gülümsemen olmadan ve sana dokunmadan, gözlerine bakmadan, anlayamazdım, anlayamazdım. **
belki yoluna kor bir demli çay her şeyi. **
yalnızım çünkü razıyım. **
inancı sorgulamak kimseye düşmez ama boya küpüne dönecek kadar makyaj yaparak süslenen, dar ve cırtlak renkli kıyafetler giyen, hal ve hareketlerine dikkat etmeyen insan kafasına türbanı ha geçirmiş ha geçirmemiş farketmez, onun niyeti inançtan farklıdır ve evet böyle bir moda vardır.
matmazelin ağlamaya çalışması yetmezmiş gibi bülent aradığında güneş gözlüğü takması, nihalin saçma salak konuşmaları, bülentin hülya koçyiğit edasıyla koşması bu bölümün de dayanılmazlığını arttıran olaylardı.bitse de kurtulsak dedirtiyor artık.
eksiklerinin olmasına rağmen basit kullanımıyla bunu telafi eden ve son zamanlarda revaçta olan blog sitesi.
bu da benimki; http://boyalikus.tumblr.com/
işin içinde moda, güzellik* ve dikkat çekmek varsa soğuk da neymiş bunların yanında. üşüdüğünü belli etmemek için de şekilden şekile girerler. yahu ben bile üşüyorum gördükçe.
kimin kimin bu sessiz eller
mor halkali yaralı gözler
kıyılarıma vuran sen misin *
o kadar hızlı kirlenecektik ki masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı *
unut hiç bir film yok hayatını çeken,
bir sen ve daha sen,
seni gözetleyen.
sendin kaçardın ve hep yakalandın
kır bu kez olsun, insanlık kalmasın
bu kent senin değil, zaten hep burdaydı
yalnızlar şehri diye bir şey olmaz. *