*bol güneş ışığı eşliğinde yürümek
*keyifli şarkılae dinlemek
*akıl sağlığının yerinde olmasıyla beraber beden sağlığının da yerinde olması
*güzel şeyler düşünmek.
Hayatını tek kelimeyle özetle deseler uzak derdim ve ardından bu kelimeye eklerdim uzaklık olurdu derdim mesela.
Bulunduğum yer çoğu insan ve yere uzak
Aile kurmak,anne olmak, ayakta dimdik durmak uzak
insanlarla iletişim kurmak, onlara dokunabilmek, iyi gelebilmek çok uzak
Bazen oğuzcuğum ataycığım gibi diyorum ki "bat dünya bat!"
Mutlusun yak bir sigara, ruh halin yerlerde yak bir sigara şeklinde değil de akşamdaan akşama kahvenin yanında bir tane içerseniz iyi bile gelir lakin abartmakta üstümüze yok tabi bağımlılık diyip geçiyoruz da insanlar ne maddeler bırakıyor!
Onu da geçtim insanlar birbirlerini yarı yolda bırakıyor.
Ertelemek bir başlıksa uyuyunca geçmesi hissi de alt başlıktır. Diyeceğim şu ki asla ertelemeyin, erteledikçe birikir biriktikçe en küçük şeyler bile katlanılamaz hale gelebilir.
Peki ne yapılabilir? Bize huzursuzluk ve acı veren şeylerin kaynağına o anda inmeliyiz, o anda yaşadığımız her ne ise daha fazla acı çekmeliyiz ki ilerleyen zamanlarda içimiz biraz daha rahat olsun.
Özlediğimiz bazı insanların kafasını kessek ama hisssettirdiklerini kesmesek mesela buna benzer bir şey olabilir miydi?
Böyle bir şey mümkün olabilir mi acaba lütfen olsun! Teşekkürler..
Ben devlet dairesinde olup, aynı statüde aynı maaşı alıp bu kadar gereksiz insanı cımbızla tek tek bulundukları yerden alıp içinde bulunduğumuz coğrafyaya koyan, bu coğrafyada yer alan insanlar silsilesini s..m. Şşş tamam sakin gençler, karakterinizi oturtup da gelin yoksa bir şeylerin üstüne oturacaksınız.
işin özeti nerde çalışırsan çalış kimseyle iş dışında muhatap olmayacaksan ve iş dışında da selamlaşmanın ötesine geçmezsen daha da rahat edersin.
Böyle dedikoducu, en fazla ben çalışıyorum triplerinde insanlar oldukça sırtımız yere gele gele nasır bağlayacak.
Ankara gop'ta bir adet her elini kolunu sallayanın giremeyeceği, girse de bulaşıkları yıkamadan çıkamayacağı, tek başına gitseniz de asla rahatsız hissetmeyeceğiniz güzel güzel insanların bulunduğu keyifli meyhane.
Kedisi veya köpeği de varsa komşu olmak isteyeceğim, ara sıra bazı bazı kahve içmeye çağırmak istediğim ve birkaç sene sonra kendimi aynen bu şekilde gördüğüm kadındır.
Ne takdir edebilirim ne de eleştirme hakkına sahip olabilirim ancak zemine basışı sağlamsa kendisine bir de çay demleyip kek yapacağım hanım abla kadındır.
Yeşilköy'de bulunan sessiz, sakin, efendi kişilikli bir parktır kendileri.
Kilometrelerce uzakta istanbul'da burnumda tüten tek yer olması ve ilham perimin bu parkta gelmesi de tesadüf olmasa gerek. En başta çevre ilçelerden gelen insanlar olmak üzere hemen hemen herkes uyum sağlar burda daha bir insan olur veya bana hep öyle gelir.
Sonra bu parkta yapılan kısa öpücükler gelir aklıma, sevmek cesur kadınlara/adamlara yakışırdı zaten.
Yemyeşildir şimdi röne, ah röne canım renö..
inanmak istiyorum; güzel günlerin geleceğine bir daha içinde bulunduğum durumdan daha kötülerini yaşamayacağıma vs ama genelde hep daha kötüleri olur çünkü hayat böyledir cümlesinin arkasına sığınmak bunu gerektirir.
Kaç kişiye daha el sallayacaksın? Kaç kişiye daha gitme diyeceksin ey kadınz? (Kendime taş attım, off hiç de canım acımadı)
Daha ne kadar saklamacağım ne kadar daha aynı yalanlar sürecek? Bebeğim sen herşeyi unutuyorsun da neden 6-7 sene öncesini unutamıyorsun ha?
