bir kişi de link verip, "işte buradan başvuruluyor" dememiş arkadaş ya.
varsa yoksa goygoy.
200 puanla özelde parasıyla hikayeden okuyandan oluyor da, ondan kat kat fazla puan alıp da 2.üniversite olarak yapmak isteyeninki neden olmuyor?
romanından uyarlanark çekilen filmini izledim, romana kıyaslarsak çok hızlı geçmişler bazı bölümleri, malum 2 saatte filmin bitmesi lazım, ama yine de beğendiğim ve keyif alarak izlediğim bir film oldu.
hakem maç en az 4 dk uzatılsın diyor ya, burada "en az" derken, yani demek istiyor ki, "en az", yani 4 dk'dan daha fazla oynanabilir maç duruma göre.
yani basit bir ifadeyle, "en az" derken "minimum" demek istiyor, yani "en az" 4 dk demek istiyor...
farklı ifadelerle anlatmak istiyorum "en az" kavramını anlayamayan angutların kolayca anlayabilmesi için ama "en az" ifadesi daha farklı nasıl anlatılır bilemiyorum.
bilen varsa bi zahmet anlatıversin.
buarada anadolu takımlarıyla maç yaparken verilen uzatmaya "en az" 2 dk daha eklemek lazım. uzatmanın yarısı kramp girmesi ve kalecinin degaj hazırlığıyla iç ediliyor zaten...
canere gösterilen sarı kart kesinlikle hakemin artniyetiyle verildi.
çünkü hareket kartlık değildi.
hakem, aynı fırat aydunus'un bikaç hafta öncesinde yaptığı gibi önyargıyla hareket etti. sonra da "lan acaba vermese miydim" diye pişman oldu. çünkü hareket kesinlikle kartlık değildi.
sonra, malum pozisyon gelişti. halısahada maç yapanlar bilirler, böyle pozisyon çok olur, hele ki maç da sert geçiyosa, topa vurmak suretiyle böyle poziyonda devam edilir.
ha, caner kalitesinde bi adamın bunları yapmaması gerekirdi. son pozisyonu bence sarı kart gerektiriyodu, futbol oynayanlar bilirler, oynamamış olanlar burada bas bas bağırsın kırmızı diye, anlamsız...
ama ilk sarı kart haksız verildiğinden, hakem kart çıkaramadığından, böylece adalet sağlanmış oldu.
uzatacak bişey yok, adalet sağlandı. net.
ayrıca, canerin hareketini savunmuyorum. ama futbolda olur böyle...
canerin acilen psikolojik yardım alması lazım, yoksa emre gibi biri olabilir. çok acil psikolojik destek şart...
candan erçetin'in köpeği irma, ednan amcasına çok kırılmış ve ona itafen laflar hazırlamış. (bkz: sana laflar hazırladım) candan annesi de bu lafları köpeğin (bkz: irma) twitter hesabından yayınlamış.
yani candan hanımkızımız kendisi cevap vermeye tenezzül etmemiş, bir köpekle ednan'ı konuşturmuş. olmuş mu? bence bu seviye hiç olmamış...
gs'de çoğ acayip şeyler oluyor, rezalet desen değil, saçmalık desen değil, ne dersen de...
61 tl ye bilet almış, hala bık bık bık. adam sana 61 TL'ye 40 dk yolculukla rahatça istediğin yere ulaşmanı sağlamış, hala bık bık bık. ulan bu ülkede hiç mi kimseye yaranılmaz ya. pegasusu savunduğumdan değil, ama o kadar da değil yani, 61 tl ye yapsın bi de üstüne her bilet alana iade imkanı versin, sonra? sonra zarar edip kapatsın. sen de thy ile 200 tl ye uç, olacağı bu... begenmiyosan git otogardan 80 TL'ye dandik otobüs biletini al da saatlerce yollarda sürün ozaman.
bi de adammış da, adam gibi adammış da. ne zaman bu kadar aciz bir toplum olduk biz, biz ne zaman böyle bi millet olduk? şu adama "adam gibi adam" diye övmek için nasıl bir dünya görüşüne sahip olmak gerekir? nası bi insan şu yaptığı işlere söylediği sözlere hareketlerine vs bakıp da "adam gibi adam" diye övebilir.
herkes adam olur da, bizden adam olmayacak, bu kesin...
bence doğru olanı yaptı. koskoca kulübün başkanını sallamayıp milli takım için gizli gizli görüşülmüş diyollağ. kurumsal bir yapılanmada affedilir yenilir yutulur bir şey değil bu. geç bile kalındı...
büyük kuzenimin bu mantalide 4 tane kafa kız arkadaşı vardı, ben de tanırım, eğlencelidirler.
