nice dilekler gitti ve böyle giderse gidecekte, ne ahmetler ne samirler gitti! yaşadığımız ülke şartları ve kim kime tekmeyi vururs yada kim kime dişini geçirip ezerse toplumsal ayrışmalar ve soyutlamalar ve tabiki sonuç sınıfsal ayrım. sınıfsal ayrımın etkisiyle yok oluş ve kibirlenme. para değildi belki çare ama kader..
öncelikle Rusya ile savaşmama kararı almıştı naziler önce Avusturya sonra Çekoslovakya yı aldıktan sonra polonya'ya savaş aşmıştır eğer Rusya ya saldırmayıp yunanistanı işkal altında tutsaydı belki o sırada veya ondan sonra hedef türkiye olacaktı yani Türkiye zaten o zamanlarda. savaşacak imkanı yoktu çünkü avrupa ülkeleri bilimi çok iyi derecede kullandığı için silahlanmada bilimsel ve kimyasal olmuştur yani o şartlarda ikinci dünya savaşında Türkiye olsaydı yok olabirdi bile diyebiliriz.
herkesle arası çok iyidir, çünkü işini iyi yapıyor herkesi takıyor gibi görünüyor ama asıl olan kimseyi umursamıyor. ve ilginç olanda insanları istediği gibi kullanıp yararlanır. etliye sütlüye karışmaz...
insanın varlığı ile bile şüpheye düşmesi, sorgulayıcı tavrı ile kendi benliliğin bile farkına varmadan, herşeyin farkına varmak bir nevi aynı şeylere çıkıyor herşey ,yolun sonu yine yaradılış gereği sorgulayıcı olursa eğer hep kederli ve ümmalı bir şekilde yaşam savaşı, geçim derdi!