türkiye'ye getirilen suriyelilere türk(!) vatandaşlığı verilmesidir.
reşit olmuş her türk(!) vatandaşı gibi suriyeliler de oy verme hakkına sahip olacaklardır.
sayıları binleri-onbinleri bulmuş, daha da artacak bu türk(!) vatandaşları oylarını kimlere verir acaba?
ülkemize getirilip bizim vergilerimizle bakılmakta olan bu suriyeliler'in tc vatandaşı olması kimin işine gelir acaba? https://galeri.uludagsozluk.com/r/516267/+
beşiktaş'ın taktiksel analisti. ben de diyorum bu gol sevinçlerinde çocuk gibi sevinen sarışın kim?
nasıl beşiktaşlıysak dortmund'dan böyle birini getiriyoruz haberim bile olmuyor.
vivident'in piyasaya yeni çıkardığı sakızdır.
sloganı da en az 45 dakika kesintisiz ferahlık vermesi.
reklamında gençlerimiz sakızı attıktan sonra yiyişmeye başlıyorlar.
ahanda burda:
adamlar bildiğin sevişmelik sakız çıkarmışlar. süresi de 45 dakika. ideal. vay be. bunlar hep batının ahlaksızlığı tebi.
bilgi üniversitesi anketörlerinin taksim'de direnişçiler arasından 3000 kişiye yüzyüze soru sorarak (ki bu rakam bir anket için önemli bir rakamdır, yanılma payı oldukça düşüktür) yaptığı ankettir.
--spoiler--
Yüzde 53.7'si daha önce hiç bir kitlesel eyleme katılmayan eylemcilerin yüzde 70'i kendini hiç bir siyasi partiye yakın hissetmiyor. Yüzde 14.7'si bu konuda kararsızken yalnızca yüzde 15.3'ü ise kendini bir siyasi partiye yakın buluyor.
--spoiler--
--spoiler--
Bağlı bulunduğu siyasi hareketin yönlendirmesiyle eylemlere katıldığını söyleyenlerin oranı ise yalnızca yüzde 7.7 düzeyinde.
--spoiler--
başbakan'ın insanları "çapulcu" olarak nitelendirmesinin -ki sürekli eylem yapma halinde olmak veya alkol kullanıyor olmak çapulculuk değildir- yanlış olduğunu görüyoruz. çünkü katılanların çoğu ilk kez bir eylemde bulunuyorlar.
ayrıca akp'nin dediği gibi hepsi "cehape" li değil. yüzde 70 gibi büyük bir kesim kendini hiçbir siyasi partiye yakın hissetmezken, yüzde 14.7 de kararsız. sadece yüzde 15.3 'lük kesim kendini bir partiye yakın görüyor.
--spoiler--
Buna göre, protestolara destek vermelerinde Başbakan'ın otoriter tavrının etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 92.4'le birinci sırada.
--spoiler--
bu biz normal insanlar, koyun olmayanlar için sürpriz değil. belki akp'ye gözü kara şekilde bağımlı olup akp'nin çok demokrat bir parti olanlar için bir şey ifade eder.
--spoiler--
Polisin protestoculara uyguladığı orantısız gücün etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 91.3, demokratik hakların ihlal edilmesinin etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 91.1, medyanın suskunluğunun etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 84.2 Ağaçların kesilmesinin etkili olduğuna kesinlikle katılanlar yüzde 56.2.
--spoiler--
bu da park için başlamış olan eylemlerin neden bu kadar büyüdüğünü ve neden bu kadar coşkulu olduğunu anlatıyor sanırım.
--spoiler--
Protestoların sonucunda ne olmasını istedikleri katılımcılara soruldu:
"Polis şiddeti dursun" yüzde 96.7,
"Bundan sonra özgürlüklere saygı gösterilsin" yüzde 96.1,
"Yeni bir siyasi parti kurulsun" yüzde 37.
--spoiler--
bu da insanların mevcut düzenden ne kadar sıkıldığını (akp ve muhalefet de dahildir) gösteren sonuçlar. insanlar yeni bir düzen istiyor artık.
--spoiler--
Sonuçlara göre "Askeri müdahale" olmasnı isteyenlerin oranı ise çok düşük. Bu fikre kesinlikle katılanlar yüzde 6.6, katılanlar ise yüzde 2.3. Darbeye karşı olanlar ise yüzde 79.5'la ezici çoğunluğu oluşturuyor.
