Mantıkta şu vardır: bir şeyin zıttının zıttı o şeyin kedisi veya eşdeğeridir. Bu bağlamda müslümanların "inanç"larını sırf laboratuar ortamında ispatlanamıyor diye "yanlış kabul etmek" de yanlıştır. hem insanlar allah'a, laboratuar ortamında ispatlanabiliyor diye değil, yaşadıkları, bildikleri şeyler allah'ı işaret ediyor diye inanırlar. adı üstünde: "inanç".
inanırken bazı hatalı bağlantılar kurulmuası allah yok manasına gelmediği gibi bu hatalı bağlantılar zaten islamın içinde "hurafeler" başlığı altında incelenmektedir.
2. olarak; aşık olurum çünkü allah beni aşık olma kabiliyeti ile yaratmıştır, buna inanırım. aşık olma kabiliyeti bana tesadüfler ve matematiksel olaylar sonucu gelmiştir demem. bu kendi içinde tutarsız bir iddia olur, ki; tesadüflere bir amaç ve yön vermek manasına gelir. yani bu tesadüfün doğasına aykırıdır. bir eylem bir amaç için yapılıyorsa o eylem tesadüfi değil, bilinçli yapılmıştır. aşık olma, görme, konuşma, güzellik vb... görme kabiliyetim var, neden? çünkü görülecek şeyler var. kadınlar güzel, neden? çünkü erkeğin yanında bir cazibe merkezi olmalı. duygularım var, neden? çünkü onlar benim dış dünya ile ilişkilerimde yardımcı destekleyici bir rol oynuyor. bunun gibi hadiseler ancak allah'ın bilinçli bir şekilde yaratması ile açıklanabilir.
Herşeyin bir düzen kanun nizam içinde yaratılması ayrıca kanunların da birer yaratılmış olması gerçeğini idrak edemeyen beyinlerin yaptıkları mantık hatasıdır.
Doğal süreçlerden biri: kütle çekim kanunu
dünya ile güneş, güneş sistemi içerisinde birbirlerine kütle çekim kanunu ile bağlıdırlar. doğal sürece ait bu kanun; dünya ile güneşin tutunmalarının "sebebi" olsa da, asıl sebep bu işin allah tarafından yapılıyor olmasıdır. Çünkü esas itibari ile "kütle çekim kanunu" da yaratılmış yani allah tarafından koyulmuş bir kanundur. Bu kanunu üzerine yapılan araştırmalar atomda yeralan ve graviton denen parçacıkların bu işi üstlendikleri ortaya çıkarmıştır. yani; kütle çekim kanunu bir sebebe bağlı olarak çalışıyor. Graviton da ezelden beri varolmadığına ve sonradan yaratılmış bir parçacık olduğuna göre, demek ki; o da başka bir sebebe bağlı olarak varlığını sürdürmektedir. Gravitonun sebebi de başka bir sebebe.. o da başka bir sebebe.. Ardarda sıralanmış vagonlar gibi. Her biri bir sonraki çekiyor ve ilermesini sağlıyor..
Sistemin işlemesi için de vagonların en önünde bir lokomotif olmalı, tüm sebeplerin sebebi olan birşey.. yani Allah.
bir olayın meydana gelmesinin 5 sebebi olabilir.. Belki daha fazla da sebebi olabilir. Ancak sebepleri de yaratan ve olaylara yön verme gücü elinde olan 1 dir. (#16408875) da verilen örnekteki gibi. Başa gelen trafik kazasının onlarca nedeni olabilir. karayolları, sinyal lambası, alkol, aniden yola fırlayan ve paniğe neden olan kedi.. Ancak, müslümanlar, sebeplerin arkasında Allah'ın elinin olduğuna inanan insanlardır.
"ilacı zamandır" derler hep, sanki o anı daha önce yaşamışlar gibi. Bilirler mi onunla beraber olmak adına harcanan emekleri, geçen zamanı.. bilmezler.. ama yine de derler "zamana bırak".
