jean amca gene sonunda ''sıkıldım de haydi gidin anlatmıyorum!'' diyen dedelerimiz gibi bitirmiştir hikayeyi. siyah kan ı okuyanlar kitabın sonunu daima tahmin etmişlerdir ayrıca jean amcanın her kitabını iyi sonla bitirmesi de çok berbat bir durum okurken artık insan heyecan yapmıyor ne olsa sonu aynı diye.
eğer satıcı bayansa bedavaya bile alabiliyorum ben.
-güzel bayan bu bilgisayar ne kadar?
+5000 tl. aaaman allahım! bu ne yakışıklılık!
-sizle bir akşam yemeğine çıkalım buyrun kartım fakat randevuları 2014 e verebiliyoruz şu an çok yoğunuz.
+peki buyrun bilgisayarı.
-teşekkürler...
selametle.
not:para vermekten çekindiğimi sanmayı ama çok eğlenceli bu ya hu!
seks doğal bir ihtiyaçtır efenim. ayrıca imam nikahı denen bir şey var lütfen insanları zan altında bırakmayalım.
sevişecek kişiler lütfen sevişecekleri kızların kimliklerine baksınlar! özellikle müslüman hanesine! türk değilse kız sevişmeyin. aids felan gibi ecnebi hastalıkları olur allah korusun!
çok büyük bir ayıptır. güzelim yerli markalarımız dururken gidip nike,adidas,puma kullanmaktır.
hem çocukluğuma dönmek için hem de acaba devlet okulu nasıl bir yer diyerek bir ilköğretim okuluna gittim geçenlerde. çocuklar sayışıyorlar yani sayışıyorlar dediğim saydırıyorlar birbirlerine. ana avrat düz gidiliyor. bizim zamanımızda böyle şeyler yoktu tabii. sayışalım dendiğinde sayışırdık biz. portakalı soyar başucumuza koyardık o derece.
neyse efenim konumuz bu değil. minik emo kızlardan felan hiç bahsetmeyeceğim. asıl konumuz birbiriyle marka yarışı içinde olan gençlik.etrafı izlerken birden dikkatimi maç yapan ufaklıklar çekti. toplarına baktım nike total 90 yazıyor kocaman.
allah allah dedim bizim zamanımızda yoktu ya hu böyle şeyler. biz boş teneke kola şişeleriyle maç yapmış nesiliz sonuçta değil mi? insan zengin olsa bile en az 1 kez yapmıştır bunu. hatta kafamda bu yüzden yarıktır. konu açılmışken onu da anlatayım hemen.
bir gün çocuğuz topta yok elimizde hemen teneke kola şişesini ezdik ve oynamaya başladık. top taça çıktı ve arkadaşıma ''kafalık aaaat!'' diye bağırarak boşa kaçtım o da attı. nereden bilebilirdim ki o tenekenin kafamı yaracağını. asil türk kanım adeta boşa aktı o gün. ne goldü hala unutamıyorum. kendimi kolu çıkık maç yapan bülent korkmaz ile eşleştiriyorum şimdide ben daha karizmatiktim be!
neyse işte bu veletler maç yapıyorlar nike topla tam o sırada olayları dışardan seyreden yırtık kramponlu bir çocuk gördüm. hemen yanına gittim:
-neyin var evlat?
+çok fakirim yakışıklı abi! arkadaşlarım topla oynatmıyorlar.
-nedenmiş o?
+çünkü ayakkabılarım yırtık ve pis topa vurunca top kirlenirmiş.
-tamam o zaman! gel sana bir ayakkabı bir top alalım üstüne başınada çeki düzen verelim!
+olmaz!
-nedenmiş o?
+annem dedi ki sana şeker veririz felan diyenlere kanma inşaata götürür...
-anladım tamam devam etme. bak bakayım tipime sana mı muhtaç kaldım ben ya hu? ayrıca taşıdığım asil müslüman ve türk kanı buna müsade etmez!
+haklısın abi gidelim.
yola koyulduk hemen. gittik bir adidas mağazasına her ne kadar yabancı marka almaya yanaşmasamda bu kez mecburduk yoksa çocukla alay edeceklerdi. messi'nin giydiği kramponların halısaha versiyonunu buldum aldım çocuğa tabii bir de dünya kupası topu almazsak olmazdı.
inanır mısınız, o üç bant işaretini gördüğünde çocuğun gözleri ışıldadı. tekrar çocuğu limuzinle eve bıraktım annesine teşekkür etmemesini söyledim ve limuzine binip şöförümden sürmesini istedim.
bir çocuğu daha mutlu ettikten sonra kazasız belasız kızların saldırısına uğramadan gideceğime tam seviniyordum ki kızların gözü yaşlı beni seyrettiğini gördüm.
