büyük bir heves ve iştahla okuduğum ancak paçaları erken sıvamış olduğumu gördüğüm organizasyondur. zira ankarada olduğu umuduna kendimi fazla kaptırmışım. ankaraya da bekleriz.
olayın mantığını kavrayamamış kişilerin sorabileceği sorulardır.
*şimdi çılgınlık edip seni sevdiğimi söylesem alay edip güler misin yoksa kalkıp gider misin?
*inşaatte kumla oynarken elime kedi boku geldi küskünüm
*çıplak ayakla üzüme basmak kadar mutsuz etmedi beni hiçbir şey
*balina memeli hayvan değildir meme dediğin ele gelir
+hiç durduk yere aklına geliyor muyum? *
-hayır, sen daha çok hareket halindeyken aklımda oluyosun?! traş olurken hatırlamasam kızar mısın?? *
ya da,
+aşkım yaa, bu winampta nasıl şarkı çalıyoduk? *
gün itibariyle* yeni bir sistem değişikliğiyle öğrencilerini mağdur duruma düşürmüş üniversite. *
geride kalan son 5 yıl içinde *3 sistem değişikliği yaşatmış, tam öğrenciler "vay anasını bu sene de değişiklik olmadı" derken ani bir dönüşle yaz sonunda yapılan bütünleme sınavlarının güz dönemine ait olan bölümünü ara tatilin ortasına koyarak orta parmağını çekinmeden bütün öğrencilerin gözüne sokmuştur. tamam, zaten parmağı görmeye alıştık ama şimdi de yapılmaz ki. finallere iki hafta kala, herkes memleketine gitmek için biletlerini almış. öğrencilerin an itibariyle psikolojilerinin final öncesi ne durumda olduğunu varın siz düşünün.
üstüne üstlük fazlasıyla uzun(!) olan* tatilimizin tam ortasına sıçmıştır.
bu değişiklikle, "allah sizin aklınızı, bizim sabrımızı bütünlesin" dedirtmiştir.
yurdum insanının pratikliğine* güzel bi örnektir. aynı anlama gelebilecek üç farklı deyişi arka arkaya sıralayıp, bu da yetmezmiş gibi öpmeden bırakmayan tipleme..
güzel kızlar terkedilmesin adında bi cemiyetin kurulmuş olma ihtimali akla gelebilir.. bunu söyleyen kişi g.t olma durumuyla karşı karşıyadır *
+ hede beni terketti..
- yok canım.. salak herif.. bu güzellik bırakılır mı hiç?
+ nası yani? kardeşinle yatsam da beni bırakmaz mısın?
- *
dolmuş hareket halindeyken, yolda bir kadın karşıdan karşıya geçmektedir. dolmuşçu hızı oldukça kesmiştir ve yavaşlamanın verdiği sinirle camdan sarkar..
+ yengeee! bu enişteye benzemez, altında kalırsan ölürsün! *
bir arkadaşımın başına gelmiş bir olaydır. arkadaş kazandığı haberini yeni almış, gayet sevinçli şekilde dolmuşa biner. dolmuşçuyla aralarında şöyle bi diyalog geçer:
a*, d*
d: genç, bi yeri kazandın mı?
a: kazandım abi, metalurji ve malzeme mühendisliği
d: hee, hava tahmincisi olacan yani..
a: yok abi* ben metallerle ilgilencem
d: sen yanlış biliyon.. uçağa biniyonuz siz, havada tahmin ediyonuz **
a: müsait bi yerde inebilir miyim?..
gerçek hayatı sanal alemde yaşatmak aıdna düzenlenmiş bir oyun.
tanımı yaptığımıza göre anlatmaya başlayalım.. oyunu abazanların yaptığı kanaatindeyim. şöyle ki, oyuna başladığınızda annenin dedikleri bölümünü tamamlamanız gerek.. anne bir kızla öpüşüp koklaşmanızı istiyor. tanışma faslı ise ayrı komedi.. slm ver, konuş, espri yap, içki ısmarla veeeeee ayaküstü bi' posta! ayaküstü işinizi görüyosunuz. mekan fark etmez. parktaysanız bi ağacın dibinde, bardaysanız tuvalette yapıyolar sanırım. ama kız sana selam verdi diye ayaküstü yakaladığın yerde postalamak pek doğru olmasa gerek. bu durumda bayan kullanıcıların sloganı şu olmalı: selam verdik borçlu çıktık.
