işletim sistemi bir tuaf olan telefon. Her istediğinizi yükleyemiyorsunuz. Bunu bertaraf etmek için bir program geliştirmişler ancak bu da iphone ı garanti kapsamı dışında bırakıyor. Bazen donuyor, diğer telefonlar gibi donunca kapat aç yada bataryayı çıkart tak gibi çarelere de başvuramıyorsunuz, ne zaman insafa gelirse artık, kendi kendine düzeliyor.Birşeyler yüklemek için bilgisayarınızda itunes olması veya cepten nete bağlanmanız gerek. itunes da çok vasat bir program, mıyıl mıyıl bir saatte yükleme yapamıyor, donuyor, müzik yüklemek ise hepsinden beter, çok sınırlı sayıda dosya formatını beğeniyor ama ipod özelliği güzel, o kadarı da olsun artık. Bluetooth yok, video özelliği yok, kamerası pek matah değil. Dokunmatik ekran size oyunlar oynayabilir, orayı burayı arayabilir. Ama çok eğlenceli, ücretsiz programları da var. Fakat şarj aletini çantanızda taşımanız gerek zira iki animasyonlu programla biraz oynadınız mı batarya bitiveriyor.
Ortak olmakla gurur duyduğu ebay'a dünya çapında bir çok seçkin firmanın sahtecilik nedeni ile dava açtığını ve kazandığını, milyonlarca dolar tazminat ödediğini göz önüne alırsak, orjinal diye sattığı malların yüksek ihtimalle çin işi hatta yerli işi olduğunu düşündüren internet üzerinden alışveriş sitesidir. Özellikle japon style diye satılan mallara dikkat. Bazı ürünleri ise bu siteden piyasada satılandan daha uygun fiyatlara satın almak mümkündür. Bu siteden bir çok alışveriş yaptım, henüz dolandırılmadım. Ancak dolandırıcı olduğu çok belli bir çok satıcı gördüm.
Televizyonlarda yaz dönemi başlayınca zaten düzmece olan abidik gubidik yarışma programlarının olmayan kalitesi iyice düşüyor. Bu da onlardan biri. Senin kocan odunsa bize ne, ayrıca ne yapalım biz senin kocanı, iyi bir şey olsa zaten kimseye emanet etmezdin.
Çocukluğumun geçtiği semttir. Etrafında 3 tane devlet hastanesi vardır. Anteres Alışveriş Merkezi de Etlik sınırlarındadır. Anteres, Metro Market ile yanyanadır. Karşılarında da ayürüyüş Parkı vardır. Yürüyüş Parkının sonunda hanım teyzelerin, geçkin amcaların, işsizlerin, ev hanımlarının takıldığı spor aletleri vardır, burda sabahları ve akşamüstleri, komik görüntüler sergileyerek çılgınlar gibi spor yapmaktadırlar.Etliğin tam merkezinden geçen Giresun Caddesi, bu semtin 7. Caddesidir. Caddenin parelelinde içinde kocaman bir akvaryum olan bir park vardır. Semtin gençleri hafta sonları ve bahar-yaz akşamları bu caddeden kah araba ile kah yürüyerek piyasa yaparlar.
Samsunlu arkadaşların öve öve, anlata anlata bitiremedikleri caddedir. Samsun motifleri ile süslü Bağdat caddesi ya da Ankara Bahçelievler 7.cadde de denebilir. Aslında orta gelişmişlik düzeyine sahip hemen hemen her şehrimizde böyle gençlerin bolca takıldığı, şen şakrak bir cadde vardır, ama nedense Samsunlular için anlamı önemi başkadır. Pek severler bu caddeyi.
Yılın belirli dönemlerinde hayırsız oğlu ile Esra Ceyhan ve benzer türevlerine çıkar, bu programlarda parasal kaynaklı aile uyuşmazlıklarını ortalara döker ciyak ciyak bağırırlar. Bazen Hakkı Bulut oğlunu evlatlıktan reddeder , göz yaşlarına boğulur, bazen de oğul bulut babasını yerden yere vurur, sinir krizi geçirir, işte o anlarda Esra Ceyhan'ın ağzı reytinglerden duyduğu memnuniyetten olsa gerek karanlık bir mağaraya dönüşmüştür.
