-milli gelir duzeyi dusuk, -sosyal yapisi yozlasmis, -saglik sistemi aksak, -egitim ve sanat seviyesi dusuk, -surekli nufus artisi olan, -istihdam sorunu olan,
ulkeler degildir. geri kalmis ulkelerin tanimi yapilirken, daha dogrusu geri kalmisligin tanimi yapilirken, dusulen en buyuk hata, cagdaslasmayi ve modernlesmeyi batinin kistaslarini esas almaktir. ayni hataya pek cok modernlesme teoriside duser. oysa, geri kalmis ulkelerin yapisi batidan cok daha farklidir. geri kalmislik, bir surectir, maddeler halinde siralamada 3 madde tutuyorsa bu ulkenin geri kalmisliginin ana sebepleri degildir. misal, turkiye geri kalmis bir ulkedir. cunku tarihsel sureci icinde, turkiye (osmanlinin halefi oldugunu goz onune alirsak) avrupa'da ortacag yasanirken, muazzam bir uygarlik haline gelmistir ancak simdi o muazzam uygarligin arkasindan, sacma sapan butun kavramlari birbirine katan, sanatta ve bilimde cok ileriye gitmis olmasina ragmen simdi esamesi bile okunmayan bir ulke olmustur.
eski dengesini kaybetmis ancak yeni dengesini de bulamamis, dolayisiyla yerine koyamamis, surekli kaos icinde kalan bir ulkedir turkiye. yaa iste boyle sozluk, bunu ogretmekte ismail cem'in gitmeden once yaptigi son kiyaktir.
insanin amator demeye dilinin varmadigi topluluk. pek cok oyunlarini izledim ama dun senlikler kapsaminda izledigim, epik bi tur olan (bkz: mezbahalarin kutsal johannası) bambaskaydi. oyun epik tiyatronun bu kadar mi hakkini verir? bu kadar mi butun taslar yerli yerine oturur, abartsiz ama mesaj cok net olur. yine de soylemeden gecemeyecegim, epik tiyatroda biri elinde minderle kosuyorsa ne yapacagi cok onceden belli bir geyik olmasina ragmen ben o minder sahnesine icimden boyle zemberekler firlata firlata guldum.
ulkenin en saglam sosyoloji akademisyenidir desek sallamis olmayiz. ayar almayan ama feci ayar veren hocalardan. ukaladir, ama kendisinde ki ukalalik ferhan sensoy ukalaligidir, yani hakkidir. verdigi egitimin meyvesini ister, saglam bir egitim verdigi icinde ogrencileri hafiften surundurur. disiplinlidir, yeri geldigi noktada giciktir, kildir, bazi bazi anlayissizdir. sosyoloji, sosyoloji icindir degildir aytul hoca icin, sosyoloji toplum icindir. yaptigi pek cok calismada bunu destekler niteliktedir.
ogrencisi olmak ister miyim? valla, rahatim iyi be hocam. hic bozmayalim bu rehaveti. surunen ogrencilere el salliyorum. *
facebookta resimlerin altına yazılır. genelde kızlar birbirleri için yazarlar bunu... canım değil cnm yazılması ayrı bi ineklik, nedir yani o kadar tatlıyım ama sen benim için iki harf fazla yazamıyosun. bu mu? pii...
şehire girişte tabelada yazılır, nufus, ölçüm vs. ile birlikte. deniz seviyesinden yüksekliği belirtir güya. benimse üstünü çizip, "rakım: sek olsun " yazasım var, görenler gözlerini blink blink kıprıştırsın diye.
hangi akli selim cikarmis bunu bilinmeyen haber. "sikkoooo" caiz degilmis laaann diye ayagimdaki ayakkabilari atmama sebep olan haberdir de ayni zamanda. eve simdi yalin ayak donecegim umarim usutmem. tabi ayakap olmadigi icn ayaklarda ortada. ciyp ciyp.
dinlerken kafayi siyiracaginizin garantisi olan cok saglam diyecegim ama saglam olmayan blackmoore's parcasi olur mu? olmaz tabii... neyse, blackmoore's night parcasi. aha sozleri,
Standing in the rain
The cold and angry rain
In a long white dress
A girl without a name
She stood beneath the light
Glowing like a candle bright
I guess it doesn t matter anymore
I pulled along the side
And offered her a ride
Like the rolling mist she floated inside
As we drove away
She had nothing to say
So I guess it doesn t matter anymore
*I believe some things can t be explained
They are hidden in the mist and in the silver rain;
The road was long
It ran on
When I heard her singing her silent song
I knew the melody
From my memory
But I guess it doesn t matter anymore
Finally she spoke
Come pull off the road
Saying she was headin' home
I turned and she was gone
I was all alone
But I guess it doesn t matter anymore
As I walked away
No reason to stay
She had faded back into the grey
A whisper in the trees
You could hear it in the breeze
Say I guess it doesn t matter nymore
Said I guess it doesn t matter anymore
No I guess it doesn t matter anymore
ingilizce kotu biyoloji, tu kaka pis bunye anlamina falan gelir (sanirim). hani bad kotu ya. ohm. neyse.
sonuc olarak su noktaya baglamaya calisiyorum;
zaman zaman çileden çıkaran isteklerin bulunduğu aparat. mesela, entry yanlış bi bilgi içerir, bunun için rötuş isteği yapılır ya da entry de bariz mantık hatası vardır falan tamam. zaten, birilerinin imla hatalarını sürekli olarak düzeltmek bana inanılmaz sinir bozucu ve son derece ukala bi davranış gibi geliyo, bunun sebebi de "ahi ahi de yi bitişik/ayrı yazamıyo mal" diye kampanyalar başlatan insanlar, interaktif ortamlarda dil bekçiliği olmaz arkadaşım, zaten canım sıkılmış, mesai saatinde bilgisayar başından kalkmıyorum, konuşur gibi yazmışım öyle (şu an da yazdığım gibi). ama şu dakika rötuş isteği kutumda şöyle bir rötuş isteği mevcut : ilk cümlede noktalama işaretinden sonra boşluk bırakılacak.
hani bahsi geçen entry kaç paragraf ben sayamadım. ama bu mu yani? 5 paragraf entry yazıyorum ve bu mu?
bu mudur? hayır, istemediğin ot burnunda bitermiş o hesap. şimdi bunu yazdım ya, inadına dolar rötuş isteği kutusu şimdi.
bir rötuş isteği daha geldi gerekçesi şu : grammar hataları dolu kelimelerde.
