Üniversiteden 3 arkadaşımın taze girişimi. Yabancı bir site ortaklığıyla lüks alışverişte yeni bir yol sloganıyla çıktılar. Site cidden olmuş, ama eksikleri yok değil. Şimdilik ürün sayısı az ama her ay yeni bir lüks tasarım ürünü diyorlar. ilk ürünleri tişört ve cidden vaat ettikleri kalitede yapmışlar, özellikle paket olayı bayağı iyi.
Takip etmek lazım.
güzide forumumuzda herkesin garajında birer adet porsche panamera s, audi r8 ve mercedes sls bulunduğu için bu aracı beğenmemeleri normal. ama misal benim gibi öğrenci adam için cidden fazlasıyla güzel bir araba.
cebimde 30.000 lira para vardı, araştırdım baktım gittim fluence denemeye.
araba bi defa kocaman, güzel duruyor, koltuklar geniş, ben 1,85 adamım öyle her koltukta rahat edemem açıkçası. Fluence 4 koltuğa 1,85 adam alacak kadar rahat ve geniş, arka orta da diğer bütün arabalarda olduğu gibi 1,75 insanı rahat alıyor. devasa bir bagajı var, atlıyorum yazlığa gidiyorum, market alışverişi yapıyorum, iş için kullanıyorum.
vites geçişleri olsun, motorun genel performansı olsun verdiğiniz paraya fazlasıyla değiyor. 130'dan sonrası güven vermiyor kabul, ama ben 170i rahat görüyorum ve çok şükür şu ana kadar ölmedim.
sonra kullanımı keyifli, direksiyon tam tadında sertlikte yüksek hızlarda, düşük hızlarda yumuşacık. yol tutuşu iyi. frenler yeterli.
rahmetli beni çok severdi, severdi de burnumdaki sümükle anlaşamazdı pek.
kayseri'deydik hiç unutmam, almancı bir ev sahibimiz vardı. lanet adamın evinin öyle bir banyosu vardı ki arkadaş, kıçım donardı çok afedersin. ne zaman burnum aksa, peder zorla götürür, burnumu temizleyene kadar ordan çıkarmazdı beni.
bir kaç ay sonra, hasta oldu. doktora gittik, 13 gün ömrü var dediler. kansermiş.
190 boyunda adam 45 kiloya düşer mi arkadaş, düşüyomuş.
13 gün sonra, kaybettik babamı.
yemin ediyorum bir sene sümüklü gezdim.
banyoya girmeye cesaretim olmadı.
ağlamadım hiç, ama hep sümüklü oldum.
gelsin bir kere daha, beni zorla o banyoya soksun, kıçım yine donsun.
yeter ki dönsün bir kere daha.
dönmedi.
kader miydi, yoksa hatalarının bedeli miydi bilmiyorum.
gitti dağ gibi adam ve ben tam bir sene sümüklü gezdim.
dönmedi.
çok güzeldir.
uyanınca mesela, ilk onu aramak gelir aklına. Telefona yönelirsin, o çoktan günaydın yazmıştır.
öğlen olur dersten çıkar yanına koşarsın, tavuk ızgara ilk kez bu kadar güzel gelir. Gerçi yemek pek umrumda değildir, karşında gözlerine, tam gözlerinin içine bakan bir çift göz olunca.
akşam zaten onsuz olmaz, çekemezsin, sabredemezsin alabildiğince siyah ve bir o kadar soğuk kış akşamına.
gece yanında uyumak istersin, ya da aslında o uyurken hareketinden rahatsız olmasın diye uyumamak.
seyredersin onu gece boyu, koklarsın ama yine hareket etmeden.
seversin çok, evini unutur, annenin yemeklerini özlemezsin hiç.
seversin çok, kendini unutur, önceki hayatın nerede geçmiş hatırlamazsın bile.
aşk, gerçekten çok güzeldir.
komutanlar yonetir savasmaz .komutan olmasının sebebi savas zekasıdır zaten.savasta onemlı olan kalabalık degıl stretejı ve zekadır.iyi komutan olmadan butun ordu erır yok olur.Atatürk ve diger kahraman tur subayları cephe gerisinde kumndanlık yaparak bu ulkeyi kurtarmıstır.lakin sakarya savasında subaylar bile sehit olmustur.bu yuzden subaylar savası olarakta anılır.
igrenc bıseydir.kızla konusursunuz targ dıye bır guruldama karızma yerlerde onu gec sınav anında bir baslar durdura bilene ask olsun sessiz ortamda cokta ses cıkarır.karın gurultusunuz dusunmekten sınava konsantre olamazsınız.siz siz olun sınava ac girmeyin.
Boluculerin hayali olan bu fikir kuvai milliye sinirlari icerisinde olamicak bi olaydir.kuzey irakta dalgalanmaktadir isteyenleri oraya alabiliriz. Ayrica hilalin bulundugu bayragin yanina o renkli gunesli bayragi yakistiranlaranlasilamamktadir.
batmaması için üzerime düşeni yaptığım markadır. tabi nedir ne değildir liseliler bilmez.
biz nokia'nın yılanıyla büyüdük, yılanı bütün ekrana sığdırıp en yüksek puan aldığımız geceler sevinçten uyuyamadık, mesajlarla garip garip şekiller yapıp sevdiklerimize gönderdik. titreşimini açıp, masaya dik koyup dönmesini izledik. telefoncuların önünden geçerken ürettiği ilk renkli telefonlara dibimiz düştü. sonra sonra renkli ekranlara alıştık, ngage serisiyle telefoncu önünde tomb riderlar oynadık. derken kameralar eklendi dünyamıza, o tombilik 6600 a aşık olduk, daha iyisi yapılamaz dedik ki, 7610 geldi dünyamıza, böyle mükemmel bir tasarım yoktu daha önceleri. sonra sonra sony ericsson diye bir marka çıktı, yeni bir şeyler görünce gönlümüz hafiften ona kayar gibi oldu ki, bir anda n serisi çıktı karşımıza, işte dedik n73 işte kamera işte dev ekran işte joistik. sonra bir gün bir adam çıktı, siyah kazağı new balance ayakkabısıyla. değiştirdi dünyayı, bir zamanlar, orijinal tuş takımı diye diye telefoncu telefoncu dolaşan bizler nokia'nın dokunmatik ekranlarını beğenmez olduk. derken samsung geldi ve bir zamanlar yastığımızın altına koymadan uyuyamadığımız nokia'larımızı unuttuk. şimdi batıcak biticek diyorlar, bitmesin ulan bitmesin.