sözlüğe fotoğraf atma konusunda erkekler klasmanında 1. sırada yer alan deveci ile kadınlar klasmanında ilk sırada yer alan dunyanin kahri'nin karşılaştırılması. gerçi istikrarsizbikini yavaş yavaş dunyanin kahri'nin tahtını ele geçiriyor gibi. ben hemcinsimi destekleyip deveci alır diyorum.
kafası futbol dışında hiçbir şeye basmayan zeka sorunlu insanlardır. son zamanlarda 3-4 tane denk geldim böylesine, forza antalyaspor ve forzaslan mıdır nedir bu ikisinin sesi daha çok çıkıyor. hangi takımı tuttuğu önemsiz, isterse benim takımımdan olsun yine söylerim net maldır böyle tipler. gereksiz yer kaplamaktadırlar ve sürekli ağlayıp rakip takıma sallamaktadırlar. sözlük amacından çıkalı çok oluyor zaten ama böyleleri her daim rahatsızlık vermiştir vermeye de devam ediyorlar.
kıyaslanmaya müsait iki film. kahramanlık ve aşk öyküleri. müzik konusu tartışılmaz, son mohikan'ın müziğidir.
mel gibson (karakterin adını unuttum) ibnesi aşık olduğu insana ihanet etti. nasıl bir karaktersiz aşık olduğu insanın acısı tazeyken gidip başka bir kadınla sevişebilir? hatta ona da aşık olabilir? işine geldi de o yüzden. prenses hazır bana aşıkken vurup geçeyim mantığı işte. kahpe herif.
öte tarafta ise tamamen bir sadakat. sevdiğinin peşinden uçurumdan atlayan mı dersin, sevdiğini öldürmesinler diye ateşte cayır cayır yanan mı dersin, sevdiği için düşman kabilenin içine korkusuzca giren mi dersin. neyse cesaret konusuna girmeyeyim iki filmdeki ana karakter de korkusuz, yürekli çünkü.
ben the last of the mohicans'ta daha çok duygulanmıştım o yüzden kazanır diyorum.
boxer ile efil efil dolaşmanızdan her nedense rahatsızlık duyan hemcinsiniz, kankanızdır.
vay anasını satayım, siz siz olun kardeşiniz dışında hiç kimseyle eve çıkmayın. milletin türlü türlü huyu oluyor böyle. başta bilemiyorsunuz ama sonradan çıkıyor.
herif bizi böyle görmekten rahatsız oluyorsa mecbur dikkat edeceğiz napalım, da neden yani? hadi benim bir sebebim var hava sıcak odamdan dışarıya mutfağa bu şekilde gidiyorum, dolaptan içeceğimi alıp dönüyorum odama. sen niye koridorda beni durdurup 'kanka olmuyor böyle ama tek yaşamıyorsun bu evde' deme ihtiyacı duyuyorsun? daha önce de 1 kez yapmıştı bunu o zaman şaka yollu olum sen de bize mi halleniyon lan diyip susturmuştum. demek ki adam harbi harbi rahatsız oluyor, ruh hastası tip. ibne falan da değil hani eve kız arkadaşını bile getirdiği olmuştu. anlamak güç gerçekten.
tamam mı devam mı misali bir soru. insanların çoğu o anki psikolojisine bağlı olarak cevap vereceğinden dolayı çok canlar giderdi herhalde. ben mi? ben geleceği de hesaba katarak, al canımı da bitsin şu boş muhabbet derdim.
bunu yapanı tarif bile edemiyorum bakın elin ayağım titriyor dünya üzerinde yapılabilecek en malca hareketler listesinde ilk 10'a girer. ulan bak anlayacağın şekilde yazıyorum tek tek, game-of-thrones, geym of turons. bunu izlememek başlı başına mallık iken , ezel dizisine efsane demek başlı başına bir mallık iken, siz kalkmış hem game of thrones izlemiyorsunuz hem de ezel şöyle güzel böyle efsane diye konuşuyorsunuz. adama gülerler olum bi aklınızı başınıza devşirin. allah size beyin yerine ne vermiş çok merak ediyorum.
küçümsememek gerekir. ufak görünse de çok şeyi olumlu yönde etkileyebilir, değiştirebilir. takımın motivasyonuna kadar yolu var bu işin. bir çivi bir nalı bir nal bir atı bir at bir yiğidi bir yiğit de bir ülkeyi kurtarır.
