...muhafazakar liberal biatçıların bilinçaltı korkusunu (bu hükümet bir gün giderse) açığa çıkarır. sen git zaman gazeteni oku, ciner medyasını takip et. fehmi abinin yorumlarını dinle akşama da maklubeni yer sohbetini yaparsın birşeyin kalmaz.
öyle disiplin kurulu, dayak, şiddet gibi şeylere gerek yok. (siz yorulursunuz sadece, savcılık, müfettiş... değmez.)
öğrenciyi cesaretinden dolayı önce alnından öpünüz. (e cesareti ödüllendirmek gerek!)
ardından tahtada (cami duvarı) evire çevire, özet geçmeden uzun uzuuuun, bir güzel sözlü yapınız. (birin solundaki sıfırların bir işe yaramadığını öğrenir.)
memati baş modunda tahtaya gelen öğrencimiz tahtada kendine gelecek, fabrika ayarlarına dönecektir. (üstüne de fazla gitmeyin, ergen zaten.)
şu anda dinlemekte olduğum fuat saka kaptanlığında hazırlanan doğa için çal solistlerinden ersan özcan'ın ilk albümü. ada müzik'ten yayınlanmış.
en çok beğendiğim şarkılar fuat saka bestesi olan göç türküsü ile cem tarım'ın güzel şelpesiyle açılan gemiler giresune oldu. yolu açık olsun.
gazi üniversitesi gazi eğitim fakültesi müzik eğitimi bölümü öğretim üyesi (doçent). yıllar boyunca lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine piyano dersleri vermiş ve piyanoyu sevdirmiştir. doğa tutkunu olan küçük, yaklaşık bir buçuk yıldır mücadele ettiği kansere 28 mart 2009 tarihinde yenilerek aramızdan ayrılmıştır.
deli bir dahinin, dostunun ölümü üzerine, piyano için yazdığı eserdir. eserden uzunca bir süre kimsenin haberi olmamış, ölümünden sonra basılmış ve ondan çok sonra seslendirilmiştir. ravel tarafından orkestrasyonu yapılan eser, orkestra sazlarına güç denemesi olanağı verdiği için, orkestraların vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.
en delisinden vatansever insanların, buraya girip de çıktıktan sonra, düşüncelerinde köklü değişiklikler yaratan cehennem köşesi. batıdan gelip de doğuda askerlik yapacak olan kısa dönem uzun dönem erlerin, bir derece zorunluluktan dolayı, zoraki durağıdır. Askerliğini Hozat'ta 319 KD olarak yapan birisi olarak biraz bilgi vermekte fayda görmekteyim (hazır 325 KD'ler askere gidecekken):
mülakata girdikten 10 gün sonra yeriniz belli olur.
doğu'ya gidecekseniz elazığ'a uçak, otobüs bileti aramaya başlarsınız. (ben malatya üzerinden elazığ'a geçmiştim.)
12 aralık gibi akşam saatlerinde harput yolu üzerindeki asıl adı merkez komutanlığı olan elazığ ktm'ye hoşgeldiniz.
dumurlar listesi:
dumur 1:
ilk gittiğinizde mahşer yeri gibi bir kalabalıkla karşılaşacaksınız. geçici izin belgeniz teslim alındıktan ve içeri girdikten sonra sivil hayatı 6 aylığına unutun. bavullarınızı girişte az ilerde sol taraftaki raflara yerleştirmenizi isteyecekler. burada yer isimleri yazar. (tunceli, hozat, karakoçan, van, hakkari vs.) gideceğiniz yere göre bavulunuzu yerleştirin. ama içinde para, saat gibi değerli bir eşya bırakmayın.
dumur 2:
er gazinosu diye bir yerlere yönlendirecekler sizi. yemek sırası diye bir şey var ki abooooo! orada gideceğiniz birlikten insanlarla tanışabilirsiniz. çekinmeden sorun: hozat-pertek var mı?, van-hakkari var mı? diye.
