bazı kadınlar vardır bayağılık kıçlarından,saçlarından akar..orospu demeğe dilin varmaz...sevişmeye kalkarsın duvar gibidir,kaza ile seversin sevgi nedir anlamaz...sabah akşam içerler,ellerinden sigara düşmez,arabayı erkekten beter kullanır..yani sen ne ayaksın be kadın durumları..
birde sessizliğin kadınları vardır ki onlar yılların ve olayların tecrübesi ile artık daha çok sessizliği seçmişlerdir kendilerini anlatmak için, sessizliğin tadını çıkarırken yudum yudum bakarlar gözlerinizin içine, parmaklarının uçlarına hapsetmişlerdir aşklarını, tutkularını, acılarını, dokundularmı teninize alev alev yanmayı öğrenirsiniz bir kez daha....
kadınların erkekler bu hatundan ne anlıyor, nesini beğeniyor dedikleri, ama biz erkeklerin gerçekten onu çok iyi anladığımız, hayran olduğumuz, belki de aşık olduğumuz, rüyalarımızda ağırladığımız tatlı, başbelası hatun...
şeçmeye zorlandığın bir durumdur...aradığın kişiler telefonlarını açmadığında,onlara bir şekilde ihtiyacın olduğunda,aslında senin yalnızlığı seçmediğin yalnızlığın seni bulduğu an....keşke burada olsaydın dediğin insanlara zaman içinde keşke hiç hayatımda olmasaydın demenin sonucu sanırım...
bence mükemmel bir film...hopkins ve kidman'ın ilişkilerinin sakin ve hafif bir şiirsel yaklaşımla anlatıldığı philip roth'un aynı adlı romanından aktarılmış hoş bir film...
dentro il grande blu
due delfini
Silver e Missie... vanno
dentro il grande blu
scivolando
oltre ;ultima barriera
di una vita galera
dentro il grande blu
dentro un;onda
finalmente grandi salti
fra i turchesi e i cobalti
e scintille di sole...
se ne vanno
li hanno liberati oggi
e per tutti gli altri nuovi giorni
che verranno...
se ne vanno
qualche volta vincono
anche i sogni
prigionieri innocenti
non saranno più
dentro il grande blu
dentro un;onda...
quante storie come questa
quanta rete da tagliare
dove ancora ne resta
quanta luce, quanto cielo
orizzonti da guardare
che non sembra neanche vero
di poterci arrivare...
se ne vanno
come due ragazzi innamorati
Silver e Missie più niente
li separerà mai
e riprendono il mare
rivedono il mare
restando vicini
ritrovano il mare
e gli altri delfini
dentro il grande blu
dentro un;onda
finalmente liberi...
ingilizcesi...
in the big blue
two dolphins
Silver and Missie... go
in the big blue
they slide
over the last barrier
of a life in prison
in the big blue
in a wave
they can finally make big jumps
between the turquoise and
the cobalt and sun-beams...
they go away
they have been liberated today
and for the rest of the new
days they will see...
they go away
sometimes they come
out on top of dreams
they will never be
innocent prisoners anymore
in the big blue
in a wave...
there are so many stories like this
some many nets to cut
where they remain
there are so many lights, skies,
and horizons to look at
that it doesn't look as if
one could arrive there...
they go away
as a young and lovely couple
nothing will separate
Silver and Missie anymore
and they recover the sea again
they see the sea again
staying close together
they find the sea again
and other dolphins
gelmiş geçmiç en önemli filmdir benim için..moralim bozuk olduğu zaman bende placebo etkisi yapar.. burada anlatılmaya kalkışılsa anlam ifade etmez..seyretmek lazım...insan bazen içinden duyduğu seslerin peşinden gitmeli,hayallerinin....
deli bir adam ,muazzam bir şairdir ki,kim ne yaz sa az gelir...
