her hayvanın hayvan olduğunu fakat her insanın insan olmadığını bilen kişidir. insan çeşit çeşittir. hain olanı vardır. kindar olanı vardır. sinsi olanı vardır. çıkarcı olanı vardır. dost olanı vardır. sadece mevki için yaklaşan vardır. para için birlikte olan vardır. aşk vampileri vardır. onuruzu hiçe sayanlar vardır. fakat hayvan öyle değildir. eğer vahşi bir hayvansa bilirsiniz, sizi düşman olarak görür ve en uygun anda saldırıya geçer. eğer dost bir hayvansa size oyunlar yapar. sizi düşman olarak algıladığı diğer canlılardan korur, siz onu sokağa atsanız bile o geri döner. sadıktır yani. çok derin felsefi bir konu değildir. bu kadar basit bir nedeni vardır hayvan sevgisinin.
ortada olmayan bir olayın tartışmasıdır. eğer atılırsa o zaman görürüz ne olacağını. burada asıl önemli olacak olan konu kılıçdaroğlu'nun bu durum karşısındaki tepkisi ne olacaktır? eminim çevik kuvveti göndermez, o yumurtayı atan protestocuların üzerine. eğer bir insan bu derece uçuk bir şekilde protesto ediliyorsa oturup düşünmesi lazım. ben ne halt yiyorum arkadaş, bu insanlar bu kadar öfkelenmiş. diye bir sormalı kendine. bu da laf mı? şimdi. öz eleştiri ne arar lan siyasetçilerde.
kalın kafalı, dar görüşlü, kendinden farklı olanın yaşam alanına ve zevklerine saygı duymayan hödüklerin anlamakta zorluk çektiği ve zevksiz olarak tanımladığı topluluktur.
hayatı boyunca sadece metallica ve onun gibi popüler metal müzik gruplarını dinlemiş ve kafasında bir metal müzik dinleyici kitlesi fotoğrafını oluşturmuş bu insanlar, ne yazik ki kendi dinledikleri müzikleri sanat eseri sanmaktalar. metal müzik, klasik müzik, jazz, blues vb. müzik türlerinin kalitesinden bihaber olan bu varlıklara anlatacağınız hiç birşey faydalı olmayacaktır.
bu yüzden bırakın dalga geçsinler. bırakın o bol vakitlerini böyle harcasınlar. bırakın çocuklar eğlensin.
hayata ve olaylara karşı direnmek için maskelerin ardına saklanmış insanların hergün bir başka karakterini öldürmesidir. öz benliğin içine düştüğü savaştır.
Türban taktıkları için okula alınmayan öğrencileri savunmak için, daha dün "kılık kıyafet için hiçbir öğrenci kapı dışarı edilemez, öğrencinin kılık kıyafeti ile uğraşmaya kimsenin hakkı yoktur." Şeklinde açıklamalar yaparken henüz yeni gerçekleşmiş bir olay hakkında tam tersi yönde bir tutum sergilemeleri kanıtlar bu durumu.
Bu ülkenin başbakan yardımcısı dayak yiyen öğrenciler için bu açıklamayı yapmıştır.
"Bu işi meslek haline getirmiş öğrenciler var, bakın bunların giydiği montlar bile aynı..."
yavuz hırsız ev sahibini bastırır sözünün ne kadar doğru olduğunu kanıtlayan beyandır. yere düşmüş bir öğrenci neden coplanır? neden, yerde yatan adama koskoca postallarla tekme atılır? açık alanda bile etki alanı 1-2 metre olan biber gazı neden, adamın ağzının içine kadar girdikten sonra sıkılır? sapasağlam gözaltına alınan öğrencinin burnu nasıl kırılır? ya da neden öğrencilerin maruz kaldığı bu şiddet pkk gösterilerinde uygulanmaz. neyse bu işin formülü söyleyinde öğrenelim.
an itibari ile kemal kılıçdaroğlu'nun recep tayyip erdoğan hakkındaki konuşmasının ortasında yayını kesen kanaldır. ilk önce görüntü gitmiş, ardından ses gitmiştir. hemen akabinde trt3 yayını devreye girmiştir.
