önceleri raf ile içli dışlı olan fakat sonradan gruptan uzaklaşmış/uzaklaştırılmış solcu avukat.
aşağıdaki metin, andreas baader ve gudrun ensslin ile gerçekleştirdikleri kundaklama eyleminin ardından çıkarıldığı mahkemede yaptığı savunmanın küçük bir kısmını içerir*.
"kundaklama planlamak suçlamasıyla başlayan bu dava, sonradan kundaklama suçlamasıyla devam etti. ama asıl konumuz bu değil; adaletin egemen sınıfın adaleti olmasıdır. hakim sınıfın diliyle-ve dürüst olmaya gerek duymadan- konuşan bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. 1870/71 yıllarından kalma bir kanuna dayanarak, bir çifti 'toplum huzurunu bozmakla' suçlayarak, onları 12 ay hapse mahkum edip yeraltına çekilmeye zorlayan bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. 1870/71 yıllarının kanunlarına dayanarak-ve dürüst olmaya gerek duymadan-konuşup bize neyi doğru neyin yanlış olduğunu söyleyen bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. daniel cohn-bendit'i 'bir çitin üzerinden atlamak' suçlamasıyla 8 ay ertelenmiş hapse mahkum eden bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. diğer bir yandan; 1933 yılında bizzat nazilerin tarafını tutmuş olmalarına rağmen, şimdilerde nazileri sadece kendi sağcı vicdan azaplarını hafifletmek için; führer yemini etmiş herkesi suçlu görecek kadar bir tez canlılıkla yargılayan iki yüzlü bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz.
yahudilerin katliamında maşa rolü oynamış küçük suçluları yargılayıp, asıl büyük planlayıcıların özgürce dolaşmalarına göz yuman bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. 1933 yılında utanmazca nazizme boyun eğen ve 1945 yılında aynı utanmazlıkla onu bir gecede terk eden iki yüzlü bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. dahası, weimar cumhuriyeti zamanında bile solcuları(ernst niekisch, ernst toller) her zaman sağcılardan (adolf hitler) daha sert cezalandırmış, rosa luxemburg ve karl liebknecht gibilerinin katillerini ise ödüllendirmiş bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. yoldaşlar! rosa luxemburg ve karl liebknecht için ayağa kalkalım! adaletin gözü bu odada oturup bizi izliyor.
otoriter tutumunu asla bir kenara bırakmamış, aksine onu sürekli yenileyen bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. gücün her zaman haktan önce geldiğini ve bu gücün insanları haklı yaptığını söyleyen bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. bütün güç özgürlüğe! mülkiyeti insan hayatından daha hevesli savunan bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. toplumsal düzenin devamının enstrümanı haline gelmiş bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz.
kanunlarını halkın yararına değil, zararına yapan bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. insan hakları sadece 'seçilmiş' insanlar için vardır, doğru ise devletin yaptığı ve yapılmasını söylediğidir ve o her zaman haklıdır. devletin bizzat kendisi 'kanuni' olan tek kriminal oluşumdur. böylesi bir kapitalist demokraside, böylesi bir direkt olmayan demokraside; herhangi bir kesimin kendini bir diğeri üzerinde iktidarda bulması mümkündür ve bunun böyle kalması gereklidir: iktidardaki ahlak burjuva ahlakıdır ve burjuva ahlakı ahlaksızdır, öyle de kalacaktır. burjuva ahlakının reforme edilmesi ise ahlaksızlığının yeni bir biçiminin ortaya çıkmasından başka hiçbir işe yaramayacaktır. insanların etik değerlerini sabote eden bir adalet sisteminin karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. 6 yıl hapsimi isteyen kamu savcısı, bu suçlu sistemin parçasından başka bir şey değildir.
dahası; halkı temsil ettiğini söylerken sadece egemen sınıfı temsil ettiğini söyleyen bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. mevcut toplumsal ilişkilerin devamını garanti altına almak için çalışan bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. çokça sözünü ettiği 'suçlu sınıf' bizzat kendisi olan ve böyle de kalacak olan bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. bahsettiğiniz 'topluma dönüş' ne demek oluyor? hangi topluma? döndüğünüz anda tekrar rahatsız etme fırsatı yakalayacağınız kapitalist topluma mı? kendisi zaten bir hapishane olan ve geriye dönmenin anlamının bir delikten diğerine gitmek anlamına geldiği burjuva, kapitalist topluma mı?