dumur 3:
yemekler rezalettir. akşam yemeği saat 19 gibi, sabah kahvaltısı 05 gibi, öğle yemeği de 13 gibi verilir. yemek deyince aklınıza bildiğiniz yemekler gelmesin.
dumur 4:
kesinlikle ama kesinlikle adam muamelesi görmeyeceksiniz.
dumur 5:
sizi soğuk havada sürekli sayacaklar. uzun dönem çavuşların matematik bilgisi 30'a kadar saymaktan öteye gidemediğinden sürekli hata yapacak. sayma işlemi uzadıkça uzayacak. (birliğinizden en az 80 kişi orada olacağından)
dumur 6:
bütün işlemler bittikten sonra upuzun bir yürüyüşe başlayacaksınız. (koğuşlara gitmek için) yağmur, kar ya da ayaz varsa yandınız!
dumur 7:
uzun dönemlerin kabul ya da terhis dönemlerine denk geldiyseniz 5000-6000 kişilik bir kalabalığa hazır olun.
dumur 8:
mümkün olduğunca aynı birliğe düştüğünüz yeni kısa dönem arkadaşlarınızla yan yana kalmaya çalışın. çünkü yataklara 2 kişi birden yatacaksınız. buralarda hırsızlık vs. olabiliyor. gece sizden kimlik isteyebilirler. vermeyin. uzatırlarsa da alttan almayın.
dumur 9:
saat sabahın 4 ya da 5 inde sizi sabah sayımı ve kahvaltı için uyandırırlar. aynı işlemler böyle sürer gider.
eğer kış günü sevk ya da ilk katılım için gittiğinizde işler daha da zorlaşır. er gazinosunda 2000 tane eleman zaman geçirmeye çalışırsınız.
1888 tarihli grup yorum albümü. tam adı "haziranda ölmek zor - berivan" dır. ilk yayınlanışı "cem müzik" tarafından yapılmış daha sonra kalan müzik yayın haklarını devir almıştır.
özellikle kurtuluş filmindeki izmir'in dağlarında düzenlemesini dinleyince karşısında şapka çıkarılması gereken, türkiye'nin eğitim müziği dağarına çok büyük katkıları olan, eğitimci-bestecimiz.
muammer sun'un dörtlü armoni sisteminde piyano için yazdığı ezgilerden oluşan 4 defterlik eseri. bazı eserleri çalmak (köçekçemsi) insanı epey bir uğraştırmaktadır. ancak ezgiler o kadar güzeldir ki çalışmaya değer dedirtir. geçtiğimiz yıllarda bilkent üniversitesi tarafından basılan cd'si mevcuttur. yakın zamanda kalan müzik tarafından yayınlanmıştır.
eserin orkestraya uyarlamış şekli de vardır.
1.defter:
uzun hava / kırık hava
dinlenti / köçekçemsi
ağıt / yakarı
horonumsu / gezinti ve oyun
kalan müzik tarafından 2001 de yayınlanan "sen sen sen" adlı çalışması olan sanatçı. türkü ağırlıklı albümün düzenlemelerini aynı zamanda eşi turgay erdener yapmıştır.
1. sabahın seherinde
2. sen sen sen
3. ille de
4. gökyüzünde tüten olsam
5. arabamın tekerleği
6. ay gız
7. lorca tango
8. yarim senden ayrılalı
9. canım
10. hayranlığımızın gözbebekleri
11. bülbülüm
12. laçin
13. adios querida
türkçe öğretmeni arkadaşımın bizzat yaşadığı bir an:
arkadaşım öğrencilerine "aslan yattığı yerden belli olur" sözünü açıklayan bir kompozisyon yazmalarını söylemiş (yanılmıyorsam 8.sınıf öğrencisi). çocuklar daha sonra yazdıkları kompozisyonları teslim etmişler. öğrencilerden biri şunları yazmış:
"aslan sarı bi hayvandır. galın gürkü vardır. ormanların gıralıdır.."
