karakter gücünü kilo ile orantılıyorsa Allah'tan kendisine en kısa zamanda düşünme yetisi verilmesini dilediğim; erkeği kendisini korumakla görevli bir yaratık ve huzuru kaslı bir vücutta bulacağını zannediyor ise de kendisine yurdumuzun çok güzel mağaralara sahip olduğunu ve ancak taş devrinin bir kaç bin sene önce bittiğin hatırlatmayı borç bildiğim kızdır...
sadece çalışmaya, çalıştırılmaya alıştırıldığımız bir ülkede doğal olarak ayıplanan bir olay. ancak bunun bilinçsiz ebevynler tarafından değil de bizler tarafından yapılması daha da düşündürücü. sonuç olarak ülke şartları ele alındığında kendini geliştirmek kavramı bize pek uymuyor. 25 yaşında ve 3. sınıfta olan bir öğrenci olarak başlarda bu yaş mevzusunu kafama çok takmış olsamda, artık umrumda değil; 26 yaşında üniversiteyi bitirmiş olacağım ki bu benim hayalim ve hiç bir çarpık düşünce gerçekleştirdiğim hayalimden aldığım hazzı gölgeleyemez.
ayrıca bu da durumu özetleyen serbest bir çağrışım sadece; http://www.youtube.com/wa...&feature=channel_page
sayın yılmaz büyükerşen'in, çağımızda iletişimin önemini görerek kurduğu fakülte. sırf bu sebepten yılmaz büyükerşen'e çok büyük saygı duymaktayım. gelişmiş ülkelerin bir çoğu iletişimin önemini 1900'ler başında kavradı ve bunu küresel ekonomi dahil olmak üzere bir çok alanda kullandı. Türkiye iletişimin önemini halen kavrayamamış olmasına rağmen, yılmaz hocanın bunu o yıllarda görmüş olması, o vizyon (en azından) bende büyük saygı uyandırır. bu sebeptendir ki anadolu üniversitesi'ni çok özel bir yerde tutarım kendi içimde.
cem yılmaz'ın herhangi bir şovunda bahsettiği mevzuyu hatırlattı. teyzenin biri "evladım çok küfür var filmde" demiş gora için. o da "sana mı ettik teyze küfürü" demiş. bence bizim mevzumuz bundan farklı değil. ne sansürü birader afedersin. 70 milyon insanın 50 milyonu 5 yaşından büyük diyelim. afedersiniz ama türkiye'de 5 yaşından itibaren ana avrat gırla gidiyor. o kadar içselleştirmişiz küfür olayını.... sonra sansür. hoppala, güleyim mi ağlıyayım mı? hep bir ağızdan söven biz, 2 sarışın manita gördük mü türkçe hocası kesilir olmuş, tv'de küfür edeni, linç eder olmuşuz. ne ulan bu iki yüzlülük. küfür eden adama bile: " ipneye bak nasıl küfür ediyo ..koduuumunun oğlu" diyen bir toplumuz. fazla söze ne hacet a.q. *
çok sevilen sevgiliden alınan hediyeden bile kat kat daha değerli şeyler gönderen annedir; gönderdiği ne olursa olsun.... gelen sadece erzak, ıvır zıvır değil bir yudum dokunuştur, sevgidir; en safından... annelere kızılır çoğu zaman; ne gerek vardı, burdan 3,5 kuruşa temin ederim gereksiz olmuş diye. güzel anam soğan koymuş koliye bir keresinde oha demiştim. ertesi gün yemek yapmaya kalktığımda anamın gönderdiği soğanlardan başka soğan yoktu evde, tekrardan bir ohaaa dedim ki ne ohaaa, işte o zaman anladım her şeyi....
aslında sadece fiziki bir dönüştür. mahalle arkadaşlarınız çok değişmiş gelir, herkes kendi klanını oluşturmuştur. doğup büyüdüğünüz yerde yabancı gibisinizdir. komşuların abuk subuk soruları bunaltır ve yine bunaltır. aslında bir mantığı da yoktur dönmenin. tatil için 2-3 aylığına geldiğinizde bile daralırsınız ki kesin dönüşte ise tam bir cehennem yaşayacağınızı size anlatmaya çalışır bu durum. ayrıca sevmediğiniz bir şehir ise döndüğünüz yer of ki ne of... en iyisi hiç dönmemektir, okul da bittiyse bir anlamı yoktur zaten; neden dönmüşsündür ki oraya, eğitimini bitirmiş tamamen olmasa da bir konuda yetkinsindir, var git istediğin yere.
I've got my best dress, and new shoes, my best face, and bells on for you tonight.
A dangerous attraction was my first impression, would you take me home tonight?
And if I don't have you, I don't have nothing at all. And if I don't need you, I don't need nothing at all.
To break my fall.
Please do take notice as I am delirious. High on the nonsense oh are you oblivious? Hold on to let go. Play yes to say no. Protest the protest but he never came.
And if I don't have you, I don't have nothing at all.
And if I don't need you, I don't need nothing at all.
I'll find my way home. Not to worry 'bout me. I'll find my way home, spare your sympathy.
I've got my best dress and new shoes and great face and bells on for you.
And if I don't have you, I don't have nothing at all.
And if I don't need you, I don't need nothing at all.
And if I don't have you, I don't have nothing at all.
And if I don't need you, I don't need nothing at all
olay çilingir sofrasında gerçekleşiyorsa eğer ortamın gazıyla söylemiştir, kime nedir; ancak çilingir sofrasındaki müslümandan daha az kendiyle çelişmiştir.
şukela bir oyun. lobutlar yerine elfleri devirdiğiniz, elflerin size ayar vermeye çalıştığı, bowling topu dışında envai çeşit topun olduğu, atış sırasında rakiplerin birbirlerine defans yapabildiği güzel oyun.
photoshop'ta da uygulanabilen, farklı pozlama süreleriyle çekilmiş aynı karenin üst üste bindirilmesiyle bit değerinin yükeseltilmesi ve bir kaç fotoğraftan bir tane canlı ve dinamik bir görüntüye sahip fotoğraf elde etme yöntemi.
süper ötesi veri kurtarma programı. diski taraması uzun sürse de** kaybettiğiniz verileri klasör adlarıyla olduğu gibi ortaya çıkaran harika bir yazılım.
yarın davos zirvesi'ne katılacak olan bill gates cnn haberin dediğine göre kapitalizmin insanlığın yararına olacak taraflarıyla ilgili görüşlerini bildirecek imiş. ayrıca habere göre kapitalizmin en iyi sistem olduğuna inanan gates kapitalizmin yoksul insanlar yararına pek çok şey yapacağını düşünmekteymiş. akşam akşam güldüren bir haber oldu; ayrıca, spikerin ''bill gates yarın davos'ta kapitalizmin insancıl yanlarıyla ilgili görüşlerini bildirecek'' demesi ayrı bir gizem kattı olaya. merakla bekliyoruz kendisini. yoksul insanlar adına kapitalizmin ne yapabileceğini açıklasın hele bir. ama demezler mi kapitalizmin yardım edebileceği yoksulluğu ne ya da kim yarattı?