ceza kanununda yapılan her düzenleme, ancak var olan ceza adaletsizliğini artırıyor; ceza kanunu, suçlu bir adaletsizliktir, ceza adaletsizliğin ta kendisidir. bana bir sebep vermemeleri durumunda, toplumu tekrar rahatsız etmezdim. değişmeyen bir topluma değişmiş olarak dönmem nasıl mümkün olabilir? değişmesi ve düzenlenmesi gereken kanunlar değil, toplumun kendisidir. biz sosyalist bir toplum istiyoruz. kendini soyut bir hukuk konseptine-roma hukuku- refere eden bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz. kendini hukuken savunanlara ikinci sınıf vatandaş muamelesini layık gören bir adalet sistemi karşısında, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz."
büyük iskenderin pers imparatoru dariusu zorlada olsa yendiği savaştır. arabaların savaşı olarakta bilinir. savaşın kendisi için kötüye gittiğini gören iskender pers hatlarına dalıp darius'un bulunduğu tepeye doğru hücum edince darius kaçmaya başlamış, bunu gören pers ordusuda savaşı kazanıyor olmasına rağmen geri çekilerek bozguna uğramıştır. iskenderin perslere karşı yaptığı son meydan savaşıdır, bu savaştan sonra babil ve persepolise girmiş ardından iranı tamamen ele geçirmiştir.
ayrıca
(bkz: issus savaşı)
(bkz: granicus savaşı)
normandiya çıkartması, yani meşhur d-day'den sonra bir hayli ilerleyen müttefik kuvvetlerinin fransayı kurtarıp alman sınırına dayanmalarının ardından artık yenilgisine kesin gözüyle bakılan almanyanın müttefiklerin hiç beklemediği bir anda yaptığı karşı taaruzun batı kaynaklarındaki ismidir. savaşın başlarında yaptığı gibi yıldırım bir harekatla müttefik cephesini yarıp ikmal yollarını keserek onları fransada kuşatmayı planlayan hitler, büyük bir gizlilik içinde çalışmış, saldırıdan son anda haberdar olan yüzbinlerce alman birliğini ve artık umut kesilen doğu cephesindeki panzer tümenlerini belçikada ki ormanlık ardennes bölgesine yığmıştır. kış günü hele ormanlık ve dağlık bir alan olan ardenlerden böyle bir saldırıyı hiç beklemeyen müttefiklere saldırmak için 16 aralık 1944 günü seçilir. plan belçika-fransa sınırındaki meuse nehrini geçip liman kenti antwerp'i ele geçirerek müttefik kuvvetlerini ikiye bölmek ve ikmal hatlarını kesmeye yöneliktir. hiç beklenmedik bir anda başlayan taaruz müttefiklerin devasa hava güçlerini kullanmasını engelleyen kapalı hava şartları, alman zırhlılarının üstünlüğü ve kısıtlı lojistik kaynakların akıllı kullanılmasıyla çok hızlı ilerler. müttefik cephesi yarılır ve meuse nehri geçilir ancak kuzey ordu grubu komutanı sepp dietrich'in başında bulunduğu 6. ss panzer ordusu'nun nispeten yavaş ilerlemesi ve güneydeki bastogne şehrinde karşılaşılan sert direniş ilerlemeyi yavaşlatır. ancak hala müttefiklerin arkasından dolaşarak çembere alma şansı vardır. tam o anda hitler hiç beklenmedik bir şey yapar ve parisin alınmasını emreder. arkalarını boş bırakarak parise yönelen alman kuvvetlerinin bu durumundan yararlanan müttefikler belçikaya yaptıkları bir karşı harekatla almanları çembere alıp yokederler. böylece çok büyük bir avantajla başlayan savaş almanlar için bir felakete dönüşür ve batıdaki son direnişte kırılmış olur.
abd'nin norfolk limanında inşa halinde olan nükleer itmeli uçak gemisi (bkz: cvn) .yapımına 2003 yılında başlanan geminin 2010 yılında hizmete girmesi bekleniyor.
pearl harbor baskınından hemen sonra yavaşlayan ilerleme karşısında japon deniz kuvvetleri yeni bir saldırı yaparak pasifik okyanusunun tam ortasında kilit bir konumda bulunan midway adasını ele geçirip amerikalıların elini kolunu bağlamaya karar verirler. bunun için 4 uçak gemisi; hiryu, akagi, soryu ve kaga'nın haricinde çok sayıda destroyer ve kruvazörden oluşan bir görev gücü ada çevresine gönderilir. fakat japon haberleşme şifrelerini çözen ve japonların saldırı hazırlığında olduğunu anlayan amerikalılar enterprise, yorktown ve hornet uçak gemilerini bölgeye gönderir. japon birliklerinin başındaki amiral nagumo amerikan donanmasının yaklaştığını haber alsa da bunu önemsemeyerek adaya doğru ilerlemeye devam eder ve uçak gemilerine adayı bombalamak üzere hazırlanmalarını emreder.bu sırada ortaya çıkan amerikan avcı uçakları japon donanmasının üstüne çullanır ve ağır hasar verdirirler.hemen ardından yorktown'dan kalkan 12 bombardıman uçağı güvertelerindeki uçaklarını adayı bombalamak üzere yüklemekle meşgul hiryu, kaga , akagi ve soryu uçak gemilerine saldırıp hepsini batırır. hiryunun uçaklarının bir kısmı son anda havalanıp yorktown'ı batırsada artık çok geçtir. japon donanması zafer için geldiği midway'den en iyi 4 uçak gemisini kaybederek ayrılır. artık japonların hava gücü kırılmıştır. bu noktadan sonra amerikan ilerlemesi başlar.