şimdi çıkıp da kimse bana bu mal canlıları savunmasın. ışid'den farkı ne birader bunların? söyleyin de bilelim. bildiğin intihar bombacısı ibneler. yav sırf bir insanın canını yakmak uğruna kendi canını feda ediyor aq embesilleri. değer mi? hem niye yakıyorsun birader ben sana zarar falan da vermeyecektim ki nereden böyle bir endişeye kapıldın hani tehlikeyi hisseder falan diyeceğim de onu da hissedemiyor mallar, rastgele kafasına göre sokuyor işte. hiç yani yok yere kendisi de geberiyor bizi de hastanelik ediyor.
savaşçı olarak khal drogo'dur ama night king'e sökmez tabii. onun dışında tek sözüyle ejderhalarına alev üflettiren karı da güçlü ama tek tokatta öleceği için sıkıntı arz etmez. jaqen h'ghar karakteri de bir muamma.
şu kılıcından alev çıkaran adam diyip duruyorsunuz bence o stannis baratheon olabilir her karakterin hunharca katledilişini seyirciye gösterdiler ama onun öldürülüşünü bile göstermediler diye hatırlıyorum. kızıl kadın da söyleyip duruyordu ateşin tanrısının senin hakkında planları var diye. ateşli mateşli bir şey işte neden olmasın.
bu kış denk geldiğim değişik, acınası tiplerdir. hangi maçtı hatırlamıyorum galip geldikleri bir maç. nazım hikmet kültür merkezi'nde biramı içtikten sonra dönüş yolunu tutmuştum. sürekli kadıköy'e gidebilen biri değilim o yüzden gelmişken şu meşhur heykel nasılmış diye bakmaya gittim. yağmurun ortasında birkaç tane andaval toplanmış heykelin etrafına bağırıyor: ananı skim bjk diye. hahaha ne güldüm amk elimdeki sigarayı atıp kafa göz dalacaktım kafam güzel yanımda da sayko bir arkadaş var ama neyse hadi dedik. böyle de bir anımdır efendim renkliler eğlendirmişti işte.
normal sezon mvp'liği için rekabet eden en büyük iki adaydı. westbrook hak ederek mvp oldu. önceden zekası ile james harden 1 adım önde derdim fakat bu seneki canavarlaşan, inanılmaz atletik rw'yi görünce fikir değiştirdim. houston rockets takım oyunu yapayım derken harden'in olağanüstülüğünden yeterince faydalanamadı diye düşünüyorum. hangisi daha şık daha estetiktir dersek tabii ki james harden'in yumuşak atışları derim. uzun lafın kısası ikisi de mükemmel oyunculardır kevin durant ve kawhi leonard gibi yıldızların bir tık gerisinden gelmektedirler.
içinde bulunduğum vahim durum. tanrının en büyük laneti diye düşünüyorum, insanların yemek yemeye muhtaç olması. iğrenç, aşağılayıcı ve çok rahatsız edici bir durum. bakın zevk için yenilen bir profiteroldan bahsetmiyorum. az yersek bu sefer de vücudumuz boktan bir hale bürünüyor. gerçekten çok lanet bir döngünün içerisindeyiz. allah belasını versin. şu an ilk defa yaratıcının bize eziyet ettiğine yürekten inandım. böyle bir durumda zaten onu da sevmem mümkün değil. kusura bakmasın.