neyse, geçen sene bu 4'lüden bi tanesi evlendi, 35 yaşında, onu da lisede beğenmediği elemanla evlendi. beğenmiyodu zibidiyi, ama kala kala ona kalınca çaresizlikten atladı kucağına bastılar nikahı. elemanla çok dalga geçtim, bulamadın mı 22-25 arası mis gibi bi genç kız a benim aptal evladım dedim ama herif takmış kafaya liseden, ışığı görünce de lapin gibi atlamış, geçmiş olsun dedik...
diğer 3'ü şuan 35'ine merdiven dayadı ve hala evlenemedi. sokaktan geçen biri evlenme teklif etse, yemin ediyorum kel fodul demeden atlarlar kucağına, ama ulan, 35'inden sonra size kim niye baksın? mis gibi genç kızlar dururken manyak mı adam 35'lik kıza yazılacak? orası burası sarkmış, sigara içmekten ciğerler bitmiş, zaten asabiler, bi de eklemler yavaş yavaş bitmeye yaklaşıyo. tamam eğlenceliler hepsi biraraya gelince, kahveler makara kukara, ama o kadar yani, gerisi yok... neyse, demem o ki, kızlar, saçmalamayın, buldum mu basın nikahı gençken, sonra işiniz zor...
dün olayların akabinde hakem odasına girmiş, odada yarım saat hakemle görüşmüş, sonra da maç tatil diye açıklama...
şimdi, bu adam tff yetkilisi mi ki hakem odasına giriyor?
içerde hakemle ne konuştular, bilen duyan yok.
ammaaa, aynı şeyi aziz yıldırım yapsa, "hakem odası bastı" diye bugün halen canlı yayın yapılıyor olurdu, sabah kadar tartışılırdı. bunun hakem odası basmaktan ne farkı var o mantıkla bakarsanız?
işte dostlar, gs lobisini görün bilin anlayın artık...
adam hakem odasına giriyor, içerde neler oluyo neler bitiyo neler konuşuluyor yarım saat kimse bilmiyor, sonra çıkıp maç tatil edildi deniyor, ama bir kişi bile bu lütfinin orda ne işi varmış demiyor. uyuyun siz daha uyuyun, iyi uykular türkiye...
hangi sezondu hatırlamıyorum, 10 yıl filan önceydi. ama hatırladığım, hakem elinde cips poşetiyle 4.hakemin yanına doğru koşuyodu diye hatırlıyorum. sonrası da malum, tff saha kapama cezası vermişti (bkz: cips poşeti)ne...
detaylı hatırlayanlar bilirler, o zaman da günah keçisiydik, şimdi de, hiçbir şey değişmemiş bunca yıla rağmen. bizi durdurmak, engellemek için yapılan ittifakları, diğer başkanlarca yenen yemekleri, dönen dolapları geçtim, federasyon tarafından bile engelleniyorduk. değişen hiçbirşey yok. yine operasyon üzerine operasyon. ve sonunda başardılar, tebrikler, 10 yıl geriye gitti kulüp, artık herkes rahatlamıştır...
*
edit: şikeci'gillerdenim
edit2: cips poşeti değil, çekirdek poşetiymiş sahayı kapattıran...
ulan 10 yıl önce bile bu kulüp üzerinden oyunlar oynanıyor, dolaplar çeviriliyordu, halen daha devam ediyor. cips poşeti lan, cips poşeti! cips poşetinden saha mı kapatılır vicdansızlar! düşün artık yakamızdan!!!
en son 15 yıl önce sadece ama sadece 1 kere gittiğim, ve durup dururken bugün birdenbire aklıma gelen cafe.
nerden aklıma düştüyse google'dan baktım falan, merak ettim ne kadar değişmiştir şimdi orası diye. ama 15 yıl önceki bir anının birdenbire insanın aklına düşmesi garip...
bence de bahsedilmemesi gereken bişey bu, ortada çok büyük bi rezalet var sonuçta.
sonuçta türk futbol tarihinde (bkz: kendi evinde rakipten en çok gol yiyen türk takımı) olmayı başarmış bir kulüpten bahsediyoruz.
hadi deplasmanlarda 7-8 fark yenir de, kendi evinde böylesi olur mu? daha önce kendi evinde bu kadar fark yiyen yok.
o yüzden bundan sonra bu konuyu dallandırıp budaklandırmayalım beyler, kapansın bu konu...
hadi deplasmanda 7 yiyen 8 yiyen takım olmuştur, oldu da. deplasman sonuçta, o ok...
peki ya kendi evinde bu kadar çok gol yiyen, kendi evinde bu kadar fark yiyen başka bi takım var mıdır, bilemedim.
istatistikçiler, tarihçiler, buyrun aydınlatın.