bugün

bir rivayete göre:

--spoiler--
lokman hekim doktor ve eczacıymış. dükkânında her türlü hastalığın devası olan ilaçlar varmış. hastalar içeri girdiklerinde hastalıklarına iyi gelecek olan ilaç şişesi sallanırmış. bir gün içeri birisi girmiş. ancak hiçbir şişe sallanmamış. lokman hekim bunun üzerine: "senin hastalığının çaresi yok öleceksin" demiş.

adam ölümden kurtuluşun olmadığını öğrenince çok üzülmüş. her şeyini satmış. yanına bir at tüfek ve av köpeği alarak dağlara çıkmış. vurduğu hayvanları yiyip yörüklerden yoğurt süt alarak yaşıyormuş. bu arada hastalığı da iyice artmış. bir ağacın altına gelmiş. atını bağlayıp köskelmiş. o sırada bir yörük kadını bir tas sütü saylığa koymuş. yılanların sütü sevdikleri bilinir. tasa yaklaşan bir yılan sütü içmiş sonra da zehirini süte kusmuş. tas yemyeşil olmuş. ağrıları iyice azan adam: "gidip şu zehiri içeyim de ölüp kurtulayım" diyerek zehirli sütü içmiş. bir süre sonra ishal olmuş ve kusmaya başlamış. ancak oldukça hafiflediğini hissediyormuş. ölmek için içtiği zehirden sonra daha iyi olduğunu görmüş. gün geçtikçe iyileşmiş ve hastalığı tamamen geçmiş.

lokman hekim'e gidip

sen bana öleceğimi söylemiştin. ama ölmedim" demiş. bunun üzerine lokman: "ben sana ala ineğin sütünü nereden bulayım sütü yılana içirip nasıl tasa kusturayım. hastalığının çaresi vardı ama bu ilacı temin etmek zor olduğu için öyle dedim" diye cevap vermiş.

o gün bu gündür tas ve yılanın eczacılık ve tıp biliminin simgesi olması halk tarafından lokman hekim'e dayandırılır
--spoiler--
bana göre kurgu hikayedir. hikayeye bakılırsa lokman hekim şansına iyileştiriyormuş insanları. kapı açıldığında şişenin sallanması. adam boşuna tıbbi araştırma yapmış, rüzgar esip istediği karışımı getirebilirmiş.

ayrıca burdan lokman hekim'in çok kolaya kaçtığı görülüyor. sütü al zehri dök adama içir. pii kim uğraşcak onla? aç doktorlar'ı izle paşa paşa.
yılan antik çağlardan beri tıbbın simgesidir; eczacılığın yılanıyla arasında pek fark olmasa gerek.

tek tanrılı dinlerin yaygınlaşmasından sonra papucu dama atılan yılan (yılan, adem, havva üçlüsü) eski çağlarda sağlığın ve yaşamın koruyucu sembolüydü, etinin hastalıkları iyileştirdiğine inanılıyordu.. tapınaklarda kabartmalarda hatta firavunların tacında kendine yer bulabiliyordu.
orjinali çankırı taş mescitte asılı iken hırkıslar tarafından çalınmıştır.

http://www.cankiriturizm.org/tas_mescit.htm
yılan antık caglardan beri olumsuzlugu temsil eder.cünkü olumsuzluk iksirini calıp icmistir.O gun bugundür tıp ve eczacılıgın sembolu yılan olmustur.
Hocamızın dediğine göre yılan;hem zehir hem panzehir asayı hatırlamıyorum. kanatlar;19. ve 20. yy'daki yükseliş için verilmiş.