-murtaza hatırlat buraya bir daha yardım yapalım. kömür dağıtırız!
%tamam abi ama bu sıcakta ne kömürü?
-kömür hep lazım olur murtaza.
işte müslümanlık ruhu budur! mübarek ramazan ayında tüm müslümanlar birbirlerine seri artı oy verip sevindirmeli. ben nick altıma, açtığım başlığa entry girenlere kafadan 1 artı oy veriyorum zaten. sevap ya hu.
ramazanda alkol almayıp üzüm yiyerek kendimden geçiyorum her akşam. bir büyük salkım bitirmek her yiğidin harcı değil. allahtan türküz de ayrı bir gücümüz var.
çok büyük bir saçmalıktır zira güzelim asil türkçemiz varken bir insan neden gidip yabancı şarkı dinler anlamış değilim.
geçenlerde sokakta anormal bir şekilde yürüyen iki gence rastladım. telefonlarından hızlı hızlı bir ritimle müzik süzülüyor ama ne dediği bile anlaşılmıyor yani. hemen yanlarına gittim:
-asil türk gençliği neden böyle garip şekilde yürüyüp garip müzikler dinliyorsunuz?
+bu zenci yürüyüşü abi! rapçiyiz biz!
rap, zenci! aman allahım! rap'in açılımını biliyordum ve zencinin açılımını allahtan bilmiyordum düşünsenize zenci geçiyor karşınıza açıyor sallıyor! allah korusun! bir de yakışıklıyım arkayı kaptırabilirdim.
neyse rap'in açılımı rytmic american poem di! ingilizce bilmeyenler için:ritmik amerikan şiiri.
o an kendime zor hakim oldum, ergenliklerine verdim tokatlamadım türk filmlerindeki gibi.
-bakın çocuklar; siz türksünüz ve türk gibi davranmalısınız. bu rap zırvalığı tamamen amerikan kültürünü yaymak içindir. Sizin gibi genç beyinler hele şu yaşlarda anlayamıyor çünkü kan başka yerinize pompalanıyor biliyorum fakat lütfen elinizi çükünüzden çekip biraz vicdanınıza koyun.
iki çocukta boynunu öne eğdi ve ''allah razı olsun abi bize doğru yolu gösterdin.'' dediler. cep telefonlarını alıp tüm müziklerini sildim. çocuklara ise biraz daha nasihat ettim:
-asil bir türk genci türkçe şarkılar dinlemeli. bizim kültürümüzde türkü vardır. o güzel anadolunun bağrından kopma türkülerimiz bize en çok yakışandır.
çocuklar zenci yürüyüşünü bırakıp türk yürüyüşü moduna geçmişlerdi. bende bir işi daha türklüğümle çözmenin verdiği hazla arkamı döndüğümde tabiki bir sürü kız ile karşılaştım. allahtan ara sokaklara girip atlatmayı başardım.
içler acıtan türk kızıdır. düşünsenize sizin işleriniz bitmiş limüzininiz ile eve dönüyorsunuz fakat o da ne? bir kız yol kenarında otostop çekiyor. hava da nasıl yağmurlu bir görseniz! şampuan olsa banyo yapabilirsiniz o derece. hemen yakışıklılığım ve hümanist olmam o kıza yardım etmemi söyledi. ne de olsa ikimiz de türk ve müslümandık.
şöförüm bayana sizi isterseniz bırakabiliriz. dedi fakat kadının verdiği cevap gerçekten yürekleri dağlayan cinstendi:
-olmaz siz beni kötü yola düşürürsünüz. bu ne pezevenk arabası gibi?
tam o sırada daha fazla hakaret edilmesine dayanamadım ve limuzinden indim. hemen şöförüm müdahale edip şemsiyemi getirdiysede ben şemsiyeyi almadım ve kızın göslerinin içine bakarak konuşmaya başladım:
+türk kızı, bana pezevenk dedin fakat ben müslüman,türk ve zengin bir gencim.
-aman allahım! ayrıca yakışıklısınızda.
+evet fakat bir önemi yok lütfen buyrun limuzine sizi gideceğiniz yere bırakalım.
