12 aralık 2014'te amerika'da gösterime girecek olan ridley scott yönetmenliğindeki film. hz. musa rolünde christian bale var. hikaye hakkında herhangi bir bilgimiz olmasa da darren aronofsky'nin noah'ı ile kıyaslanacağını söylemek mümkün.
7 nisan 2017 tüm dünyada vizyona gireceği duyurulan film. yönetmenliğini yine Guillermo Del Toro yapacak. 3d ve imax 3d olarak vizyonla buluşacak. yazar kadrosunda bu kez zak penn olacak. bu isim daha önce birçok filmin senaryosuna imza atmıştı.
clint mansell imzası taşıyan bir diğer albüm. kronos quartet var ve yine harika bir iş çıkarmışlar. noah'ı henüz izlememiş olmakla ve izlemeyi planlıyor olmakla birlikte şarkıların filmle çok uyumlu olduğunu düşünüyorum.
steven price imzası taşıyan albüm. ilk parçasından itibaren insanı filmde yaşanan o gerilimin içine çekmeyi başarıyor. bu açıdan fazlasıyla başarılı bir albüm olmuş.
01. Above Earth (01:50)
02. Debris (04:24)
03. The Void (06:15)
04. Atlantis (03:43)
05. Don't Let Go (11:11)
06. Airlock (01:57)
07. I.S.S. (02:53)
08. Fire (02:57)
09. Parachute (07:40)
10. In the Blind (03:07)
11. Aurora Borealis (01:43)
12. Aningaaq (05:08)
13. Soyuz (01:42)
14. Tiangong (06:28)
15. Shenzou (06:11)
16. Gravity (04:35)
siemens'in yavaş fakat emin adımlarla ilerlediği cep telefonu piyasasında on sene öncesine göre harika bir iş çıkardığı modelidir. o zaman arkadaşımda görür görmez vurulmuştum kendisine. bugün herkesin elinde gördüğümüz samsung neyse, o zamanlar da nokia öyleydi. elinde nokia olmayanı dövüyorlardı, öyle diyeyim ben size. lakin hem özellikleri, hem de tasarımı ile çok çok farklı olan bu telefonun ayrı bir havası vardı.
çorap üretir gibi telefon üreten samsung'un, galaxy serisinde 10 seneye kalmadan çıkaracağını düşündüğüm model. çamaşır ve bulaşık yıkamak başta olmak üzere bütün ev işlerini yapabilecek kapasiteye sahip olacağı kanaatindeyim. artık beyler bu telefonu alıp eşlerinin rahat bir nefes almasını sağlar.
özellikle anadolu'daki birçok üniversitenin kantinlerinde görülen masalardır. ülkücü gençliğin ders aralarında ya da ders sırasında da kullandığı özel mekanlardır. o kadar özel bir anlamı vardır ki açılışında kurban bile kesilebilir aslında. genel başkandan başlamak üzere yönetim kadrosundan ve son olarak da ocak başkanından gelen çelenklerin de masanın sağına soluna konması halinde bu açılış, haber değeri bile kazanabilir.
gördüğüm en ilginç resi masalarından bir tanesi gazi üniversitesi'nin edebiyat fakültesi kantinindeki masaydı. adamlar masanın arkasındaki duvara bildiğin uluyan kurt deseni işlenmiş halı bile asmışlardı. bilmeden gelip oturan olmasın diye yapmışlar ellaam.
bu arada gazi'nin yabancı dil bölümlerinin bulunduğu c blokun kantininde yoktur mesela bu masadan. ülkücü gençliğin yabancı dillerle arası pek yok sanırsam.
2009'da çektiği district 9 ile adını epeyce duyurmuş olmasına rağmen sözlükte bahsinin hiç geçmemiş olması şaşırtıcı olan yönetmen. asıl işinin görsel efekt olmasına rağmen senaristliğe ve yönetmenliğe de el atması iyi olmuş. smallville'de de 3d animatörlük yapmış kendisi. son filmi elysium'da bekleneni tam olarak verememiş olsa da filmde vermiş olduğu mesajla takdiri hak etmiştir.
fatma karabıyık barbarosoğlu'nun ilk baskısı 2002 yılında timaş tarafından yapılmış olan kitabı. ilki 2006'da olmak üzere iki defa bitirdim, geçenlerde kitaplığımdan tekrar alarak okumaya başladım. fark ettim ki altı çizilecek çok satırı var.
"hatıralar hayattır.
ama her hayat, hatıraya dönüşecek kimyayı bulamaz." diyor, daha ilk sayfasında. aslında sosyolog olan bir roman/hikaye yazarının, ne kadar isabetli çıkarımlar yapabileceğini gözler önüne sermesi bakımından gayet iyi bir kitap.
okumak isteyenlere küçük bir not: kitap son olarak, "biz kitaba inanıyoruz" sloganını benimsemiş olan profil kitap'tan çıktı.
iphone 5s almayı planlayanların kesinlikle uyması gereken tavsiyeler.