pearl harbor baskınının ana gücünü oluşturan japon uçak gemisi. 94 bin ton ağırlığındaydı ve 70 adet savaşa hazır uçak taşıyabiliyordu. ayrıca zamanının en modern uçak gemisiydi. midway deniz savaşı sırasında kaga, soryu ve hiryu uçak gemileri ile beraber battı.
pearl harbor baskınına katılan ve midway deniz savaşı sırasında batırılan soryu sınıfı japon uçak gemisi. batmadan hemen önce uçaklarını kaldırım amerikan uçak gemisi yorktown'ı batırmasına rağmen bu savaşın sonucuna pek etki etmemiştir.
kan,bağırsak,bok püsür konularını işleyen death metal kökenli müzik türü.bir çok yönüyle grindcore'dan ayrı birşeydir. türkiyede oldukça büyük bir dinleyici kitlesine sahip olması ve yurtdışında en çok bilinen türk grubunun bir gore grind grubu olması (bkz: cenotaph) düşündürücüdür.
kalıntıları orta batı türkistanda son yıllarda yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılmış bir uygarlık.bölgenin o dönemki göçebe yapısının tersine büyük şehirler kurmuşlar ve topraktan yaptıkları binalarda oturmuşlardır.en eski kalıntılar 4500 yıl öncesine tarihlenmektedir. bölgenin en eski zamanlardan beri türk ve türksoylu uygarlıkların yerleşim alanı olması anav medeniyetinin türksoylu olduğu savını destekler.
hearts of iron'ın ardından paradox games tarafından piyasaya sürülmüş devam oyunu.ilk bakışta birinci oyunla nerdeyse tüm özellikleri aynıdır hele grafikleri bir adım bile geliştirilmemiştir.ancak oyunu oynamaya başlayıp doktrinler,üretim,savaş vs... bin türlü şeyin içinde boğulmaya başlayınca öyle olmadığı anlaşılıyor. oyun 4 adet senaryoya sahip 1936, 1938, 1939 , 1941 yıllarından oyuna başlanabiliyor. oyun tecrübesi en zevkli ülke ise tabiki almanya. bunun dışında büyük güçlerin hepsi ve tayland'dan haitiye kadar bir çok ülkeyle oynamak mümkün. türkiye için ise oyun gerçekten çok zor. 1936 yılında üç kuruşluk endüstriye sahip bir tek zırhlı birlik bile olmadan başlıyorsunuz. endüstriyi geliştirp adam gibi bir ordu kurana kadar 1945 geliveriyor.almanya,abd gibi büyük ülkelerle başarılı olabilmek için ise gerçekten çok iyi oynamak gerekiyor yapay zeka bazen saçmalasada(filipinlilerin giriti basması,abd'de sosyalist devrim olması gibi)çoğu durumda iyi işliyor ve gerçekten zorluyor.1936'da almanyayla oyuna başlanması en akıllıca yol. ağırlık endüstri yerine zırhlı üretimine verilirse polonya ve fransayı çok kısa sürelerde işgal etmek çok kolaydır.ardından ingiltere ve rusya gelir ortadoğu ve afrikayada sarkıp italyayıda sırtından vurarak işgal edince tek düşman abd olacaktır.artık devasa boyutlara ulaşmış endüstriyel ve askeri güçle,nükleer bombalarında yardımıyla güney ve kuzey amerikada işgal edilince ufak bir küresel hükümet ortaya çıkmış olacaktır.türkiye ile oynanması ise tavsiye edilmez gayet sıkıcıdır.