-bu limuzin çok pahalı olmalı, ben sırılsıklam oldum hep ıslatırım döşemelerini felan.
işte o an ağlamaya başladım. fakir ama gururlu türk kızı bu olmalıydı!
-neden ağlıyorsunuz?
+ben yakışıklı,zengin,dindar ve türk biri olarak ayrıca duygusalımda.
-anlıyorum fakat benim için siz de ıslandınız.
+sizin gibi asil bir bayanı ıslatan gökyüzü ıslatsın beni. ne zararı var ki?
-çok romantiksiniz. adınız ne?
+caar.
-caar mı?
+pardon o sözlük nickim asıl ismim caar.
-anladım fakat ben çok üşüyorum.
+lütfen bagajdan battaniyeleri verirmisiniz? işte buyrun. artık gidelim ayrıca hadi.
-siz olmasaydınız o asil türk vücudumu üşütebilirdim saolun.
+elbette, ben asil türk kanını taşıyan bir kahramanım unutmayın.
-elbette. size arkadaşlarınız ne der çoğunlukla?
+yakışıklı der.
-ne kadar güzel bir lakap!
+size ne derler?
-bana çiki derler.
+bundan sonra sizin lakabınızda suluperi olsun en iyisi.
-çok güzel bir lakapmış! sağlam kafa sağlam vücutta bulunuyormuş demek.
tam bu sırada adeleli vücudumu ellemeye başladı ve ben ellerini üzerimden çekip:
+lütfen sayın suluperi!
-benden hiç etkilenmediniz mi?
+siz hoş ve güzel bir bayansınız fakat ilk olarak kimliğinizi ve kimliğinizdeki müslüman hanesini görmem gerekli.
-anlıyorum buyrun.
+evet türk ve müslümansınız ayrıca güzelsinizde.
-siz ise çok yakışıklısınız.
+şöför bey eve sürünüz!
eve geldiğimizde üzümlerimizi getirdim fakat kız reddetti. neden yemiyorsunuz diye sorduğumda ise:
-beni çarpıyor lütfen siz yiyin.
şeklinde cevap verdi. o gün zavallı bir türk kızını kurtarmanın verdiği gururla kendimi bir kahraman gibi hissettim.
her zaman yaptığım eylemdir. zira ben asil bir türk olarak daha başka film izleyemem! geçen gün kardeşim ve ben yan yana oturmuşuz türk filmi izleyerek ağlıyoruz hatta öyle bir ağlıyoruz ki evde peçete bitti ve artık göz yaşlarımızı türk lirasına silmeye başladık.
tam o sırada dışarıdan sesler gelmeye başladı.
-orospu çocuğu! orospu çocuğu!
aman allahım! bu melodi bu ses! aniden dışarıya fırladım ve sesin geldiği yere gittim. bir çok çocuk bir çocuğun etrafını çevirmiş melodik bir şekilde ''orospu çocuğu!'' diye bağırıyorlardı! hemen atıldım ve ortalarında ağlayan çocuğu kucaklayıp o meşhur repliği kurdum:
+anası orospuysa bu yavrucağın suçu ne he?! hiç mi vicdan yok sizde! analarınızı, babalarınızı türk lirası ile döveceğim! hatta yakışıklılığımı kullanarak sizinde ananızı orospu yapabilirim fakat neyseki ben bir müslümanım ve bunu yapamam!
çocukların hepsi boynunu öne eğmiş sözlerimi dinliyorlardı fakat aradan çıkan bir çocuk boncuk tabancasını ağlayan çocuğa doğrulttu, tam tetiğe basacakken önüne atladım ve o boncuk bana isabet etti!
+Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden âbduhu ve Resuluhu.
%abi kim kıydı sana!
+ben kutsal bir amaç için vuruldum kardeşim!
%abi aile doktorumuz burada hemen kurtaracak seni!
&önemli bir şey yok! allahtan sayın caar çok kuvveti bir kişiliğe ve türk kanına sahip. söylemeye dilim varmıyor fakat türk kanına sahip olmasaydı o boncuk caar'ın naciz bedeninde bir kızarıklığa neden olabilirdi!
+aman allahım! o vahşi çocuğu bulun ve dinimizi, türklüğün esaslarını öğretin!
%tamam abiciğim! sen yeter ki iyi ol!
o gün bir gerçeğin farkına vardım! kendini birisi için feda etmek dünyadaki en kutsal eylemlerden biriydi! o boncuk vücuduma temas ettiğinde gördüğüm parlak ışık ve bana gel diyen beyaz giyisili amcayı hala unutamıyorum...