Percy Bysshe Shelley (4 ağustos 1792 --8 temmuz 1822)
ingiliz romantik dönem şairlerinin zirvesidir bence. ilk vejeteryanlardandır,eşi mary shelley Frankestein'ın yazarıdır.1822'de 29 yaşında boğularak ölmüş ve italya'da sahile vurduğu yerde yakılmak suretiyle kendisi için bir cenaze töreni düzenlenmiştir. törende, lord byron, arkadaşının kafatasını hatıra olarak saklamak istemiş, ancak yine bir yazar olan aile dostları edward trelawny buna izin vermemiştir. fakat, yakma esnasında kalp bir türlü yanmayınca, trelawny kalbi ateşten çıkarmış ve percy'nin dul eşi mary shelley'ye vermiştir. kalp sonunda, oğlu öldüğü zaman, onunla beraber gömülmüştür.
I Arise From Dreams Of Thee
I arise from dreams of thee
In the first sweet sleep of night,
When the winds are breathing low,
And the stars are shining bright
I arise from dreams of thee,
And a spirit in my feet
Has led me&;who knows how?
To thy chamber-window, sweet!
The wandering airs they faint
On the dark, the silent stream,
The champak odors fall
Like sweet thoughts in a dream,
The nightingales complaint,
It dies upon her heart,
As I must die on thine,
O, beloved as thou art!
O, lift me from the grass!
I die, I faint, I fall!
Let thy love in kisses rain
On my lips and eyelids pale,
My cheek is cold and white, alas!
My Heart beats loud and fast
Oh! press it close to thine again,
Where it will break at last!
son kıtası vurucudur eğer aynı şiddetle okur ve anlarsanız,şöyle bir şey..tamamen kendi çevirim ve kendi yorumumla...
seni gördüğüm rüyalardan uyanıyorum..
seni gördüğüm rüyalardan uyanıyorum
gecenin ilk tatlı uykusundayken
meltemler serin serin eserken
ve gökyüzünde yıldızlar parlarken
seni gördüğüm rüyalardan uyanıyorum
ve ayaklarımdaki bir hayalet
beni taşıdı.kimbilir nasıl?
senin odanın penceresine,aşkım!
yolunu şaşırmış rüzgarlar yorgun düşüyorlar
karanlıkta,sessiz derenin kenarında
manolya kokuları siniyor üzerime
rüyalardaki tatlı kaçamaklar gibi,
bülbüller dert yanıyorlar,
senin kalbinde son buluyor herşey
bende senin kalbinde ölmeliyim..
ah,aşkım seni çok seviyorum..
beni yerden kaldırın,
öldüğüm,bayıldığım,düştüğüm!!
bırak aşkın yağmur olarak yağsın
dudaklarıma ve solgun gözkapaklarıma
yanaklarım soğuk ve beyaz,ey tanrım!
kalbim hızla çarpıyor,deli gibi..
ah,al kalbimi, senin kalbinin üstüne bastır
eğer kırılacaksa eninde sonunda
bırak kırılsın orada.....
love is losing game (aşk kaybedilen bir oyundur)gibi olağanüstü sözlere sahip bir şarkıyı yaratmış ve yorumlamış, olağanüstü insan... bazen bu şarkıyı dinlemek korkutuyor.. albümde back to black ten sonra geliyor ki eğer back to black sizi yaralamışsa bu şarkı kesinlikle sizi öldürecektir.. (ikinci dörtlük favorim..keşke oynamsaydık diye neden diliyorum, nasılda berbat ettik herşeyi, ve şimdi son sahne, aşk kaybedeceğimiz bir oyundur..)
for you i was a flame
love is a losing game
five story fire as you came
love is a losing game
why do i wish i never played
oh what a mess we made
and now the final frame
love is a losing game
played out by the band
love is a losing hand
more than i could stand
love is a losing hand
self professed... profound
till the chips were down
...know you're a gambling man
love is a losing hand
though i'm rather blind
love is a fate resigned
memories mar my mind
love is a fate resigned
over futile odds
and laughed at by the gods
and now the final frame
love is a losing game