak , evde bile kendi kendine ingilizce konuşarak , yabancı şarkı ve filmlerde geçen sözleri takip ederek , şimdi sıçaçam deyip konuşmamazlık yapmayarak ve her gün ingilizceden kopmadan yaşayarak en fazla bir yıl gibi bir süre içerisinde çok uzun mesafeler alınabilir.
önce türkçeyi öğrenmek.

ingilizceyi geliştirmenin yolları deyince, ingiliz dili ve edebiyatı nasıl geliştirilir olarak anladım mesela. haksız mıyım ki?

anadilden sonra öğrenilen diller, kıyaslama yoluyla öğrenilir. türkçe de böyle oluyor ingilizce de böyle oluyor deyip öğrenirsin. ingilizceyi başarıyla kıyaslamak için önce iyi bir türkçeye ihtiyacın var. var abi. reddetme.

türkçe notlarımı kafana kafana çarparım senin. önce dilini düzgün öğren.

yurt içindeki kurslara da fazla kanmayın. bi bok öğretmiyorlar. ingilizce öğrenemediğiniz için ağlamayın, sızlamayın; hata sizde değil onlarda.
(bkz: fable the lost chapters)
(bkz: chatir chatir chatleşmek)
cnbc-e ve e2 izlemek. laf değil tecrübeyle sabit.
http://www.euronews.net/'i takip etmektir.

metin vardır, haber metni. o okunur, siz de dinlersiniz. baya iyidir. sadece ingilizce değil, almanca, fransızca, ispanyolca ve diğer dilleri de geliştirmede faydası vardır.
çok uzağa gitmeye gerek yoktur bence. samimi olduğunuz bir arkadaşınız ile birlikte yavaştan ingilizce konuşmaya başlayın. daha sonra daha önce önerilen şekilde cnbc-e ve e2'yi izleyin. durmayın giderek daha fazla konuşun arkadaşınızla ingilizce. muhabbetiniz boyunca bilmeniz gereken kelimeler kafanızı kurcalayacak ve uygun bir zamanda bir yabancı dil sözlüğü elinizde bulunacaktır. Bunu pekiştirmek amacı ile yurtdışına gitmek isteyebilirsiniz. ama aceleci olmayın derim. aynı uygulamayı denedim ben, ama henüz lisede olduğum için kimsenin ne dediğini anlamadım. benden daha fenaları da vardı gerçi. neyse, bence çok uzaklara gitmeye gerek yok, kurslara para vermeye de.. bulun konuşun ingilizcenize can katın.

(bkz: ben yaptım oldu)
sürekli ingilizce planlar kurmak içinden ingilizce düşünmek çok faydalı olur.Ayrıca lost gibi anlaşılması kolay dizileri altyazısız izlemekde geliştirir.
sadece ingilizce için değil, öğrenilmek istenen bütün diller için en kalıcı ve iyi öğrenmenin yolu o dilin konuşulduğu, doğduğu ülkeye gitmektir ama tabi buna herkesin imkanı olmayabilir.
nasıl sağlam temelli bir binanın yıkılma olasılığı uyduruk inşa edilenlere göre çok azsa, temeli iyi atılan bir dili unutmak yada konuşamamak da o denli az bir olasılıktır. aslında o yüzden ilkokulda öğretilenler hafife alınmamalıydı ve hafife alınmayarak devam ettirilmeliydi.
sağlam bir temeliniz yoksa da geliştirmek için o kadar da geç değil aslında. öncelikle kelime bilmenin önemini vurgulamak ister, sonra da kendiniz için yolda belde, otobüslerde, uyumadan önce yada sabah kalktıktan sonra vs. göz atabileceğiniz küçük bir kelime defteri edinmeniz gerektiğini söylemek isterim. ve bu defter rasgele tutulmamalı yani demek istediğim bir kelimeyi yazarken onun eş anlamlısını, zıt anlamlısını ve varsa diğer anlamlarını da yazmanız, hatta ve hatta kurabiliyorsanız o kelimelerin de için de olduğu cümleler kurmanız.
şunu da çocukken bu konuda uzman birinin tv programında duymuştum ve yararlı olduğunu söyleyebilirim. örnek aynen şuydu: iki tane adam var, birisi cılız diğeri ise iri yarı.iri olanın adı teyt, atıyorum diğerinin adı da mell olsun.iri olan teyt yani iriteyt cılız olan adamı kızdırır, sinirlendirir ve kavga ederler falan feşmekan. bu arada iriteyt diye okunan,irritate sinirlendirmek, kızdırmak anlamına gelir. (bkz: irritate)bu şekilde kelimelere çağrışımlar yaptırabilirsiniz.
gramer öğrenmek istiyorsanız yardımcı ve kolay öğrenilebilir bir gramer kitabı almalısınız. örnekleri güzel akılda kalıcı, anlatımı ise basit olmalı ilk başta.
şimdi temelleri attınız.artık yavaş yavaş ingilizce şarkılar dinleyebilir, alt yazısız filmler izleyebilirsiniz. ilk başta tabiki anlamazsınız zorlanırsınız ama pes etmek yok gitgide kulağınız alışacaktır ve önünüze çıkan kelimeleri anımsayabileceksinizdir.
şu da zahmetli gibi görünen ama kalıcı bir yöntemdir: aynı hizada ve boyda küçük küçük kartlar kesin ve bir yüzüne kelimenin ingilizcesiniü diğer yüzüne de türkçesini yazın.böyle böyle 50, 60, 100 tane kartınız olsun ve bu kartları tepesinden delin anahtarlık zinciri gibi bir şey geçirin, elinizde kolayaca taşıyabileceğiniz bir şey olur. arkadaşlarınızla, kardeşinizle oturuyorsunuz.canınız mı sıkıldı. yine böyle kartlara arkalı önlü yazın kelimeleri, katlayın ve bir torbaya atın hımbıl oyanıyın.
odanızın duvarına postitlere kelimeler, cümleler yazın. nasıl olsa gelip geçerken muhakkak gözünüze çarpacaktır.
şimdilik bu kadar... *. hadi kolay gelsin.
"dil dile değmeden dil öğrenilmez"miş.
(bkz: atalarımız öyle diyor)
bol bol şarkı dinleyip, acaba burda ne diyor diye meraklanmak en güzel yollardan biridir.
altyazılı dizi/film izlemekten, ingiltere veya amerika'ya yaz kampına gitmeye kadar bir sürü çeşidi vardır.
kurs ile sınırlandırılamayacak yollardır.
önce bir hobi belirleyin. sonra o hobi ile ilgilenen bir yabancı arkadaş bulun msn den konuşun. mesela şahsen futbol konuştuğum bir friend im var msn de. nerdeyse 2 yıl oldu ve kanka olduk artık.
bir yandan da e2 cnbc-e tnt gibi kanallar izleyin.
altyazılı film izlemek, özellikle kulağınızı geliştirecektir. günlük konuşma diline ait bazı cümleleri öğrenebilirsiniz.
yabancılarla sohbet etmek de en iyi pratiktir.
öncelikle karizmasından bir hafif sarışın erkek arkadaş edinilir. ( özellikle türkçe bilmeyen ve meraklı kişilik olmalı) erkek kişi ile muhabbet artırılır. konuşaa konuşaa zaten ingilizceni ilerletirisn ki o da türkçe öğrenir.
arkadaşımdan örnek vermek istiyorum: webcam de karı soymak.