(grammar diildir canım o. kelime bilgisidir. ukalalık yapıyosun bari karşındakini keriz yerine koymadan yap.)
bira içenlerin rakının adabını bozmasıyla şiddetlenen savaş. bira çabuk çabuk içilir, ısınırsa sidikten hallice olur çünkü. yanında çerez yenir. rakı ağır abidir, yanındakine de çerez değil, meze denir. bi elinde sıkı sıkıya su bardağı tutulup, diğer elinde rakı bardağı öyle yudum yudum içilmez, ama biraya alışmışlar olanların buna ayak uydurması zordur, gözlüklü şirin gibi görünürler uzaktan. ayrıca rakı içenin rakısı sorgulanmaz, tuborg mu gerçek bira efes mi gerçek biranın geyiği yapılırda, ay sen sek rakı mı içiosun öh su katsana biraz, insan kendine niye eziyet eder ki iyyy, artis misin falan gibi sorgulamalar rakının yapısına terstir ama biracı ısrarla bu sorgulamayı yapar. rakı içilirken kafa ütülenmez, demlenmek denen bişiy vardır. ayrıca bira belki paylaşılır ama aynı bardaktan rakı paylaşılmaz gel bi tadına bak diyenin rakı içme hakkı ikinci bi emre kadar elinden alınır, ama ah bu biracılar yok mu bu biracılar. rakı adabı olan bi içkidir,çarptı mı bi de duvar çarpar, bira en fazla tuvalete kadar çarpar. bira mı, votka mı, tekila mı daha iyi polemiğini kimin başlattığı önemli diildir, rakı bitirir. öhm.
türk müzik piyasası içinde yerini almış olan "rezalet grup". zaten bi tanesinin adı bihter, bihter isiminden nefret ederim, bihter'lerin kendisinden de nefret ederim,hepsinin sebebide bu grupta bulunan bihter adlı şahıs sanıyorum, eğer gözlerim yanlış görmediyse, 2. kez izlemedim bile acaba yanlış görmüşmüyüm diye. sanıyorum, seslerinin kötü olması bi tarafa, tarif bile edemiyorum o yeteneksizliği, duygu yoksunluğunu, hani ne denir.. herkeste yoktur o şarkı söyleme kabiliyeti, bunlarda hiç yok. grup için isim seçimleri facia olması bi tarafa, bu kızların çoğu aslen dansçı. ve şarkıyı söylemeyi, dans etmekten daha iyi yapıyorlar. düşünün, iyi yaptıkları şeyin tarifini de yukarda verdim.
kolay kolay, şu veya bu şekilde müzikle uğraşan hiç kimseye tu kaka demem, buna britney spears, jeniffer lopez de dahil. çünkü bilirim ki onlar vokaldir, o şarkıları yapanların sabahlara kadar anası ağlamaktadır. iki notayı birbirinden ayıramayan bi insan olarak haddim olmadığını düşünürüm. ve fakat... anladınız siz.
herbirinin özelliklerini yazim buraya : allah bilir müzik ve dans bütün dünyalarıdır hepsinin. eminim alışveriş yapmayı da çok severler. hepsinin en az 3 tane falan böyle incik cincik bi nerelere sokulası nasıl sevilesi bilinemez ufacık tipsiz köpekleri vardır. ferrarisini satan bilge tarzı kitaplar favorileridir. ve en önemlisi otursan 3 kelimeyi bi araya getiremeyecek modellerdir. ööööö ya, öööööö.
iyi sanatçı, iyi müzisyenlere ihtiyacımız var dedikçe, boys anılar gibi türüyor bu modeller. kabus bile değiller. kızım dans etsenize, dansçı diil misiniz siz?
edit: hem başlıktan taşıdım, hem dayanamadım yine eklemeler yaptım.
antalya'nın muhtemelen kaleiçi'nde konuşlanmış olan kafe/barları arasında en kendi halinde, en nadide, en bi bira içip, mizah dergilerinin ve diğer canınızın istediği herhangi bi dergiyi okuyabileceğiniz, büyük ihtimalle en güzel sıcak çikolatasını yapan, yıllar yılı radio eksen çalan, çok çok nadir kalabalık olan, belki bu yüzden akanın, kokanın, kesenin, sarkanın, (gizli bahçe gibi piyasa olmayan yani) olmadığı, boncuk adında inanılmaz psikopat bi köpeğe ( kapıdan tipi bozuk biri girse havlar sizi ne kadar tanıyor olursa olsun bi yamuğunuzu sezerse bi havlayarak kovalamadığı kalır) sahip olan mekanı.
bazi cocuklar cikarmalari gereken mesaji cikaramazlar bundan. mesela bazisina gore alinmasi gereken mesaj " agzimiz doluyken konusmamaliyiz"dir. cocuk tabi... yapabilir boyle seyler. bu yuzden cok uymamak lazim cocuk aklina. ama cok zeki bi insan olmus olabilir o cocuk sonra, evet kesin oyle olmustur. afferim o cocuga. yerim onu ben. *