yazılı ve görsel basında yayınlanan bazen ders veren, bazen ibretlik olabilen, unutulduğunda geçip giden fakat unutulmadığında yanlışların sonunda doğruları göstereceği misali insanlara örnek olabilecek haberler bütünüdür.
hergün gazetelerde ve televizyonlarda onlarca haber izliyoruz. bunlardan bazıları olayı yaşayan şahısların bir ömür boyunca, haberi okuyan insanların ise sadece okuduğu anda üzülmelerine ve isyan etmelerine yol açacak haberler oluyor. bazen öyle olaylar yaşanıyor öyle haberler çıkabiliyorki bu kadarda olmaz diyebiliyoruz, bu belki olayları yaşamayan bizler için küçük ama bazıları için hayatını etkileyecek, yıkabilecek derecede büyük sorunlar olabiliyor.
insanların hayatı ile oynayan kararlar, boşvermişliklerin yaratabileceği büyük sorunlar, sistemin açıklarından faydalanıp başkalarının hayatlarını karartanlar kısacası medya'da yer alan ülkemdeki tüm yanlışlıkların birgün değil binlerce gün okunabileceği bir derleme.
olay hemen hemen hergün türkiye'de görebileceğimiz türden bir haber, bunu biraz farklı kılan ise kızın ölümünden sorumlu olan katili kız ve baba'sı çok daha öncelerden kızı rahatsız ettiği gerekçesi ile savcılığa vermesi fakat birtürlü sonuç alamamasıdır. göz göre göre ölüm geliyorum demesi ve savcılığın inanılmaz sorumsuzluğudur.
şimdi şunu diyorum, buradaki baba'nın yerine kendinizi koyunuz, evet belki haberi okuyan için bir anlık nefret ve isyan durumudur bu fakat ya baba için ? bizler birgün okuyup üzülürken o baba bu sorumsuzluk yüzünden binlerce gün yanıp içi paramparça olmuş halde olacak. bu yüzden başlığın adı 'unutulmaması ve unutturulmaması gereken haberler' umarım şimdi biraz daha iyi anlatabilmişimdir. kendi adıma sürekli güncellemeyi düşünüyorum burayı, keşke böyle haberler olmasada hiç güncellemesek ama malesef durum ortada, katılacak arkadaşlarada teşekkürler.
2009 yapımı türkçe ismi 'korku kapanı 3' olan korku filmi.
1. filmin yeri birçok kişide ayrıdır, 2. film bana göre rezaletti, bu son film ise korku film severlerin eğlenmek için izleyebileceği sırıtmayan eh işte dedirten bir filmdir. bu tarzı sevenlere kesin olarak söyleyebileceğim tek şey ise film olarak iyi olmasa bile 2. filme göre ciddiyeti daha fazla olan yapımdır.
son derece kaliteli görüntü * ile online film izleyebildiğiniz ve indirebildiğiniz, içeriği kaliteli sayılabilecek derecede bir forumu olan internetten film izlemeyi diğerlerinden bir nokta öteye taşımız keyifli bir site.
rus çariçesi lakaplı 33 yaşındaki rus bayan boksör.bu kadın dünya ağır siklet boks şampiyonu olmuştur, resimlerine bakıldığında insan şoka uğruyor, ağır siklet bayan boksörü denilince akla suratı şişmiş insan modeli geldiğinden dolayı olsa gerek.
inanılmaz gerçektende, bi ağır siklete göre acayip seksi:)
pala bıyıklı,göbekli kıllı pis adam imajıdır.yabancılarca nedense akla türk erkeği denildiğinde bu tiplerin gelmesi çoğu böyle olmayan türk erkeklerini üzmektedir.bu tarz bakımsız erkeklerinin doğruluğunun yanında çok bakımlı iyi giyinen ve yakışıklı erkeklerde oldukça mevcuttur türkiyede.
almanyada zamanında bakımlı ve kültürlü, almancasıda çok iyi olan bir türk çift'e alman ailelerinin siz türk olamazsınız çünkü çok bakımlı ve kültürlüsünüz türkler pis insanlar, bakımsız ve kötü giyinirler dediğini hatırayı yaşayan çiftten duydum. bunu duymak beni bu başlığı açmaya itti. komik bir yanı olsada imaj açısından aslında acı bir hatıra.
kadınların eşlerine veya sevgililerine karşı olan bağlılıklarıdır.
erkekler çapkındır, muzurdur, laf dinlemezler, başkalarına bakarlar,bazende aldatırlar. Bu sözleri küçüklükten itibaren birçok kadından duymuşuzdur. hani bir önyargı ile bakış vardırya bizlere karşı, küçüklükten itibaren belkide böyle yetiştirilmesek düzgün bir eş düzgün bir sevgili olarak olgunlaşabilecekken bilinç altına yerleşen sözlerle kadınlarında istemeden elimize verdiği bu evreyi normalleştirme kozu ile içimizde bi güvence vardır hep. biz bakarız, erkeğizdir. işte şimdi biraz erkeklerin ister istemez sadakatsızlik damgasını içten içe yemesi ve kendinin dahi haberi olmadan bu damga ile yaşamaya çalışmasını, bunun yanındada çok masum görünen kadınların sadakat bütünlülüğünü elimden geldiğince ve başımdan geçen bazı gerçeklere dayanaraktan burada anlatmaya çalışacağım.
Keşke herkes sevgisini hep içinde barındırıp sevdiği insana karşı bağımlı kalabilse, bu bağımlılıktan mutlu olabilse. ama olmuyor işte pek mümkün gözükmüyor doğanın kanunu belkide bu, aldatma sadakatsizlik duygusu. aldatmanın özellikle erkek kısmını ele alırsam %95 olarak cinsellik sebeplidir bu diyebilirim, aslında acımasız ve haksız bir aldatma şeklidir birazda, çünkü cinsel doyumsuzluk halinde aldatmayı başka şekilde ele alırsak erkeklerin eşlerinden aldığı cinsel doyum olsa dahi erkeklerin aldatması yinede mümkün olabiliyor, vahşi bir hayvan gibi belkide kimbilir, belkide ilk başta söylediğim bu psikoloji onu olmadığı halde bir vahşi yapmaya bir aslan olmaya ve her daim av kovalama psikolojisine itmiştir.
alınmaması gereken hiç kimse üzerine alınmasın kendi adımada şuan bekarım ve yalnızım,ve kesinlikle kendimi kız arkadaş veya eşini aldatacak, aldatma potansiyeli olan bunu bir başarı gibi gören bir insan olarak görmüyorum, elbette böyle düşünen milyonlarca erkek ve kadın vardır fakat düşünmeyende gerçekten elle sayılacak kadar az değil ve oldukça fazla. özellikle sevgili kısmını bir kenara bırakıp evli olanlarına baktığımızda yaşadığım şehirde çok ilginçtir 10 larca eşini aldatan erkeğe tanık oldum. genelde dikkatimi çeken bu insanların 28-40 yaşları arasında olmasıydı. içlerinde bizzat yakından tanıdığım kişilerde bulunup aile içerisinde mutlu bir yaşamı olduğu gözüken fakat aldatmayı bir erkeklik kanıtı gibi benimsemiş insanlarda vardı, ilk önce sanal alemden görüşmelere başlayıp daha sonralarıda bulunduğu şehire veya mekana gidip görüştüğü kadın ile birlikte olarak bunu bir adet haline getirip eşlerini aldatıyordu bu insan ve bunun gibi daha birçok kişi, üstelik aldatma ile kalmayıp inanılmaz bir şekilde bu alanda profesyonelleşmişcesine rahat tavırlar takınıp yaptığı ile gururda duyabilmekteydiler. insan olarak baktığımızda iyisinden kötüsüne kabadayısından mazlumuna birçok erkek gördüm, etraflıca mert adam olarak bilinen kişilerinde zaman zaman bu kötü alana kaydığını gözlemledim. kimsenin içine kurt düşürmek gibi bir derdim yok elbette, yine bu kadar aldatma olayına şahit olup neden uyarmadın veya birilerine çıtlatmadın diye bana kızanlarda olabilir fakat bu kişilere biraz etraflarına dikkatlice bakarlarsa bu tip insanları görmelerinin zor olmayacağını ve aslında sizin bulunduğunuz konumunda onlara müdahale etmeye elverişli olmadığını göreceklerdir.
meşhur olan erkek aldatmasını aslında fazla uzatmaya gerek yok, birçoğumuz birçok defa buna şahit olup görmüşüzdür, başlığın amacı ve aslında sistemin hafif eşitsizliğinede biraz değinmek gerek, erkeklerden biraz bahsettik peki ya kadınlar gerçekten o kadarda masumlarmı ?, erkekler çapkındır, bütün erkekler aynıdır derken acaba hiç aynaya bakma ihtiyacı hissetmişlermiydi ?
yine geneli bırakıp istisnai durumları ele alarak konuşalım. bilen arkadaşlar vardır ama bilmeyenler için şöyle küçük bir bilgi vereyim, tasvip etmediğimi söyledim ve çok yanlış, şerefsizce bir hareket olduğunu yinelemek isterim erkeklerin bu eşlerini aldatması mevzusunda. fakat ufak bilgilendirmememize değinecek olursak erkek cinsel isteği kadınlara göre daha fazladır gerçi bahsedilen şu libido oranı erkeklerin aldatma yaşları ile kıyaslandığında pek tutarlılık göstermiyor ancak yinede genel bir erkek yaşamı ve kadın yaşamındaki cinsel arzuyu ele aldığımızda elbetteki erkeklerin istek seviyesinin kadınlara oranla daha yüksek olduğunu bilmekteyiz, küçük bir farklılık ise şurda gizlidir;erkekler bu seviyenin en yüksek te seyrettiği zamanlar ergenlik yıllarının ortaları ve sonlarına doğru yaşarken hani meşhurda bir söz vardır yeniyetme azgınlığı diye, heh işte bu sözde buna dayanır, kadınlar ise bu hormonların yoğunluğunu 30 40 yaşları arasında daha çok görmektedirler.
17 yaşındaydım ve liseden çıkmış arkadaşlarımla evlere doğru sohbet ede ede geliyorduk, derken içimizden birtanesi karşı kaldırıma geçti ve bir kadınla konuşmaya başladı yaklaşık 30'lu yaşlarındaydı bu kadın ve yanındada çok küçük bir kız çocuğu vardı. biz arkadaşlarımızla kadının yanına giden bu diğer arkadaşı beklerken ilk anda aklımıza hiçbirşey gelmedi düşünmeye bile yönlendirmemiştik kendimizi, akrabası sandık. tabi ergenliğin ve azgınlığın verdiği hareketlilikten olacakya bu salak güle güle geldi bizim yanımıza ve tabi bizde ne gülüyosun demek zorunda kaldık, bununla birlikte tabi kendiside kalabalık olduğumuzdan dolayı birşey çaktırmamak istedi, bu arkadaş bulunduğumuz kalabalıktaki bana belkide en yakın samimi olan şahıslardan birtanesiydi, kalabalık dağılıp iki kişi kaldığımızdada sordum haliyle; ne gülüyodun olm sen orda deli gibi diye.
-orda gördüğünüz kadın varya
+eee ?
-olm ben onu yapıyorum lan
+sie a.q yalancı
-olm valla bak kadın benimle bikaç defa birlikte oldu, kimseye söyleme dedi ama.
+olm yürü git kadının yanında çocuk filanda vardı manyakmısın evli filandır o, kandırıyorsun dimi.
-kandırıyorsam şerefsizim, kadın evli evet ama kocası yapmıyomuş lan bunu.
kocayada sövdükten sonra arkadaşla yollarımızı o günlük ayırmıştık, tabi o gece beni düşünceler sardı, bi yandanda önüne geçemediğim pislik fantaziler. çok kötü ve yanlış birşey olduğunu biliyordum ama biryandan kötülüyor ve inanmıyor diğer yandan ise hayal dünyama giriyor ve doğruluğunu düşünüyordum. gün geldi daha sonra bu konu 2 kişi arasındayken 4-5 kişiye sıçradı ve bu arkadaşın gerçektende kadınla birlikte olduğunu hepimiz anladık, farklı mekanlarda buluşup öpüştüklerini gördüğümde gerçekten şok olmuştum ağzımdan dökülen cümleler vayy be harbiden doğruymuş lan olmuştu...
tek bir olaya dayanarak kadınların masumiyetini sorgulamıyorum elbette, sadece bununlada kalmıyor bu olayın ardından benim bunun gibi birçok olaya daha şahit olmam hatta evli bir bayanın ben biryerde çalışırken bana karşı olan bazı ufak ayartma girişimlerinide bu alanda toparlıyor ve sadakati sorguluyorum. 100 kişiden 10 tanesi bunu yapıyor diye bir topluma bunu mal etmeye gerek ve lüzum yok fakat benim burda birazda uzatarak anlatmaya çalıştığım ve göstermek istediğim kadınların erkekleri aşağıladığı ve psikolojik baskı altına aldığı sadakat konusunda aslında kendilerininde onlardan pek aşağı kalır bir yerde olmadığıydı. cinsel hazı eşinden alamayan, cinsel doyuma ulaşamayan bunun neticesinde dişi bir vahşi olarak ava çıkan kadınları görüp tanıdığımda sevgiden, saygıdan, sadakatten hatta biraz belki cinsellikten ve onun verdiği arzudan utandım. bu yüzden tüm kadınlara diyebileceğim birşey varki oda eşit şartlar altında yargılama yapmalarıdır. çünkü bizleri aldatma makinesi gibi görüp bize önyargı ile yaklaştıklarında doğanın verdiği cinsel gücüde hesaba katmaları ve ona görede hareket edip yargılamaları gerekiyor, çünkü o yargıyı yapan kadınlarıda, ahlaktan bahseden kadınlarında cinsel doyumu alamadığında ne kadar arsızlaşıp oroaya buraya saldırdığını gördüm, onlarında bu bilinçte olması lazım...
herkesin eşine sadık kalması dileğiyle... daha ne diyelim...
Mısırlı bir kadın gazetecinin;erkekler istediğinde birden fazla kadınla evlenebiliyor kadınlarında bu hakka sahip olması gerekir düşüncesini ortaya koyması sonucu çıkan tartışmadır.
dinci zihniyetinin amerikaya karşı olan genel yaklaşımlarıdır.akp dönemi öncesi dinci diye tabir ettiğimiz insanların zamani yönetimlerin abd'ye yaklaşımları sonucu onları eleştirmesi bunun yanında en ufak olayda abd'yi sorumlu tutup onlara karşı psikolojik olarak tavırlarının oluşması çok olağandı,fakat akp hükümetinin gelmesinden sonra akp'nin abd ile müthiş yakınlılığı karşısında aynı zihniyetin olaya bakış açılarının inanılmaz bir şekilde değişmeside malesef bu zihniyetin objektiften uzak tamamen taraflı bir bakış açılarının olduğunu göstermektedir.
o günlerde amerika ile en ufak bir siyasi temasta bulunulması evlerimizdeki,sokaklarımızdaki aşırı dinci diye tabir edilen insanların yönetimleri suçlayıp amerikayı katil ülke olarak göstermesi ile sonlanabilirken aynı zihniyetin destekledikleri ak partinin günümüzde amerika ile olan bu sıkı birlikteliğini başarılı dış politika ve akp'nin siyasi gücü olarak yorumlayabilmektedirler.Bu durumda ülkedeki birçok insanın demokrasiye ve ileri görüşlülüğe karşı bakış açılarıda ortaya çıkmaktadır,zira bu durum çok övünülen bu %47'lik oyların büyük bir bütünlülüğünün aslında mantıksal yaklaşımlarla verilmediği ve ben insanlığa,bilgiye,birikime,akla,duruşa vs. değil dinci gözükene oy veririm düşüncesi ile verildiğinin kanıtlarından sadece biridir.
tıpkı birçok eleştirmen gibi sinemasever insanlar tarafından kabul görmüş sevilen popüler yapımlara karşı bok atan,sevdiği filmler ise klasik veya düşük bütçeli olan insanlardır.
not:popülerden kastım transformers,2012,karayip korsanları tarzı filmler değildir.bunlara herkes laf atıyo zaten.popülaritesi yüksek iyi yapımlara birkaç örnek ise aşağıda listelenmektedir.bahsi geçen insan modelinin aşağıda listelenen 10 filmin 10'unuda sevmemesi kesin değildir elbette,aşağıdaki filmler sadece birçok eleştirmen ve özentileri tarafından sıkça bokatılan yapımlara başlıca örneklerdir.
Erkeklerin libidosunun en yüksek olduğu yaş 16-17-18 yaş civarlarıdır,dolayısı ile bir ergenden daha fazla cinsellik düşünmezler,sadece yaşlanmanın verdiği psikolojik travma ile insanlara(kadınlara) ben cinselliği hala düşünüyorum mesajı verme güdüsü içlerinde bolca bulunmaktadır.
Çok klişe bir durumdur,okumanın derinliğine inildiğinde aslında bilgi edinip daha yararlı birey haline dönüşmek vardır ve genelde okuduğun alan üzerinede iş sahibi olma imkanı sunulur fakat dikkatlice bakıldığında bizim ülkemizin geneli üniversiteyi sadece okuyormusun sorusu sorulduğunda (evet okuyorum ben)lafını cevap olarak yapıştırmak veya (okudum ben) diyebilmek için üniversiteyi bitirdiğinden dolayı ve bu durumun asıl amacına ulaşamamış bir eğitim olması nedeni ile günümüzde okuyupda adam olan veya okumadanda adam olan karşılaştırmasını göz önüne aldığımızda ikisi arasında pek bir fark bulunamadığı ortaya çıkmaktadır.Bu yüzden evet okumak güzel birşeydir ama boş okumak değil,okumayan insan ezik olabilir ama her okumayan insan ezik değildir.
Yahu bu nedir böyle,nereye baksam yok efendim ateistler salak,ateistler ahmak ateistler şöyle böyle veya allaha inanalar aptal,dinciler bilmem nedir gibi başlıklar görüyorum,elbette herkesin bir düşüncesi vardır ve belirli sınırlar içerisinde insanlar birbirleriyle tartışırlar ama bi durup halinize baktığınızda sizcede biraz fazla abartmadınızmı ?
sözlük eğlence,fikir alış verişi ve bilgilendirme ortamından çıkıp ateistlerle dincilerin savaştığı bir platform haline gelmiş,ve dikkat ettiğim kadarıyla bu tartışma ortamı konu ile ilgili bilgi vermek amaçlı değil şahsın kendi inancını veya inançsızlığını tatmin eden yazılarla doldurmak için oluşturulmuş bir ortamdır.
Dün bende bununla ilgili ateist bir arkadaşın açtığı başlığa görüşümü kendisi dincilere saygısızlık yaptığı için bildirmiştim,fakat sonra baktımki sadece ateistler dincilere değil dincilerde ateistlere durmadan saldırır pozisyondalar,bir kısmın diğer kısımdan iyi veya kötü olarak büyük farkları olduğunu düşünmüyorum,saldırma amaçlı yapılıyorsa her iki tarafın yaptığıda yanlıştır.
din meshubu arkadaşlar kendi inanışlarına göre dünyayı güzel bir yer haline getirme çabasındadırlar,allahın varlığına inanırlar,dinlerdede inanmayanı zorla inandırmak diye bir şey yoktur,din mehubunun asıl amacı ibadet etmek ve elinden geldiğince bu dünyada düzgün yaşamaktır fakat hepimiz birçok din kuralının dincilerce çarptırıldığını bilmekteyiz,abartıya kaçılan ve çarptırılan kesimleri bırakın kendi içinizde yaşayın o öyle olmuş bu böyle olmuş farketmez sizler asıl mantıkla hareket edilmesi gereken güzel şeyleri dışarıya yansıtın,nebilim dünyanın güzelliklerinden bahsedin veya dünyanın sorunlarını ele alın ama bu sorunları sen niye allaha inanıyosun sen niye inanmıyorsun veya sen neden namaz kılıyorsun yok sen neden kılmıyorsun gibi çok şahsi ve öznel yerlere değilde biraz daha dünyevi ve gündemlik yerlere çekin bırakın kişinin inancı kendi içerisinde kalsın,ateistlerinde dini zorlamalardan ve birazda haklı olarak dinlerin dünyayı malesef yanlış yaptırımlar sonucunda kötü biryere çevirmesinden dolayı bir isyanları bulunmakta ama ahlaksızlığın dinde değil din adına oluşturulan bazı yalan yanlış şeylerde olduğunu söylemek isterim,he belki şimdi dini savunuyorsun denilecek hayır ben dini sizlere karşı savunmuyor sizin isyanınızın haklı olduğunu fakat bu haklı noktanın gerçek din anlayışı ile bağdaşmadığını söylüyorum,madem inananda inanmayanda dünyanın güzel bir yer olmasını istiyor ve arzu ediyorsa o zaman inançlara ve inançsızlıklara saygı duyup ilk geri adımı herkes kendine bakıp şahsi olarak atmalıdır ve böylece buralar daha iyi ortam olmalıdır...demek istediğim ve artık gına getiren çatışmadır bu din ateist çatışması...
israile filistinde katliam yaptığı için davos zirvesinde posta koyan türkiye başbakanı recep tayyip erdoğanın,daha beter katliam ve tecavüzlerde parmağı olan ömer el beşir'e karşı sırf müslüman olduğu nedeni ile posta koymayacağı gerçeğini bize hissettiren ziyaret.