Kim kapatıyor ağzımı? Doğruluğuna inandığım gerçekler nerde? Hani etik kurallarım hani ahkam kesmelerim, hani benim asla yapmam dediklerim? Nevrim döndü nevrim! Başkalarının mutsuzluğuna sebep olamam ama ya benim mutsuzluklarım yarıda kalmışlıklarım tükenmişlik sendromlarım (!), yitip giden bir daha da geri gelmeyecek şeyler nerede?
Bakın şurada son sigaramı içiyorum yarın markete uğrar yine bir paket alırım. Nerde ulan benim aldığım ama uygulamaya koyamadığım kararlar? Hani benim bilmem kaç kilo almış şişko çirkin sıfatım?
Noluyor abi bana? Nereye gidiyorum? Olmayacak kimi bekliyorum ben? Kimin hayalini kuruyorum? Yıldız ablanın da dediği gibi "içimde öyle güzelsin ki kirletmeyeceğim onu seninle!" demelerim nerde? Niye o telefon belli bir kişi tarafından çalsın diye bekliyorum? Yok işte anam babam imkanı yok, yolu yordamı yok bu kaosun.
Allahın ıslah edemeyeceği kişilerden miyim neyim?? Haşaaa!
Dün doğum günüydü iki gözümün çiçeğinin. Annaam kıyamaam evlenmiş de işlerde mi çalışıyormuuuş. Evde hanımı mı bekliyormuş onuuu. Ne? Kız çocuk mu istiyormuş bir de utanmadaan? Allah herşeyin en iyisini en güzelini en hayırlısını nasip etsin. iyi insanlar ve iyi muhabbetlere denk gelesicee.
Seni çook seviyorum,love..
Acı çektikçe daha çok gülümsüyor insan, bir yerden sonra kahkaha atıyor hatta. Orda burda teyzelere, belki de hiç kendisinin olmayacak çocuklara selam verip laf atıyor.
Memleket meselesi haline gelen yalnızlığımız, gençliğimizin son demlerinde bu b*kun püsürün içinde neden olduğum sorulup duruluyor mesela. Herkesin hayali şehirde yaşamakken sen neden burdasın diye soruyorlar. Macerayı severim der geçerim, zorluk olmadan ben yokum vs diyr vasat cevaplar veriyorum ama sonra içten içten yaşlar akıyor bir yerlere. Ulan diyorum sen herşeyden kaçtın ya?!
Eskiden iki nefesimin arasında, önünde arkasında hep birilerini düşünürdüm o kadar düşünürdüm ki kendimin bir önemi yoktu. Artık biraz daha mı önemli hale geldim yoksa yaşlanıyor muyum bilemiyorum tabi de bilememek de üzücü bazen.
Biri elimden tutsun istiyorum son zamanlarda. Başını yaslıyım omzuna. Gözlerimizi kapattığımız yerlerde olalım. Sevmek insanı güzelleştirir, aşk da mükemmelleştirir, herşeyin karşılıklı olanı kabuldür.
Çok arsız insanlar var be ve benim yüzüme nasıl bakıyorlar anlayamıyorum.
Çok acı çektim, gerçekten, toparlandık daha az aklımızda ama dalıp gidiyorum işte gözlerim tavanda boş boş bakıyor.
Öyle yorgunum ki akşam oturduğum yerde sızmışım. Kafamın içindekilere zaman kalmıyor. Sabah hava aydınlanmadan çıkıp hava simsiyah olmadan gelemiyorum eve. Sahi havanın simsiyah olması nasıl bir gözlem.
Seni düşünmüyormuşum ya ben, ulan sırf sen huzursuz olma diye yazmıyorum ben be.
Buralara gelmeni sana saçmalamayı istiyorum ama şu sıralar sana da üzülüyorum dert babası yaptın beni dersin diye korkuyorum ki keşke demesen.
Keşke ile başlayan her cümle anlamsız olduğundan senin için keşke demiyorum cinbiberim.
Kendine dikkat et selametle git...
Birkaç gün önce arkadaşın evinde gözlerim dalıp gittiğinde nasıl olduysa o dalıp gitmelerin ne anlam ifade ettiğini anladı arkadaş.
Elini bileğine götürdü jilet veriyim mi dedi. Baya kahkaha attım baya.
Zaten şu zamana kadar aldığım en şyi iltifatlardan biri "tam birlikte intihar etmelik, ölümü anmalık kadınsın" dı.
Neşeli hallerime dönmek istiyorum, biraz çabalamam lazım tam çabalıyorum sonra hoop yine ağır vakalar.
Yakında ağır yaşamlara katılacağım bu gidişle. Yemeği insan gibi yiyiniz yazıcam her yere.
Birbirini hafifletmek önemli, nerde böyle insanlar hani?
Daha çok doğu anadolunun kars ilinde kullanılan, terekemece iri yarı erkek kişi anlamına gelmektedir.
Burdaki kişi erkek anlamında kullanılmaktadır. Yeke ise iri yarı anlamına gelmektedir.