öncelikle hiç düşünmeyin, gidin alın. sktir edin milletin ne dediğini ya da diyeceğini. paranıza kıyın ve alın bu cihazı. bir şey söyleyecek olanlara da hemen parmak izi okuyucusunu gösterin. onun parmak izini okutmasını isteyin ve okutunca da kilidinin açılmadığını görünce suratının alacağı o şaşkınlık ifadesini memnuniyetle izleyin. bunu yapın, hayatınızın en mutlu ve değerli anı olduğunu düşünün.
facebook, instagram, foursquare gibi uygulamaları indirdikten hemen sonra en yakındaki starbucks'a yardırıp check-in işlemlerine geçmeniz lazım. internet paketiniz yoksa wi-fi şifresini istemekten çekinmeyin. o kadar gidip kahve almışsınız, aptal bir wi-fi şifresi için sizi kırarlarsa siz de onları kırın. tabi öncesinde siparişini vermeniz lazım. onu unutmayınız. siparişiniz hazırlanırken siz de check-in yaptıktan sonra telefonunuzu herkesin görebileceği şekilde elinizde tutarak kahvenizi almaya gidin. sonra yine aynı edayla masanıza geçin. masanıza oturduktan sonra yanınızda bir arkadaşınız filan varsa, onunla birlikte cihazı incelemeye başlayın. bu esnada "vaaayyy, yuuuhhhh, ohaaaa, hadi canım" gibi nida ünlemlerini kullanmayı ihmal etmeyin ki insanların dikkatini çekin. size alaycı ifadelerle bakış atanları da asla kaale almayın. elinizdeki taş gibi iphone 5s'yi gözlerine gözlerine sokun.
sonrasında ise kahve bardağınızın fotoğrafını çekip bilumum sosyal platformda paylaşırken cihazın kamerasının ne kadar da süper olduğundan aynı yüksek ses tonuyla bahsedin. zaten instagram'da paylaştığınız fotoğraflar otomatik olarak twitter ve facebook'ta da yayınlanacağı için sıkıntı yok. diğer platformlar da işleyiş nasıl bilmiyorum ama onlarda da hesabınız varsa onları da asla ihmal etmeyin.
peki tek başına olanlar ne yapacak? onlar da check-in ve sosyal platformlardaki paylaşımlardan sonra arkadaşlarını arayarak işe koyulabilirler. zaten birçoğunun iphone 5s alacağınızdan haberi olacağı için sıkıntı olmaz. aradığınızda "3199 tl verdim, lütfen kaliteli espriler yap" ya da "telefon çok süper olum, kalitesiz espri yaptığın anda hemen konuşmayı kesiyor" gibi iğrenç esprileri yüksek sesle dillendirin ve bunlara anıra anıra gülünüz. aynı yöntemle birkaç arkadaşınızı daha arayın.
kahveyi höpürdettikten sonra çıkıp yakındaki mc donalds, burger king gibi klişeden ölünen yerlere gitmeyi de ihmal etmeyin. oralarda da check-in yapmanız lazım, unutmayın. aldığınız menünün fotoğrafını paylaşma yoluna buralarda da gidebilirsiniz.
son olarak 266,58 tl'den başlayacak olan kredi kartı taksitlerini de ödemeyi unutmayın. sonra bir bakarsınız, kıçınızdan donunuzu bile almış banka.
tashih: şunu unutmuşum. cihazı aldıktan iki gün sonra "ekonomi çok kötü" mealinde twitler atmayı da unutmuyorsunuz.
divxplanet çevirmenlerindenmiş kendisi. kaç senedir çeviri yapıyor bilmiyorum ama 8 inç'in 8 santimetreye eşit olmadığını bilmeyecek kadar cahil bir arkadaşmış.
elektrikli formula araçlarının yarışacağı yeni bir şampiyona. 2014 eylül ve 2015 haziran tarihleri arasında yapılacak olan yarışlara londra, pekin, los angeles gibi 10 şehir ev sahipliği yapacak.
2012 yapımı olmasına rağmen ülkemizde geçen hafta vizyona girmiş olan robert redford filmi. başrollerinde robert redford, Shia LaBeouf, Chris Cooper, Susan Sarandon, Anna Kendrick gibi isimlerin yer almakta. sağlam bir robert redford filmi olmasına rağmen sözlükte henüz bahsinin geçmemiş olması ise enteresan.
thomas newman tarafından bestelenmiş olan şarkıları barındıran albümdür. oldukça akıcı bir albüm olmasının yanı sıra filmin sahneleriyle bütünlüğü de üst düzeydedir.
geyik desenlisi bile çıktığına ve peynir ekmek gibi satıldığına göre, artık üretilmesi gerektiğini düşündüğüm tayttır. Girişimciler ve girişimci ruha sahip insanlar, neredesiniz amk?
tashih: satış patlaması yapmazsa ben bir şey bilmiyorum amk!