--spoiler--
bu da bizim kraldan çok kralcı olan akp militanlarımıza gelsin: katılımcılar sizin deyiminizle "postalcı" değil.
okumayı bilene bu anket çok önemli bilgiler sunuyor. marifet, kendini yeni düşüncelere açık bırakarak okuyabilmekte, gözünü açabilmekte. akp'li olmayan herkesi anarşist, kemalist, cuntacı, postalcı olarak görmemekte.
bir yılmaz vural beyanatı.
elazığspor'dayken gekas'ın kapılarından döndüğünü, gekas'ı almış olsalardı uefa'ya gitmiş olabileceklerini söylemiş.
ahanda linki: http://www.ligtv.com.tr/h...lazigin-kapisindan-donmus
hoca çok antipatik ve çok gereksiz bir adamsın be. artık bıraksan şu işleri. senin gibi birine gerçekten türk futbolunda ihtiyaç yok. sırf zararsın.
alex'in heykelinin dikilmesini kıskanan gs'lilerin yaptığı eylemdir.
e parasını cepten verecek halleri yok tabi. toki ne güne duruyor? **
edit: bu sözlükte hala beşiktaş'lı olduğumu bilmeyen varsa yuh. yaratıcı bir espri diye sözlükte paylaşalım dedik. illa fenerbahçe'li mi olmak lazım?
hangi kafayı yaşadığı belli olmayan akp'lilerdir.
rte'nin konuşmasını dinlemek için uzak şehirlerden gelmeye üşenmeyen akp'lilerdir.
nedense sadece rte hazretleri karşısında bu kadar duyarlı olabilen akp'lilerdir.
barzani'ye "türkiye seninle gurur duyuyor" çekerler. *
türkiye bu kadar şehit verdi. acaba birinin cenazesi için bu kadar yol giderler mi? veya en azından rte'ye ağladıklarının yarısı kadar ağlarlar mı?
bunlar kesin uyuşturucu bir madde falan kullanıyorlar. çünkü normal kafadaki insanın bunları anlayabilmesi normal değil.
zamanında survivor yarışmasına katılmış bir ablamız.
yalnız bilen bilir, meşhur olduğu nokta survivor programları değil, sonra patlayan başka tür filmleri. * https://galeri.uludagsozluk.com/r/327583/+
3 kilo taşşak gerektiren eylemdir. kendine güveni, fiziksel-mental bakımdan hazır olmayı ve tüm gücünü sahaya yansıtmayı gerektirir. alnının akıyla çıkar, kızı tatmin edersen sana karada ölüm yok.
zamanında aziz yıldırım'ın selçuk dereli'ye söylediği söz.
bir daha benim stadımda ve avrupa'da maç yönetemeyeceksin diye de tehdit etmişti üzerine.
bunun üzerine aziz yıldırım, selçuk dereli'ye tazminat ödemeye mahkum edilmişti, ki zaten şu anda tazminatların en büyüğünü ödüyor kendisi.
beşiktaş'ın aynı mevkide oynayan iki portekizli orta sahası.
biri an itibariyle quaresma ile birlikte takımın en büyük tehdidi, karşı takımların mutlaka önlem aldığı, oynadığı her maçta fark yaratan bir futbolcu.
bonservisi 2 milyon avro. *
birisinin hakkında hiç bir fikrimiz yok. çünkü oynamıyor. orada adam eskikse göbeğe gerekirse toraman çekiliyor ama bu adam oynamıyor.
bonservisinin yarısı için 3 milyon avro ödedi futbol dehalarımız.
sema maraşlı adlı önemsiz bir yazarın önermesi.
ikinci bir sibel üresin vakası yani.
"ablalarım; sizin türban çok sıkmış, gevşetin biraz" diyorum, başka da bir şey demiyorum.
fenerbahçe'nin 18 aralık 2011 fenerbahçe trabzonspor maçında trabzon'u yendikten sonra kazım koyuncu'nun hayde gidelum şarkısını çalmasının ardından, eğer yapabilirse, trabzon'un fenerbahçe'yi yendikten sonra avni aker'de yapması muhtemel olaydır.
böyle şeyleri asla takdir etmiyoruz. ayıptır. kim düşünüyor böyle şeyleri?
pes.
ciddi misin sayın bakanım yav?
parası teröre mi gidiyor?
allah allah bak sen şu işe.
ee neden insanları zorla o tarafa itiyorsunuz madem?
yoksa aslında gerçekten istediğiniz bu mu ki?
sözcü gazetesi'nin 20 ekim 2011 başlığı.
karakter sınırlamasına takıldı aslında. tamamı; bu kafayla giderseniz şehitler de ölür vatan da bölünür olacaktı.
cesur bir başlık. çok eleştirilecek malum kesim tarafından. doğruluğunu ise inkar etmek oldukça zor.
milletimiz aklını başına toplamadıkça şehitler de ölecek, vatan da elbet bölünecek.
her şey hazır zaten artık bunun için.