suratına baklmayacak koca götlü koca memeli kız bile bikiniyi giyip plaja indiğinde cenifır lopez oluyor avradını sikiyim.
lan sanki yaşayan son dişi sensin, vermessen sıçtık.
abi atmışsın halk plajına havluyu, paşalar gibi sürmüşsün gelişi güzel üç beş faktör güneş kremini, inceden güneşleniyorsun, cevrenden gelen seslere şöyle hafiften bi göz atıyorsun,
aman o malak kız baktıgını mı sezdi tamam amına koyim, izle şimdi tiyatroyu hani bakanı var ya şimdi podyum olur kaderine sürdümün plajı.
bu kakalak kız modeli, 1.80 lik rus hatun kişisinin önünden geçerkende utanmadan aynı artislikle geçer o vakit kan beynime sıçrar, şeytan der gel şu şezlonga bi tekme at kır ne kadar ayak parmağı varsa.
birde çift halinde plaja gitmek var cok enteresandır, öğrenciliğimizi tatil bölgesinde yaptığımızdan gözlemleme sansımız her zaman mevcuttu, yine bir öğrenci grubu olarak denize gitme eylemi içerisine yengenizide dahil etmiştim, bizimde yenge dediğimiz başka arkadaşların olması kaydıyla.
arkadaşım sanki dün gece yanımda yatan hatun plaja geldiğinde başka bişey oldu, ne ara değiştin amına koyim, insan kendi sevgilisinden ürker mi lan, sanki murat boz klibi çekiyoruz, doğal olun lan!
her zaman bulaşık yıkamasına tavla attığımız kadın, plajda "seks on dı biçine oynarım" diye dikelince tavlayıda, plajıda kırasım geldi, canım yandı.
taklit-öğrenme-iletişim-bilişsel gibi tercihini sonraya -en azından bu yazı boyunca- tehir edebileceğimiz kavrama biçimlerinden biri ya da birkaçı ile toplum içerisinde kimlik edinen birey, başkasının biricikliğinde kendisinden farklıdır ya da eksiktir; anlama sürecinde tamamlanır: törpülenir, birleşir, tasnif edilir ve kaydedilir ne yazık ki. şeyleri, fıtraten kendi biricikliğinde tanımlama, tasnif cehtiyle insan, şeylerin egemenliğinden egemenliğin şeylerine geçişin imkânını siyaset alanında da arar. zira birey/toplum tekinsizliği ortadan kaldırmanın sath-ı mailinde etrafını kendiler. siyasetin rüknü insanın bu otokton bileşenidir ve yineleyelim insan eksilterek var olur ya da insana tamlayarak. aşmanın yolu ise toplumsal eylemliliktir.
empati dedikleri diğerini basitleştirme, onu kendi acılarına momentleyerek görünmez hale getirme, çevreyi kendimize ilişkin kılma gayretkeşliği yersiz ve yetersiz bir uğraştır. farklılıklara dair fasılanın empati ile katedilmesi yani başkalarının yerinde olduğumuzda çekeceğimiz acıları anlama, ötekinin arka planını, kendisini oluşturan kendisinden daha fazla bir şeyi atıllaştırarak/akimleştirerek, özgüllüğünü yok ederek basit bir eş duyuma şandellenmesidir ve ötekini dinleyenin kendisi ile kaim hale getirir. ötekini, varid kılınabilirliğini ararken iki kere dışlamaktır empati. ötekini kendi beyaz türklüğüne memur etmek, en naif tabirle tahammülsüzlüktür.
bakın güzeller, bakın canlar ötekinin ötekiliğini inkâr eden, eşduyum ile ben diyeni irşad namümkündür. kendi pencerenizden, kendi etiketlerinizle okumaya çalışıyorsunuz, daha en baştan ötekini kendinize deniyorsunuz. e buna totoloji diyorlar, narsizm diyorlar...
ötekinin söylemini -deneyimin imgesel boyutundan ibaret bir alana hapsolmuş halde-, o söylemin bize geri yansıttığı bir imge uyarınca kavrama çabasında daha baştan kendi üstüne kapanan, dolayısıyla kendini iptal eden bir karakter özelliği de yok değil. çünkü böylece en kestirme yoldan, ötekinin bize geri gönderdiği kendi benlik imgemize gömülerek hep aynı kısa devreyi tekrar ediyoruz.[*]
dileğim odur ki, bir an önce anlama istidatınız körelsin.
ama yine de;
çarp, çıkar, topla, böl...
ötesi ile bu saatten sonra işim olmaz...
edit: büyük konuşmamak lazımmış... ötesi ile işim olmaz falan... sayı okyanusunda boğacağım kendimi...
insanoglunun her$eyi bir bicimde temelleri üzerine oturttugu kurgusal semboller toplami.
evrenin programlama dili.
cosmos programming language.
hayatim boyunca en cok nefret ettigim ders..
universite sinavinda matematik netlerimin az olmasi nedeniyle su an okudugum bolumdeyim...
hangi bolumdemi okuyom??
matematik-bilgisayar.. uhuuuuuuuu kadermi bu bea
bir donemler hayatima anlam katan ve gunde 5 saat calistigim bilim dali. universiteye matematik netlerimle girmeme ragmen. uni de 4 matematik dersini toplamda 10 kerede vermistim. sevmeyen calismasini bilmeyendir. bunun icin de sistemi suclamak gerekir. zira cogu kimse matematigi ezber sanir.
biraz kendini beğenmiş ama daha ziyade kendinden başka birşey beğenmeyen, bir nevi armudun sapı üzümün çöpü tadında davranan insanlar için kullanılan güzide deyim.
hatta şarkısı da vardı galiba...
onun burnu kaaaf dağında
söz söylenmez yanında
lalalala diye.
kel bir adamın intihar sebebi, bir dizi, bir web browser, avonun bir parfümü, madonna'nın 1987 çıkışlı you can dance isimli remiks albümünde yer alan tek yeni şarkı. japonya'da single olarak da çıkmıştır. true blue kayıtları sırasında kaydedilip albüme alınmayan parçalardan biridir aslen. vasat ve iddiasızdır. iphone ve ipod touch'lara 3.0 firmware'i ile gelen ozellik
erzurumda oynanan, süper kupa finali, erzurumluların sevinç kaynağı, maç neden erzurumda sorusunu akla getiren, fenerbahçenin galibiyet alacağı, erzurumun ilgi odağı olacağı, bir süper kupa finali.