eskiden sevgililerin sokakta el ele dahi tutuşamadığı zamanları ve de şimdi insanların insan içinde rahatlıkla (ya da utanmazlık mı desem) her şeyi yaşayabildiğini düşünürsek, gayet doğaldır.
islam dini insandaki cinsellik duygusunu asla bastırmaz. müslümanlar ruhban değildir. hani başörtülü kızların diğerlerinden daha fazla dindar olduğunu inkar ediyordunuz? eğer bunu inkar ediyorsanız başörtülü kızın öpüşmesi neden koyuyor? baş örtünce daha dindar olunmuyorsa başörtülü kızın öpüşmesi neden anormal olsun? bana kalırsa önce herkes çelişkilerinden kurtulmalı, sonra da marifeti 15 satırlık bir cümle yazmakta görmemeli.
dünyanın neresinde olursa olsun sağlıklı bir insanın, 'yuh kardeşim siyasetin de bir onuru bir tutarlılığı vardır' diye tepki göstereceği olaydır. koskoca anamuhalefet partisinin durumu içler acısıdır. bu olayın iç yüzü dış yüzü yoktur. her şey ortadadır ve chp kendi sonunu kendi hazırlamaktadır.. bir yerde iç çatışmalar çıktı mı, ordan hayır gelmez artık..
zengin erkeğin annesi tarafından türlü imalara ve bakışlara maruz kalacak vah zavallımdır. zengin erkeğin hayatında ilk kez aşık olduğu, saf ve temiz kişiliktir.
bazı kesimler tarafında tehlikeli bulunan, korkulan kızlardır. neden mi? çünkü o kesimler aslında gayet iyi bilirler, bu kızlara baktıkları zaman gördüklerinin çok daha ötesinde bir şeylerin kızların kalbinde olduğunu bilirler. bunu engellemek için başörtüsüne "bez parçası" diyerek onu önemsizleştirmeye çalışırlar. ama korkuları boşa değildir. evet başörtülü kızın, bir müslümanın kalbinde öyle bir iman vardır ki, o başörtüsü kalptekinin dışa vurmuş halidir. bunu engellemekse kolay değildir, nitekim engellenememiştir. eğitimli müslümanlarınsa güçlerinin yetmeyeceği yer olmayacaktır. müslümanları etkisiz hale getirmek için de onların eğitim haklarının ellerinden alınması gerekmektedir. bu da o kesimlerin onursuz, ama yakın zamanda hüsranla bitecek mücadelesidir..
sorma nedenn neden geceler bu kadar sessizz
neden derler iyiler çok yaşamazz?
al bu canımm senin seninn olsun
elimde klavyem yazıyorum seni yine sözlüklere
aylarr aylarr kitap olmuş anılarla gizlesem hiçç fayda etmezz söylesem de daha beterr
rafet el roman. bu adam hayatının sonuna kadar şarkı yapsın..
müslüman olmasından kaynaklanır. bir müslümanın başka dinlerdeki insanlar için kötü düşünmesi veya bu yüzden onlara zulmetmesi olanaksızdır. zaten allah ın da dediği gibi:
119- Al imran: "işte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz..."
işi yapanın yandığı anlamına gelen bir icraattir. bu ülkede konuştun mu mazallah, kendini hapiste bile bulabilirsin. belli kişi, kuruluş ve rejimler hakkında kötü bir düşüncen varsa yandın demektir.. çünkü türkiye de konuşma, düşünme, inanma yani yaşama özgürlüğü yoktur.