başlığı açan arkadaşımızın* yazdıklarına bakıldığında süreci bilmediği düşünülmekte. gerçekten de kişileri ve olayları bilmeyenlerin, boran fırtınası albümünü dinlediklerinde, kullanılan terimler yüzünden kafaları karışabiliyor. buradan hareketle debian arkadaşın "zırva" kelimesini kasıtlı kullanmadığı düşüncesindeyim.
ayçe idil erkmen, ölümünden sonra adının verildiği okm'de tiyatro faaliyetlerine katılan, düşüncelerini bu yolla ifade eden bir sanatçıdır. bir tiyatro oyununda geçen "ben bir mitralyözüm" sözünü, katıldığı ölüm orucu eyleminin sağlığını ağırlaştırdığı bir dönemde geçirdiği bir nöbet sırasında sayıklamasından dolayı kendisine ölümünden sonra mitralyöz denmiştir. grup yorum'da yakından tanıdıkları idil'in anısına, mitralyöz benzetmesi kullanarak, 1998 yılında çıkardıkları boran fırtınası albümündeki halkımızın gelini adlı ezgiyi yapmıştır.
düşüncelerine katılırız ya da katılmayız. ancak idil'in dünyadaki ölüm orucu eylemlerinde yaşamını yitiren ilk kadın; paylaşmanın, doğru bildiğimiz yolda yürümenin fasaryadan sayan insanların çoğunlukta olduğu bir dünyada idil'in düşünceleri uğruna ömründen vazgeçen bir insan olduğunu da unutmamak gerekiyor.
kendimize şu soruyu soralım: acaba hangimiz bunu yapabiliriz?
2 temmuz 1993'den savrulan kül kokusu genizimi yaktı bu haberi okuyunca. gözlerim buğulandı. 17 yaşıma gittim anılarda. hasret'i, muhlis babayı, nesimi ustayı anımsayınca gözlerimdeki buğu yaş oldu aktı, engel olamadım.
o gün 17 yaşındaydım. bugün saçları ağarmaya başlamış bir öğretmen. ne değişmiş o günlerden bu güne? ağaran saçlar. ama hasret, o günden beri 21 yaşında. tekbirlerle slogan atanlar 21 yaşında bıraktı hasret'i...
hiç bir şey değişmemiş! yıl 2007... o zihniyet iktidar oldu, takke düştü kel göründü.
edit: daha farklı yazacaktım ama "yine coştu" demesinler diye burada kesiyorum.
ağaç gizli büyüdü adlı tek albümü kalan müzik tarafından 1998 yılında yayınlanan, benim ise bu albümü yaklaşık on yıl sonra farkedebildiğim sanatçı. google'da ferhat livaneli ile ilgili araştırma yaparken tesadüfen denk geldiğim, söyleyiş tarzı ilk başta biraz garip gelse de besteler ve ferhat livaneli'nin düzenlemeleri albümü kaliteli bir düzeye çıkartmış. bir albümde armoni duymak istiyorum diyorsanız ferhat ustanın düzenlemelerini yaptığı bu albümü edinmenizi tavsiye ederim.
bestesi gazi üniversitesi müzik eğitimi bölümü öğretim üyesi (benim de hocam olur kendileri) yrd.doç.dr. salih aydoğan'a aittir.
bugün 5.sınıf öğrencilerimle birlikte bu şarkıyı gitarlarla içi su ve kum dolu maden suyu şişeleri ile çalıp söyledik. neredeyse 30 yıllık bir şarkıyı bugün bile çocuklar keyif alarak söylediler. yüreğinize sağlık salih hocam.
hakan yılmaz'ın 1988 yılında ezginin günlüğü ile birlikte hazırladığı, nepa müzik tarafından yayınlanan nefis ötesi bir albüm. cd kapağı çok ilginçtir.
içindeki türküler:
1. le hanım
2. dağlarda kar sesi var
3. kırmızı gül
4. üç kız bir ana
5. bitlis'te beş minare
6. gurbete gidişimdir.
7. tutam yar elinden
8. huey hudey
9. huma kuşu
10.gule
11.mavilim