bu diziyi cnbc-e'de ilk gördüğümde uf, uzay dizisi, iğrenç deyip hemen kapatmıştım. hatta öyle itici gelmişti ki bana, reklamlarına bile tahammül edemiyordum. sonra, günlerden bir gün izleyecek başka hiç bir şey bulamayınca bir bölümünü oturup izledim, işte benim çarpıldığım an o andır. o günden sonra miniseries, webisodes, tüm sezonlar, razor, plan hakkında ne bulduysam oturup izledim. 4 sezon boyunca harika şekilde devam eden, benim ve eminim izlemeyen pek çok insanın da düşündüğü gibi kesinlikle sadece bir uzay dizisi olmayan; din, siyaset, aşk gibi pek çok konuya, hatta aslında 'insanlık' kavramına çok farklı bakış açıları getiren, televizyon tarihindeki en birinci dizidir, televizyon sinema vs'de yapılmış en iyi şeydir. piyasadaki pek çok dizinin aksine (biten), bazı açık noktalar bulunsa da çok da şahane bi final yapmışlardır.
--spoiler--
özellikle olayın 150000 yıl önceye bağlanmasına ve dizinin asimo'nun görüntüleriyle bitirilmesine bayıldım.
--spoiler--
izleyin, izlettirin efendim. bay dı vey, ccc bear mccreary reiz ccc
son olarak;
all of these has happened before, and will happen again so say we all
dizi versiyonu da şahane de, battlestar galactica 4. sezon soundtrack'indeki hali anlatılmaz, yaşanır. özellikle son kısımlarında allaaah! diye şener şen edasında bağırmak geliyo insanın içinden..* allessandro julliani'nin sesi de inanılmaz güzel. o değil de özledim lan galactica!
çok başarılı bir şarkı sözü yazarıymış, iyi ki bu yönünü gördük malt ile. yoksa hep cenk-erdem ikilisinden biri olarak bilecektim kendisini. sesi de çok iyi tabii, söylemeden geçmek olmaz. ayrıca wherever i may roam'ı da pek güzel söyler, dinlenesidir.
her iki albümde de (bkz: kendi adını taşıyan ilk albüm) (bkz: arıza) tüm şarkıları harikadır, özellikle sözlere dikkat çekmek isterim. cenk bey harikalar yaratıyor, böyle bilmezdik kendisini.
az önce ntv spor'un suada'dan kutlama partisi canlı yayınında röportaj için yanına çağıran ırmak kazuk'a 'burda program mı yapılır lan manyak?' diyen sempatik insan.
hayatımda izlediğim en heyecanlı maçtı, gerçi aslında baştan sona kadar izlediğim ilk basketbol maçıydı ama olsun, hop oturduk hop kalktık işte ailecek.* kötü başladık, kötü oynadık ama son anda kurtardık neyseki. *
darısı finale diyeceğim ama, şom ağızlık yapmak istemesem de abd ezer geçer gibi geliyor.
yalnız o değil de, şu aç sonrası röportajları çok eğlenceli. maddi manevi hidayet, çok sempatik adamsın lan.
değildir efendim. neden olduğunu merak edenler bi zahmet her gün gazetelerin 3. sayfalarına bi göz atıversinler neler geliyo başlarına 3 yaşında çocukların.
en asil duyguların insanıdır. yalnız türkiye'den bahsediyorsak o french kiss'i verecek kişinin kız değil de abisi veya bir aile büyüğü falan olması daha büyük ihtimaldir.
troll olduğunu zannedip 'olası bi alice in chains açıklaması' yazacağıdım kii, o da ne biri daha söylemiş bunu. bu adamların bunu önyargılarından veya sırf gıcıklıklarından söylemiş olmaları gibi büyük bi ihtimali bi kenara bırakırsak nerelere götürüyolar, nerelerde gezdiriyolar bu adamları yahu. azıcık özen gösterelim ecnebiler geldiğinde ülkemizin imajına, ciks yerlere götürelim de parfüm kokularına boğulsunlar, şanımız yürüsün yaban ellerde.
bir kaç gündür internet hızımın fena şekilde düşmesi sonucu noluyo lan diye ttnet müşteri hizmetlerini aramamla öğrendiğim berbat uygulama. hayır sınırsız paket aldıysam ve ona göre fiyat belirlendiyse ödemem için, nedir yani bu 15 gb? gerçi ben de abartmışım biraz hazır sınırsız diye ama * hakkımdır yahu! allahtan ay başı geldi de düzelicek inşallah bugün yarın.
'ohohon gct mi' * baya uzun süre anlam verememiştim ben buna, sonradan söyledi öksürüğün geçti mi demek istiyormuş sevgili anneciğim. şifreli mesaj yollamış meğer.*
jim parsons ile sevindiren; ama hugh laurie ve neil patrick harris ile üzen tören olmuştur. giderayak lost'a da bi ödül verselerdi keşke, gerçi o finalden sonra oh olsun demek de geliyor içimden ama, yine de onca sene izledik lan, yazık.
kendini öyle sanmaktadır ama oyuncu falan değildir, o kadar güzel bi hatun da değildir tamam ama galatasaray taraftarının bu kıza bu derece takık olmasına anlam veremiyorum ben. napsın yani iki genç birbirlerini görmüş beğenmişler * sırf takımın ve taraftarların bekası için ayrılsın mı, kavga mı etmesin; iyice sevgilisine gol yedirten sara carbonero muamelesi görmeye başladı, yazık kıza.
melih gökçek'le yaptığı ekran düellosundan sonra pek sevmeye başlamıştım kendisini, chp genel başkanı olduğunda da çok inanmıştım chp'yi daha düzgün bir çizgiye oturtacağına. ama şimdi siyaset meydanı'nı izliyorum da, vaatlerinin altı çok boş, bir yenilik yapabileceğe de benzemiyor ne yazık ki. bu gidişle, umarım tersi olur ama, chp yine eli boş çıkacak sanki referandumdan ve genel seçimden. yine de erdoğan karşısında en iyi alternatiftir bence.
siyaset meydanı sonrası edit: 'neden hayır?' konusunda çok güzel noktalara değinip mantıklı cevaplar verse de referandum dışında parti politikaları konusunda açıklamalarını hala yetersiz buluyorum. türban meselesi mesela. 'biz çözeceğiz' deyip duruyor ama nasıl sorusuna bir cevabı yok. madem daha parti çalışmaları sürüyor konu hakkında, e o zaman o çalışmalar bittiği zaman böyle bir söylemde bulunsun da yöntem konusunda soru sorulduğunda daha dolu cevaplar verebilsin.
kaset kabına reçel sürüp camın önüne koyarak avını beklemek. zavallı sinek gelip yapıştığında kapatarak bir süre sersemlemesini bekledikten sonra açarak yavaş yavaş sineğin bacaklarını koparmak. *
schindler's list ile tanıdığım, the english patient'le aşık olduğum ve filmi izlediğim günden beri ralph ralph diye yeni ergen gibi etrafta dolaşmama sebebiyet veren muhteşem, insan ötesi varlık. dış görünüşünü ve aksanını bir kenara bırakırsak * çok da şahane bi oyuncudur kendisi, izlenesidir.
facebook şarkısı internette dünya çapında milyonlarca insan tarafından izlenmiş, hatta haber olmuş bu şakıyla yabancı gazetelere. o artık bir dünya starı, herkes akıllı olsun!!!1!
müzikal yetenek anlamında aralarında pek bir fark bulunmasa da biri piyasalarda pek bi tutulurken diğeri ıyy kıro diye dışlanır, dalga geçilir niyeyse. ben şahsen yeka'yı tercih ederim. *