bir arkadaşın tavsiye ettiği kafa rahatlatma yöntemi. köleni uludağ sözlükten al diyor. e dedim sen benim kölelerime ne yaptığımı bilmiyo musun esat, ahahahaha abi zaten onun için diyorum ya ibneliğine yani diye kahkahayı bastı.
evet kölelerime ne yaptığımı merak etmek yerine itaat edin ve azad kabul etmez kölelerim olun. erkek ve kız fark etmez. erkekmiş, aranızda erkek mi var lan sizin. kambur, ingilizce baskılı tişört giyip ''bu hafta vizeler çok kastı yeaa'' diye geviş getiren bir güruh ancak köle olabilir. kızlar sizin durumunuz farklı olacak. özel bu. şimdi çağrıma kulak verin ve usulca yanaşın büyük efendinize.
can sıkıcı bir durumdur.ben evde sos-103 sınavlarını vermek için gece gündüz uyumiyim, kahve üstü kahve içip dersi geçmeye çalışayım, kadın tek başına deniz-kum-güneş üçlüsünün tadını çıkarsın. umarım o erkan denen adam arkadaşlarıyla beraber aynı otelde kalmıyorlardır. annemi üç arkadaşıyla beraber evimizdeki yatak odasında bastığım günden sonra düşünmek bile istemem bu durumu açıkcası.off aman neyse yaa sınavlara kasayım en iyisi.
yanlış yapan kız.
zevklidir yastıkla kendinden geçmek. bacakları sonuna kadar aralayıp, diplerine kadar yumuşak ve şişko yastıkla dolmak. içinde bir de sert ve kocaman kabarmış erkeklik olsaydı diye iç geçirmek..ahh etmek.
internet gençliğine internet kanallarıyla reklam edilerek pazarlanan uyuşturucu. orospu çocuğu çok. bütün sözlüklerde bir şekilde sol şerite özellikle taşınıyor. bu iş için para alanların sayısı ise hiç de azımsanacak kadar değil. yeni uyuşturucuyu piyasaya sürmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. reklamın iyisi kötüsü olmuyor işte. güya kötüleyenler var ya..işte onlara dikkat. asıl amaçları bu uyuşturucuyu daha fazla göz önünde tutmak ve konuşulmasını, merak edilmesini sağlamak.
herkes dikkatli olsun. bu yarrak kafalılara kanmayın ve bu uyuşturucuyu kullanmayı bir sosyal statü, ''cool'' görünme ARACI, farklı olma materyali olarak görme sikikliğine düşmeyin.
bu işleri iyi bilen biri olarak size tavsiyem. muhtemel yaş aralığı 20-25 olan üniversite sözlüğünde yazan bir ağabey tavsiyesi..
evcilik oynamak isteyenler için birebir olsa gerek diye düşündüğüm tren hattı. hat mı? 1 km 2 mi lan? ipi fırlatsan sonua değdirirsin yani. izban'mış.zannedersin şikago tren yolları:http://media.npr.org/news...64211540735bab-s6-c30.jpg
abartmayın lan işte. izmir'inizi yedirtmeyin bana. fotoğraflarına baksan içini hüzün kaplar insanın. gelişememişlik, bir geliş-gidiş hattıyla yetinmek..boktan şeylere mana yükleyip ana meseleleri gözden kaçırmak..sıkıcısınız be izmir nostaljik ve romantikleri!
maaş mı alıyorsunuz lan yoksa izmir belediyesinden!?
karısını metresiyle aldatan ve metresi bende ne buluyosun diye sorduğunda bana iyi geliyorsun diye cevaplayan beyaz yakalı kent erkeğine yoğunluktan zaman ayıramadığı karısının haklı serzenişi.
paris'e son gidişimde ingilizce sohbet etmeye çalıştığım saray güzeli. konuşurken yüzüne bakamadığımı fark ettim. zihnimden genç olsaydı, şimdi ben yaşlarda heralde o zaman parfümünün kokusunu duyumsamak yeterdi ölmem için.
sanat hayatımın üçte birlik kısmının en ala devrini yaşattığım ve yaşadığım belde-i tayyibe. mutena semt. yahya kemal'in takıldığı kafelerde fransız dilberleri öpmek hiç içimi acıtmamıştı doğrusu. hoca tahsin efendi'nin sen nehri kıyısında dilberlere şiir düzdüğü kafelerinde ben interneyşınıl güzeller yalarken aklıma derya'm gelmiş idi oğlum pusat gelmiş idi.
kimi kez kendini kaybedercesine şanzelize'de alışveriş yapmak, kimi kez quarter latin'de kahve yudumlamak, kimi kez ise bir fransız asilzadesine bonjour demek, kimi kez ise kitapçılarda kaybolmaktır...
zekâsına ve kültürüne on bin kitab devirmiş, ilber ortaylı, wallerstein, zizek, alev alatlı, bernard lewis gibi hatrı sayılır dostları olan, üç tanesi nazarî olmak üzere 5 kitab yazmış biri olarak köpek olmak arzu eylediğim prenses. acaba seni doğuran ana düşünmüş müydü varlığınla ben gibi birine ciğer-sûz zulümler edeceğini?
yüksek sosyetenin toplumsal duyarlılık projelerininin vazgeçilmez ismi, türkiye'nin ilk halkla ilişkiler uzmanı, muteber ve 'soylu' bir istanbul kadını. sosyete el üstünde tutuyor kendisini.
büyük ihtimâlle tek bir kişinin kendine ulvî bir amaç olarak bütün ülke sathına ''çâre sarıgül'' yazmayı vazife edindiği adam. benim gördüğüm kadarıyla yazım tarzı hep aynıydı. adam ya bilerek seyaahat ediyor, ya da ettikçe seyahat oraya buraya çare saıgül de yazayım falan diyor.
ama tabiii bunun bir halkla ilişkiler çalışması olduğu da muhakkak. bence bir tür pr çalışması. bu adamlar şunun çok iyi farkındalar ki gençlik böyle şeylere zıp diye atlıyor sorgusuz sualsiz ve internette gülüşmek için paylaşıyor. mehepe'nin püskevit olayı çalışılmış değildi ama mehepe kanadı bundan rahatsızlığı bırak aksine hoşnud oldu. zira düşünülüyor ki reklamın iyisi kötüüs olmaz, gençlik de bizi konuşur, konuşsun da. onlar için bu bir artı. zaten sarıgül'ün imajı da sempatik bir belediye başkanı odluğu yönünde. kimsenin bu adamla bir derdi yok. onun işine geliyor böyle gençliğin kendisini konuşması.