sözlük dışında da pek çok yerde gayet olağan bir şeydir -ki ancak medeni insanlar hazmedebilir- birtakım insanlar bazı şahıslardan veya onların icraatlerinden hoşlanmayabilirler. başka birtakım insanlarda o insanların hoşlandıklarından hoşlanmayabilirler. şimdi komik olan şu, kalk sen birilerine yobaz, gerici, köylü, gerikafalı, örümcek beyinli de; ondan sonra onlar sana aynı şekilde karşılık verince de sen vatan hainisin sen osun busun de. tahammül edeme, sana tahammül edemeyene havla. nasıl bir anlayış, nasıl bir zihniyet aklım almıyor.. sonra da bu kadar kusurun varken bir de üstüne kalk özgürlükten, medeniyetten, düşünce özgürlüğünden, eğitimden bahset. yani bazı insanların ağzıyla konuşacak olursak -bana hiç yakışmadığını düşünsem de- bütün bu insancıl kavramlardan bahsetmek senin neyine şerefsiz? diye sorabilirim..
her yaşta devam eden kafayı yediren korkudur. 20 yaşına gelmiş olan ben hala bunu düşünürüm arada, ağlarım bile. nasıl dayanırım diye düşünüp kendine eziyet eder insan. bir yandan onlardan önce ölmek istersin, ama onları o kadar seversin ki evlat acısı tatmalarını istemezsin, ben onların ölümünü görmeye razıyım, yeter ki onlar evlat acısı çekmesin dersin..
zor bir yaşta olmaktır. zaman hızla geçmekte, üniversitenin sonuna gelmektedir kişi. ne olacak şimdi sorusu hergün beyni tırmalar. okul sonrası yapılacaklar bir yandan, evlilik hakkındaki düşünceler bir yandan, gençlik kıpırtılarıyla hergün gezme tozma isteğiyle yanıp tutuşmak başka bir yandan, ailevi problemler diğer bir yandan tıpkı bir eziyet gibidir..
ama güzeldir. normal şartlarda, eve gelirsin, yemeğini annen hazırlamıştır, baban cebine harçlığını koyar, onun sana aldığı arabaya biner okuluna gidersin, arada ders eker arkadaşlarınla gezersin, hayat okul ve gezmeden ibarettir. alışveriş yaparsın arada, fast food yemekten ölmek üzeresindir, ama vazgeçemezsin..
"EY INSANLAR! Sözümü iyi dinleyin!Biliyorum,belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birlesemeyecegim." kısmı son derece duygusal olan, islam dininin insanı ve şerefini nasıl koruduğu, insanın malına da canına da nasıl sahip çıktığı, kötü şeyleri nasıl elinin tersiyle ittiği hakkında temel bilgi veren, okudukça okunası gelen, ağlatan, peygamberi özleten, ona kavuşma hissini artıran muhteşem konuşma.
bir zamanlar internetin ve chatin bile insanlara ne kadar uzak geldiğini düşünecek olursak, ilerde insan ve dünya üzerinde bunlardan çok daha etkili olacak şeylerle insanoğlunun karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğunu anlayabiliriz. bu yüzden dabbetül arzın ne olduğunu tahmin etmek çok zor, hatta imkansızdır.
kıyamet alameti dediğimiz şey ise aslında karışıktır. Allah ayette kıyametin tarihini neredeyse kendinden bile sakladığını söylüyor. peygamber efendimiz ise kendisine bu konuda bilgi almak için gelen insanlara bu konularla çok uğraşmamaları gerektiğini, bu bilgiyi kendisinin de bilmediğini, zamanının yalnızca allah ın yanında olduğunu söylüyor.
kıyametin kopması içinse hiçbir şeye ihtiyaç olmadığını belirtiyor ve ayetlerde de kıyamet bir anda olacak bir şey olarak tanımlanıyor. çünkü zaman dediğimiz şey allah katında ve dünyada bir değil. bu mefhum iki tarafta farklıdır ve belki allah katında kıyamete 1 saniye kalmışken, bu dünyadaki zaman mefhumunda 1000 yıla işaret olabilir. bu yüzden bu ve buna benzer konuların (cinler, ruhlar alemi) çok kurcalanmaması gerektiği ve allah a tevekkül edilmesi gerektiği, kaçınılmaz olan bugüne hazırlık yaparak hayatımızı geçirmemiz gerektiği peygamberimiz tarafından belirtilmiştir.