bugün

Anadolu Üniversitesi iletişim Bilimleri Fakültesi 1972 yılında kurulmuştur. Kurulduğu yıl, Akademik Kapalı Devre Televizyon ile Eğitim Enstitüsü adını alan okul, ilk öğrencilerini 1977-78 eğitim yılında kabul etmiştir. Önceleri sadece sinema ve televizyon alanlarında eğitim verdiği için adı Sinema ve Televizyon Yüksekokulu olarak değiştirilen okul, 1979 yılında Eskişehir iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi bünyesinde Televizyonla Eğitim ve Öğretim Fakültesi olmuştur. Bir yıl sonra da ilk kez iletişim sözcüğü bir bilim kuruluşunun adına girmiş ve okul iletişim Bilimleri Fakültesi olarak sinema ve televizyon konusunda eğitim vermeye başlamıştır.

iletişim Bilimleri Fakültesine 1982 yılında Sinema-Televizyon dışında iletişim Sanatları, Basım ve Yayımcılık, Eğitim iletişimi ve Planlaması gibi farklı bölümler eklenmiştir. Yeni yapılanma içinde Açıköğretim Fakültesine bağlanmıştır. 1991 yılında, 'iletişim Bilimleri Yüksekokulu' olarak Anadolu Üniversitesi çatısı altında yeni bir kimlik kazanırken, 1992 yılında bu kez 'iletişim Bilimleri Fakültesi' olarak yeni statüsüne kavuşmuştur. 2001-2002 öğretim yılında yeniden yapılanma ile iletişim Sanatları Bölümünün adı Reklamcılık ve Halkla ilişkiler, Basım ve Yayımcılık Bölümünün adı Basın ve Yayın olarak değiştirilmiş, 2002-2003 öğretim yılında da Eğitim iletişimi ve Planlaması bölümü kaldırılmış iletişim Bölümü eğitim hayatına başlamıştır. 2008-2009 öğretim yılında Reklamcılık ve Halkla ilişkiler Bölümünün adı Halkla ilişkiler ve Reklamcılık olarak değiştirilmiştir.
*
http://www.anadolu.edu.tr/akademik/fak_ilt/
kampüsteki en rahat hatunların toplandığı fakültedir.
sayın yılmaz büyükerşen'in, çağımızda iletişimin önemini görerek kurduğu fakülte. sırf bu sebepten yılmaz büyükerşen'e çok büyük saygı duymaktayım. gelişmiş ülkelerin bir çoğu iletişimin önemini 1900'ler başında kavradı ve bunu küresel ekonomi dahil olmak üzere bir çok alanda kullandı. Türkiye iletişimin önemini halen kavrayamamış olmasına rağmen, yılmaz hocanın bunu o yıllarda görmüş olması, o vizyon (en azından) bende büyük saygı uyandırır. bu sebeptendir ki anadolu üniversitesi'ni çok özel bir yerde tutarım kendi içimde.
türkiye'nin en köklü, en başarılı mezunlara sahip olduğu söylenen, bugünlerde yeni binasının inşaatının yapımı devam eden ve bu yeni binada teknik anlamda harika olanaklara sahip olacak olan, bünyesinde reklamcılık ve halkla ilişkiler, basın yayın, iletişim ve ,sinema tv bölümlerini barındıran, ferruh uztuğ, ahmet haluk yüksel, aysun yüksel, ufuk eriş, tarkan oğuz, gülseren güçhan, ufuk küçükcan, hakan ergül, ayhan yılmaz, serdar sever, erdal dağtaş gibi birçok değerli hocanın ders verdiği fakülte.
bugünlerde yunus emre kampüsünün bir ucundaki yeni binasına taşınmakta olan, eski binada biriken anılardan ötürü eski yeni tüm öğrenci, hoca ve çalışanlarının türlü türlü ruh hallerine girmesine neden olan canım okulum.
mezun olan veya şu anda eğitim hayatına orada devam eden birilerinin bana ulaşmasını arzu etmekten yorulduğum fakülte.
dün, geleneksel hale gelen 80'ler 90'lar konseptindeki kantin partisini yeni binasının yepyeni kantininde gerçekleşen fakülte. pek eğlendik efendim. *
şeker gibi bir dekanı olan fakülte. yılbaşı partisine noel baba kostümüyle giden, star wars film gösterimine ışın kılıçlarıyla gelen, kantinde öğrencilerle hoş beş eden, kantin partisine karşı olan üstlerine inat partiyi kantin projesi adı altında düzenleyip de öğrencilerinin arkasında olan başka kaç tane dekan vardır acaba.
(bkz: nezih orhon)
ben eskişehir'den ayrıldıktan sonra dekan değişikliğiyle birlikte takip ettiğim kadarıyla tabiri caizse "coşan" fakültedir. her gün facebook anasayfama yeni bir etkinliğin, projenin haberi düşmekte. ben yine yanlış şehirde miyim acaba?
Her açıdan Mükemmel bir fakültedir. Fakültemdir.
Bulunduğum şehire 1 bucuk saatlik kadar mesafesi olan guzel şehirin güzel ünisidir.
zamanında bu fakülteye yeni girmiş bir çömez olarak bir şeyler yazmıştım. (bkz: #24999492) şimdi ise mezun olalı 6 ay oldu. henüz işsizim. :(
evet. fakülte fena değil. neden? üniversite'nin kampüsü çok güzel. her yerde ağaç var, kuş sesleri falan...
çok güzel tarafları var. mesela: sinema anadolu, eff, palto, kütüphane (çok geniş bir kitap arşivi var)
çok kötü tarafları da var: kanser hocalar * , birikimsiz ve dedikoducu insanlar, mantıksız karalar alan yönetim ve neredeyse bütün üniversitelerde olan yandaş rektör belası.
ben yakında iş bulurum. zaten işim vardı, ayrıldım. o sorun değil. kötü olan bu fakülteye girip de umutsuzca iş arayan insanların durumu... malesef bu bölüme gelerek en büyük hatayı yaptılar. *
zaten çok kolay girilebilen bir fakülte. yani iletişim fakültesine girmek ne kadar zor olabilir ki? sinema ve tv çok kolay değil tabii. ben girdiğim sene ilk 8000 ile falan alıyordu. şu an 14 bine falan düşmüş. seviye yerlerde yani. basın yayın, iletişim tasarımı bölümlerine hiç girmiyorum. stv böyleyse oraları siz düşünün. *
Hayalini kurduğum, mezunlarının bir sap olduğunu düşündüğüm yerdir.
geçtiğimiz gün itibariyle kazandığım yer oldu kendisi. hurra diyerek bağrına koşasım var. canım okulum.
canım okulum. mezun oldum (1 dersim kaldı) ama asla doyamadım. yaşanacak çok günümüz vardı sanki. şimdi alış istanbula alışabilirsen.
bu arada kızları güzeldir. beni de severler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar