Bir kalpten kovulmuş gibiyim.
Evsiz kaldım.
Bilmiyorum nereye gideceğimi
Başka yol da bilmiyorum zaten.
Ben ilk kez
ilk kez bu yolda yürüdüm.
Bu çalılıklı patika yolunda.
Yalnız
Senin evini bilirim.
Başka kapı çalmadım ben,
Başka zillere basıp kaçmadım.
Kabul,
Ürkekçe davrandım.
Ama istedim ki
Kim gelmiş diye aşağıya in
Ve beni görmek için
Biraz olsun çabala.
Hiç değilse
Çalılıklı patika yolu için.
Ama bilirim
Gelmedin ve gelmezsin.
Güneşi hissettim tenimde
Pür bir acı yayıldı her yerime lime lime
Düşe kaldım birden
Düşlerden düştüm sana
Başımı döndürdün
Öyle uzaktan, perdelerin arkasından
Aralıksız pencerelerden bakakaldım ardına
Ardın bile güzel
Oysa isterdim ki sadece bana dön
Benim için dökülsün için
Dudaklarından dudaklarıma yol olsun sözcükler
Ki bütün sırlar çözülmeden birleşsin tenimiz
Sonsuz bir yankı bu
Yüzlerce insana anlattığın
Ama sadece ben duyuyorum sesini
Ve dokunabiliyorum kalbine
Hissetmesen bile
Sendeyim.
Birini seçmek zorunda değilsiniz ki zaten siz ne kadar ayırmaya çalışsanız da birinin yolundan giden diğerinden gidemez deseniz de bilim ve din ayrılmaz bir bütündür.
Kesinlikle insanların bakış açısı. Hiç kimse başkasının penceresinden bakamıyor dünyaya ve bir başkasının bahçesindeki çiçeklere tahamülü bile yok. Herkes nerede doğduysa ne şekilde büyüdüyse aynı devam ediyor tek doğru varmış gibi dünyada. Bu insanlarda kendileri gibi çocuklar yetiştiriyor. Malesef zincirleme devam ediyor.
Yok bu gecenin şiiri
Ertesi gecelerinde
Bu vakitten sonra
Ne gecenin karanlığına
Ne de senin yalanlarına
Gözlerimi yummayacağım
Hiçbir rüyamda seni görmeyeceğim
Gözlerine ve göğe bakmayacağım
Yıldızlara ve dudaklarına gülmeyeceğim
Dolunayı ve seni sevmeyeceğim
Bu şiir benim andım olsun
Bundan sonra ne sana
Ne gecelere
Şiir yazmayacağım.