filmin afişine ve hikayesine baktığınızda gerilim filmidir. gerilim filmi gibi düşünüp izleyecekler için hayal kırıklığı yaratabilir. tarz olarak gizemli bir dram filmi olarak tanımlayabilirim. bir de benim izlediğim divx in sonunda radiohead'in exit music şarkısı çalıyordu. filmin sonuna cuk oturmuş. eğer orjinalinde yoksa, o şarkıyı oraya ekleyen adama saygı duydum. *
bir an durup manzaraya bakınca, olsa olsa zamanında prezervatif kullanımının yaygın olmadığı, aile planlamasından bihaber ailelerin yaşadığı bir ülke geliyor akıllara. vay götler, vay dinsiz kafirler, bu nasıl bir adilik, bu nasıl bir namussuzluktur. böyle utanmazlık olmaz. hemen kanunlar çıkartılmalı ve cinsel birleşmeler devlet gözetiminde gerçekleşmelidir. çiftleşen vatandaşların yanında bir imam, bir müşavir, bir hekim, ve devlet tarafından atanmış bir gözetmenden oluşan üreme heyeti bulunmalıdır. yoksa mazallah taş yağar başımıza.
ne memleket arkadaş, kim hazırlıyor bu kanunları anlamak mümkün değil. eve giren hırsızı öldürünce cinayetten içeri giriyorsun. bahçeye giren hayvanı öldürebiliyorsun.
bir gün bir kafede otururken yüzlerine okkalı bir tokat yemeleri ya da protestocuların arasında kalıp kaçarken yere düştüğünde ciğerlerinde 45 numara bir botu hissetmeleri ile geçecek bir rahatsızlığın sözlüğe yansımasıdır.
ulan arkadaş yerde yatan adamdan ne istiyorsun. madem suçlu al götür karakola. etkisiz hale gelmiş yerde yatıyor zaten. illa vuracak copla kafasına. hızını alamayıp gazetileri döveni bile var. bir de bu arkadaşların hiç bir yerinde bir numara falan yok. ne hikmetse. hepsi takıyor maskeleri dalıyor vatandaşa.
- gaz fren şanzıman halin duman.
- emeğimiz bilek zoru allahım sen koru
- aşk bir otobüstür binmesini bilmeli, son durağa gelmeden inmesini bilmeli.
- sevene can feda, sevmeyene elveda.
ilk koklandığı zaman şarapla karıştırabileceğiniz bir içki. koklandıkça farklı içkileri çağrıştırıyor. tadına bakmadan bir kokladığınızda şarap, bir daha kokladığınızda votka diyebilirsiniz. hafif meyvemsi bir kokusu olmasına rağmen tadı hiçte meyvemsi değildir. tek fırt denemişliğime dayanarak söylebilirim ki en baba içen adamı olduğu yere çiviler. benim gözümü korkutmayı başardı. abartılması durumunda gecenin sonlarına sıvıları agız yoluyla değil damar yoluyla almaya başlayabilirsiniz. acil serviste kolunuza bağlı bir serum şişesi ile birlikte hemşireleri öpmeye çalışarak bulabilirsiniz kendinizi, konuşmaya takatiniz kalırsa tabi...
recep bey'in van minüt tavrı barack obama'nın yaptım olacak tavrına karşı devreye girememiştir. haliyle tüm kalkanlar türkiye'ye girmiştir. yaşanan olayların özeti budur.
ravenloft serisinde de geçen özelliktir. sanırım su üzerinden de geçemiyordu bu arkadaşlar. bir nehirin üzerine kurulmuş köprüden falan geçemiyorlar anlayacağınız. köprüyü geçerseniz arkanızı dönüp istediğiniz hareketi çekebilirsiniz. tabi benim lafıma güvenipte sonra yan basarsanız beni ilgilendirmez. bu özelliği şu anda götümden uydurmuşta olabilirim. nitekim tuhaf prensipleri olan varlıklar bunlar. bu devirde böyle prensipli vampir mi, kaldı? canım.
yakın zamanda yerel televizyon kanallarının gezelim görelim temalı programlarında izleyeceğimiz bayan. o yetenekle böylesine büyük bir işin içinden çıkabilir mi? merak ediyorum doğrusu.
kendini bulunduğu ortama yabancı hissetmeyen çocuktur. o'nun bu sıcak tavırlarına karşılık misafir çocuğu diyerek dışlanmamalı aileden biriymiş gibi davranılmalı, küçük kardeşten ayrı görülmeden tekme tokat dövülmelidir.
ırak ya da iran sınırından türkiye'ye kaçak sokulan küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar, bu hayvanları getiren kaçakçılar, her hayvan başına vergi alan teröristler düşünülünce gerçeklik payı olabilecek şüphedir. birey olarak yapacak pek birşey yok gibi. kaçakçılığa engel olamayan devletin olaya el atması gerekir.