gündelik telefon konuşmalarından biri.. hatun kişi yine yapacağını yapar..
k : aşkım ya son zamanlarda farklı davranmaya başladın..hede hede...
e : ** yok aşkım ya ne farklısı işte gayet normal??
k : peki hiç beni düşünüyomusun?.. hiç aklına geliyomuyum?..
e : * tabiki aklıma geliyosun mesela dün hede hödö..
k : * peki hiç durduk yere aklına geliyomuyum?
e : (bkz: mavi ekran)
neil burger yapımı, başrollerinde edward norton, paul giamatti ve jessica biel'in oynadığı sürükleyici bir film. orjinal adı "the illusionist". izlenmeye değerdir ve oldukça beğeni toplamıştır. izlenmesi şiddetle tavsiye edilir.
şaşırılası ve hatta acılınacak hale gülünesi olaydır. şöyle düşündü seyirciler sanırım:
- süper süper!
- biraz daha sık iyice kavra!
- harikasın ali bravo!
- şak şak şak
yemiş yemiş sıçmamış fikrini benimsemiş, bu mantaliteyle içildiğinde kişiyi ishal edip sçarak zayıflatmayı hedef alan hede. tehlikeli tarafıysa dışarı çıkılacağı gün içildiğinde yüz metrede bir tuvalet bulmak dilenmesidir.
eski sevgilinin kişi için ne anlam teşkil ettiğine bağlıdır. kişi için eski sevgili bi anlam ifade etmiyorsakokuyu alma ihtimali bile düşüktür. eğer ki kişide derin izler bıraktıysa, ölmek üzere olup da hayatı film şeridi gibi gözlerinden geçen adama benzer bir ruhaniyetle, bütün anılar teker teker canlanıverir. öyle ki bir an sağınızdan gelip yanağınıza bir öpücük kondurmasını beklersiniz. ama nafiledir. sağınızdan gelen artık hafif bir rüzgardır onun yerine...
her insanın yaptığı hareketlerden sadece o kişinin sorumlu olduğunu kabullenmeyen, misal; içki içenleri kafir olarak nitelendiren kişidir. bu tip kişiler atatürk'ü sevmemekle kalmayıp sevilmemesi için uğraşanlardır.
bir yerde, *atatürk'ün anıtkabirdeki asıl mezarının ayrı bir yerde ve etrafının mermerlerle kaplı olmasına ilişkin şöyle bir yorum duyulmuştur:
- atatürk'ü toprak kabul etmemiş; böyle mermerlerle çevrelemişler. ***
içten gelen edit: bazılarından, kimliği deşifre olduğu için sanırım, ayar geliyor. eğer burda yazılanlarla kendisi arasında bağ kuran varsa lütfen eksilesin, güzel oluyo. *
dersi kaynatmak adına hocadan bi hikaye anlatmasını ısrarla istemiş ve başarmışızdır.olay gelişir:
h : hz. ömer ve cemaat oturmuş namaz vaktini bekliyormuş. hepsinin de abdesti varmış *. bu sırada aralarından biri kendini tutamamış ve yellenmiş *. hz. ömer ezan vakti geldiğinde bunu yapan belli olacağı için şöyle demiş: "haydi hep beraber abdest tazeleyelim".
c : vay uyanııkk. kendi yapmış da kimse durumu çakmasın diye herkese abdest aldırmış.
h : caylaaaaq.. caylaaaaq..
zümre veya düşünce yapısı ayırt edilmeksizin her kesimden insanın sezen aksu dinlediğinin ve hayran kalabileceğinin göstergesidir. aslında klibe bakılırsa temayı iyi yakalamışlar. (bkz: hadi bakalım, kolay gelsin)