"insan" kusursuz yaratılmıştır, çünkü kendisine verilen yetenek, onu, dünyadaki en rezil canlı da yapabilir, en şerefli canlı da.
insan kartaldan az görür ancak insan aklını kullanarak hiçbir kartalın hiçbir zaman göremeyeceği şeyleri, yeraltıni, uzayın derinliklerini ve dahi kartalın gözünün içindeki mikroorganizlara varıncaya kadar herşeyi görür.
osmoz olayı hücrenin su ile şişmesine neden olur. Şişkinlikten dolayı hücre duvarlarında oluşan basınca da turgor basıncı denir ki bu da hücredeki fazla suyun boşaltılması ile neticelenir. Hücre osmozla dolar turgorla boşalır. bu böyle sürer gider.
söz biter, göz, son kez bakar önündekilere, ve ön - arka olur. göz, önüne bakmaya, hayat akmaya devam eder..
insanlar mutlu olacaklarına inandıkları yerlere gider..
sıradan bir konu hakkında konuşurken "sen yıllar evvel şöyle demiştin" diyen kızların, espriye verdikleri tepkinin sebebini kim bilebilir ki? o an aklına kim bilir kaç sene evvelki hangi olay geldi? *
ilk izlediğim ve animeye ilgi duymamı sağlamış dizidir. bittikten sonra başka animeleri izlemeye başladım ama hiçbirinin death note gibi olmadığını anlayınca anime serüvenim de sona erdi. death note nin tadı başka.
değişik sesler çıkararak sevme şeklinde bir yöntem var. Özellikle orta yaşılarını geçmiş teyzeler yapıyorlar bunu.
(bkz: aguluguluguluuu)
Türkçe Çevirisi: ne tatlı bir bebeksin sen öyle, maşallah.. *
türklerin geri kalmasının tek sebebi geçmişi ile olan bağlarını koparmaya çalışmalarıdır.
(bkz: geçmişini unutanın geleceği olmaz)
en somut örneği de bugün avrupadaki okullarda ders olarak öğretilen müslüman bilim adamlarını türk milletinin tanımıyor olmasıdır. avrupalı dam üstünde şeytan kovalarken, müslümanlar bilimsel çalışma yapıyorlardı.
rica ediyorum islam ve geçmiş hakkında konuşurken biraz daha dikkatli olalım!
olmadığı halde o şeyi kaybetmekten korkuyorsan, demek ki o şeyin olması muhtemel ve sen de olmasını istiyorsun. o şey üzerinde hayal kurarken de birden içini olumsuz bir duygu kapladı. bingo: kaybetme korkusu. kötü bir duygu.
unutulmamalı ki bu kötü duygu, olması muhtemel olaylardan sadece ve sadece birine ait. olması muhtemel olayların arasında iyi olanları da var, ve belki de kötülerin sayısına nazaran oldukça fazla sayıdalar, kim bilebilir ki. ne olacağını kimse bilemese de gelecek üzerine bu tarz düşünce yolculukları yapılmalı elbette. yolculuğun ardından da yazarın yaptığı gibi bir yorum.. sonra da günümüze geri dönüş. bir nevi "kontrollü hayal" de denebilir buna.
sigara bataktır, ne kadar vücudu rahatlatıyor gibi görünse de bataklığın rahatlığıdır o ve içe doğru çekiyordur seni. 1 gün içme de gör rahatlığı sen. bence bir an önce söndürülmeli o sigara, bir daha da içilmemeli. yine de karar senin elbette.
futbolu direk kaleye oynamayı seven ingiliz kulüpleri ile yaptıkları maçlar oldukça keyiflidir. ah ah eski liverpool, eski manchester olsa, bu takımların barça, real maçları tadından yenmez de gel gör ki eski güçleri yok ingilizlerin.
-hhhhhh, dünkü maçı barcelona 3-0 mı aldı 4-0 mı?
-biraz keyifli idi, 4-1 bitti.
neyin ispatını yapmaya çalışıyor ki? yırtınca birden maymuna dönüşmediğinin mi? öyle birşey olsaydı, birkaç kişi denemek için yırtar ve maymun olurdu. geri kalan herkes de müslüman.. evet herkes müslüman olurdu. inanan-inanmayan ayrımı diye birşey olmazdı. inancımıza göre; imtihan dünyasında yaşıyoruz ve kimi suçların cezaları öteki tarafa bırakılıyor. bu arkadaş bunu anlamamış olmalı ki böyle garip ve adi bir eyleme girişmiş.