cevabını kimsenin bilmediği soru. gururlu yaratıklar olarak tabii ki de ikincisinin gerçek olmasını isteriz. sonsuza kadar yaşayacağımız bir cennete gözlerimizi açmak. ne yazık ki bu; biraz fazla iyimser, çocukça, egonun esiri olmuşcasına bir beklentidir. ben ölümün son uyku olduğunu kabullenmek istiyorum, öyle değilse büyük bir sürprize uğrayacağım. hani islamcılar derler ya allah yoksa ben bir şey kaybetmem ama siz bitersiniz. işte ben de ikinci bir hayat diye kendimi avutmayacağım ama olduğunu öğrendiğim takdirde de çok mutlu olacağım. tabii o zaman tanrı resti çekebilir, şimdiye kadar inanmadın şimdi sevinmek senin değil diğerlerinin hakkı diye.
lan dün gece yatağımdayken hassiktir dedim meğerse ben burada kendime ve sizlere de hakaret etmişim, laf bir tek oytun'a gitmemiş oluyor o yüzden bu kadar eksilendim. hmm. yalnız bu durumda tespitim yine doğru çıkıyor baksanıza kendime laf çarpıtacak kadar zeka seviyem düşük ama müzik kulağım iyi.
bir kez olsun çıkıp da, şu kavurucu sıcaklarda hayvanlara su verelim öğüdünde bulunulması yerine, hep insanın çıkarlarının ve keyfinin söz konusu edilmesi durumudur.
şu an çok terliyim az önce bir bardak soğuk su içtim ve sokaktaki hayvanların halini düşünerek iç geçirdim. ne kadar duyarsızlaştığımızı, umursamazlaştığımızı düşündüm. her insan sokaktaki bir hayvan için fazladan 5-10 saniye düşünme yetisini harcasa, dünya ne kadar güzel bir yer olurdu öyle değil mi? sadece evden çıkarken çöpün kenarına bir kap su koymakla... evet bu olurdu.
cuma hutbesi mevzusuna geri dönecek olursak, evet şimdi cuma namazlarına gitmiyorum ama yıllarca gitmişliğim var. oradan biliyorum. 'bilmeden yalan yanlış konuşma, öyle konuşmalar da yapılıyor' diyeceksiniz. o zaman ben de size şöyle derim:
yine yapılsın, 1 kere değil 5 kere değil 10 kere yapılsın. insanın kendi aklı var. hayvanların ise üstesinden gelemediği, gücünün ve aklının yetmediği şartlar çok. yani bize muhtaçlar. bu yüzden insanlara ulaşma imkanı olan ve halkı etkileme kapasitesi yüksek olan imamların böyle bir bilinci aşılaması gerek diye düşünüyorum. belki o zaman insanlar, en azından sevap diye bir şeyler yaparlardı.
ne gariptir ki ellerine geçen ilk fırsatta, buldukları ilk yakışıklı erkekte bu laflarını yutarlar. erkeklere güvenmiyorum, erkekler şöyledir böyledir diye atıp tutarken iyidir ama iş gerçeklere gelince öyle değildir.
tarafımdan ortaya atılmış pek de aslı astarı olmayan iddiadır. başta bu düşünce, tabii ki cinsel içerikli yazılar ve görüntüler paylaşmasından dolayı kafamda belirse de sadece bununla sınır kalmamaktadır. yazılarını karşılaştırdım, tarzları tıpa tıp uyuyor. ayrıca ikisinin nickinde de l ve k harfleri ön plana çıkmakta, o ve i harfleri de cabası. evet dayanaklarım bunlar ve sezgilerimi de ekleyince ortaya böyle bir sonuç çıkıyor. kendisi sevdiğim bir yazar, takipleşiyoruz. gel gör ki doğru bildiğimi konuşmaktan geri kalamayan bir yapım var, gerçekleri bilmek herkesin hakkı.