2003 senesinde kantininde şu bildiğimiz 3 ü bir arada poşet kahvelerin 3,5 TL'ye, gene bildiğimiz karnıbahar kızartmalarının da 5-6 adetinin 4-5 TL'ye , hatta boş plastik bardak ve sıcak suyunda para ile satıldığı bir vakıf üniversitesidir. Okuldaki kantin, fotokopici, büfe gibi tüm işletmeler rektörün oğlunun mülkiyetindedir. O nedenle Odtü'nün devrimci gençliğine bile bir süre dayanan hamburger zinciri şubeleri, geleneksel kebapçılarımız bile onları bağrına basacak bu kadar tikiye rağmen kampüs bünyesinde yer bulamamıştır. Rivayete göre arkadaki köyde ev yemekleri yapan küçük bir lokanta dahi tekelci bu zihniyet tarafından tehdit edilmiştir. Yurdunun odaları bir banyodan daha büyük değildir. Erkekleri küçük Kenan Doğulu, kızları Süreyya Yalçın gibi giyinmekte ve davranmaktadır.
Anadoluda geçen, zengin ağa ve ailesi ve ezilenler temalı, onların töre baskısı altındaki zor aşklarını anlatan dizilerden bıksam da her pazartesi kendimi karşısında bulduğum dizidir. Dizideki favorimde Asiyedir; kendisi Türkiye'nin taa oralarında yetişmiş olsa da bir arkası yarın karakterinin entirikacılığına, şehvetine ve de cesaretine sahiptir. Cennetten kazaran düşmüş melek imajı çizen acıların kızı Narin ise hem ağanın zengin ama şizofrenik oğlu Mustafa'yı hem de sosyetik ama özverili doktor Serdar'ı hem de tam bir köy öğretmeni olan Harun'u peşinden koşturmaktadır.Harun'un bıyıklarına dikkat. Dizinin sezon finalinde Harun ve Narin gerdeğe bile giremeden balayı yolunda Mustafa Narin'i kaçırmıştı, ondan bir gece önce de doktor Serdar Narin'e ilanı aşk etmişti.Bu nedenle yeni sezonda artık Narin nikahlı kocasında mı yokda kapanda mı kalır bilemiyorum.
Dizinin ana karakteri ipek ( Özge Özpirinççi) gibi masumane, hanımhanımcık ama aynı zamanda uyuz uyuzcuk kızlardan nefret etsemde konuların yumuşka işlenişi, silah, vurdu-kırdı, abartılmış anadolu motifleri içermediği ve de cumartesi geceleri o saatte yapacak daha iyi bir işim olmadığı için izlediğim ekranların en sevimli gençlik dizisi. Ayrıca Mualla ve Özgür karakterlerine hastasıyım, çok uç tipler olsa da oyuncular tarafından çok sempatik ve gerçekçi canlandırılmaktadırlar.
Her izlediğim de Allahım bunlar doktor ise bizim yıllardır doktor diye kendimizi emanet ettiğimiz insanlar kimdi diye isyan etmeme sebep olan dizidir. Dizinin esas adamı dr House bir tıp dehasıdır, kişilere sadece bakarak kanser, ur, enfeksiyon, bağımlılık gibi hastalıkları tespit edebilmektedir. Ancak kendi söküğünü dikememiş ve şu an hatırlamadığım bir hastalık nedeni ile sakat kalmıştır tabi dizi de Dr. House'un üstün kabiliyetine halel gelmemesi için bacağının sakatlığı nedensiz ve tedavi edilemez, milyonda bir görülen bir hastalığa bağlanmıştır. Mükemmel doktorluğuna tezat olarak Dr. House patavatsız, ukala, vurdumduymaz bir kişiliktir, özenle seçtiği ekibindeki güzide personeline de insan dışı muamele yapmakta, özel hayatlarına burnunu sokmaktadır. Bazen netten yeni bölümlerini bazen de tnt de eski sezon bölümlerini izleyenlerin sayısı Türkiye de azımsanmayacak kadar çoktur.
Dolgun ve şekilli göğüslerine, düzgün fiziğine bir diyeceğim yoktur ancak kendisi kabul gününde boy gösteren bir ev hanımı kadar bile dans edememektedir, topuklu ayakkabıların desteği ile basenlerini sağa sola sallamaktan ve de uzun saçlarını öne arkaya savurmaktan başka bir numarası yoktur. Medyatik dansözlerimizi sıralarsak kendisinin sanatı Asena, Tanyeli ve ibrahim Tatlısesin kadrolu dansözü ile kıyaslanamayacak kadar zayıftır. Sting'in karşısında gerçekten oynamış mıdır bilemem ama Savaş Ay'ın uyduruk filminde boy göstermiş olması sayesinde 10.sınıf pavyonlardan sosyete dansözlüğüne zıpladığını sanıyorum.