blitzkrieg taktiğini geliştiren efsane alman komutan.birinci dünya savaşında gördüğü piyade temeline oturtulmuş siper savaşının gereksizliğini savunuyor,bunun aksine savaşlarda zırhlı kuvvetlerin (bkz: panzer)asıl vurucu güç olması gerektiğini düşünüyordu.savaştan hemen sonra mekanize ikmal ve taaruz birlikleri üzerine çalışmaya başlayarak kendi tank birliklerini kurdu ve hıza dayalı savaşı geliştirdi.bu taktik sayesinde almanlar ikinci dünya savaşının başında çok hızlı ve dünyayı şaşkına çeviren zaferler kazanarak avrupayı yıldırım hızıyla işgal ettiler.guderian batı cephesindeki zaferlerden sonra rusyaya saldırmanın gereksizliğini savunmasına rağmen doğu cephesine atandı.operation barbarossa'nın başlamasından sadece 1 hafta sonra,zırhlı birlikleriyle beraber sınırdan 700 kilometre uzaktaki minsk'e ulaştı.1941 ekiminde moskovanın kenar mahallelerine ulaşan alman birliklerinin başında yine o vardı.ancak hitlerden gelen emirler ve genelkurmayın piyadeleri bekleme isteği yüzünden moskovaya giremedi.ardından hitlerin moskovanın doğusundaki gorki'ye saldırma emrini yerine getiremeyeceğini söylemesi sebebiyle görevden alındı.bu noktadan sonra yönetimle görüş ayrılıkları iyice arttı.1945 yılında bavyerada müttefik kuvvetleri tarafından ele geçirilen guderian 1954 yılında öldü.kuşkusuz tarihin gördüğü en büyük komutanlardan biridir.en büyük özelliği emri altındaki devasa kuvvetleri hiç zorlanmadan yönetebilecek bir komutan olmasıdır.iyi ikmal edilen ve sağlam bir altyapıya sahip orduların ihtiyacı kahramanlar değil,guderian gibi kaliteli komutanlardır.
1901 doğumlu alman fizikçi.1920 yaşında doktorasını verip henüz 26 yaşında fizik profesörü olarak ders vermeye başladı.en büyük çalışmaları belirsizlik ilkesi ve kuantum mekaniği kuramıdır (bkz: heisenberg belirsizlik ilkesi).ayrıca ikinci dünya savaşı sırasında almanyanın atom bombası projesinin başındaki isimdir.ancak bomba nazilerin eline geçerse olacakları kestirdiğinden işi sürekli savsakladığı ve bombayı yapmak için ne yapması gerektiğini tam olarak bilmesine rağmen türlü bahanelerle hükümeti oyaladığı söylenir.
iskenderin varisleri arasında yapılan ve imparatorluğun bölünmesini kesinleştiren savaştır.bu savaşın sonunda iskender imparatorluğunun yıkıntıları üstüne kurulan hanedanlar belirlenmiştir.
iskenderin ölümünün ardından, onun generali ptolemy soter I tarafından mısır ve levantin bölgesinde kurulan krallık.ptolemy hanedanı mısır'ı helenistik kültürle kaynaştırmış ve islam fetihlerine kadar yaşayacak bir kültür ortaya koymuştur.cleopatra, ptolemy hanedanına mensup bir kraliçedir.tüm mısır m.s. 32 yılında julius sezar tarafından roma'ya bağlanmış, onun ardılı agustus tarafından ilhak edilerek bir roma eyaleti durumuna gelmiştir.
iskenderin komutanı seleucus tarafından kurulan, anadolu, suriye, iran, mezopotamya ve hindistanın bir bölümünü içine alan oldukça geniş imparatorluk.önceleri sadece iran ve mezopotamya'ya hakimken ipsus savaşından sonra antigonlardan aldığı anadolu ve suriye'ye hakim olmuş, ardından kuzey hindistandaki maurya imparatorluğuna saldırarak sınırlarını iyice genişletmiştir. m.ö. 304 yılında maurya imparatorluğuyla anlaşan devlet, 500 savaş fili karşılığında afganistan ve panjabı terkeder.oldukça uzun yaşayan imparatorluk m.s. 60 yılında iskenderin diğer ardılları gibi roma'ya boyun eğer.
büyük iskenderin ölümünden sonra dağılan iskender imparatorluğunun makedonya ve yunanistan bölümünü kapsayan, iskenderin generali antigonus monophthalmus I tarafından kurulmuş olan devlettir.devlet önceleri suriye ve anadoluya da sahip olmuş fakat ipsus savaşında diğer generallere yenilerek buraları kaybetmiştir. m.s. 168 yılında roma'nın egemenliğine girmiştir.
fenike limanını açığında yer alan bir ada şehri olan tyre, iskenderin en zor ele geçiridiği şehirdir. iskender 7 ay boyunca şehri kuşatmış fakat sonuç alamamış, en sonunda kuşatma makinaları ve donanmasının yardımıyla şehri ele geçirerek halkı köle olarak yunanistana göndermiştir.
büyük iskenderin kuzey hindistanda penjab kralı porus ile yaptığı savaştır.porus'un fillerle takviye edilmiş ordusuna karşı güçlükle zafer kazanan iskender,savaştan sonra fethettiği bölgeleri hintlilere geri vermiştir.
